Temmuz enflasyonu zammı götürdü

Temmuz enflasyonu zammı götürdü

HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Bu enflasyonist sistem, doğal olarak ücretlilerin milli gelirden aldığı payı azaltır, sermayenin milli gelirden aldığı payı yükseltir. Enflasyon böyle bir şey. Yoksuldan zengine akış olur. Temmuz ayı enflasyonu, bizim aldığımız ücret zammını aldı götürdü” dedi.

HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Bu enflasyonist sistem, doğal olarak ücretlilerin milli gelirden aldığı payı azaltır, sermayenin milli gelirden aldığı payı yükseltir. Enflasyon böyle bir şey. Yoksuldan zengine akış olur. Temmuz ayı enflasyonu, bizim aldığımız ücret zammını aldı götürdü” dedi. Arslan, Hizmet-İş Sendikası’nın Bafra Turizm Bölgesindeki bir otelde düzenlenen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısının açılışında konuştu.

KKTC’nin Türkiye için büyük ve tarihi bir öneme sahip olduğunu belirten Arslan, Türkiye’nin güvenliğinin ve Mavi Vatan’ın öneminin KKTC’den geçtiğini söyledi. Ada’da Türkiye’nin varlığını tartışmaya açanların emperyalizmin sözcülüğünü yaptığını ifade eden Arslan, Türkiye’nin bugün olduğu gibi yarın da Ada’da olacağını vurguladı. Arslan, HAK-İŞ olarak Kıbrıs davasına her zaman sahip çıktıklarını ifade ederek, uluslararası arenada KKTC’yi ve bağlı sendikaları KKTC Kamu-Sen’i gündeme getirmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Hizmet-İş Sendikası’nın 14. Genel Kurulu’nun ardından yeni bir dönemin başladığını ifade eden Arslan, şöyle konuştu:

“Yeni dönemdeki ilk hedefimiz, 2023’ün ocak ayındaki sendika üye sayıları istatistiklerini lehimize dönüştürmek oldu. Bütün teşkilatımıza yürekten teşekkür ediyorum. Çünkü büyük başarı hikayesine imza attılar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının son açıkladığı sendika üye sayısı istatistiklerinde Hizmet-İş Sendikası’nın açık ara Türkiye’nin en büyüğü olduğu ilan edildi. Sendikamız 276 bin üyeye ulaştı. Bu elbette ki büyük bir başarı ama iş kolumuzda 400 bin civarında sendikasız işçi var. Yetkili olduğumuz yerlerde, sendikaya üye olmayıp dayanışma aidatı ödeyen 38 bin işçi var. Bunun için hedefimizi daha da büyütmemiz lazım. İş kolundaki bütün sendikasız işçileri sendikamıza dahil etme mücadelemize hız kesmeden devam etmeliyiz.”

‘YÜKSEK HAKEM KURULUNA SESLENİYORUZ’

Mahmut Arslan, Kamu Çerçeve Protokolü’nün belediyelerde uygulanmamasının büyük bir sorun olduğunu belirterek, belediyeler ve belediye şirketlerinin de Kamu Çerçeve Protokolü’ne dahil edilmesi için mücadele verdiklerini söyledi. Bu konuda seçimlerden önce eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’le bir mutabakat sağladıklarını vurgulayan Arslan, yeni kabineyle birlikte söz konusu mutabakatta bir ilerleme sağlayamadıklarını dile getirdi.

Yüksek Hakem Kurulu’nun diğer yıllardan farklı olarak bu yıl ilk kez Kamu Çerçeve Protokolü’nün prensip kararlarını dikkate alma eğiliminde olduğunu ama bu tutumun bazı belediye başkanlarının girişimleriyle değiştiğine dikkati çeken Arslan, “Yüksek Hakem Kurulu’na bir kez daha sesleniyoruz. Şubat ayından temmuz ayına ne değişti de bundan vazgeçtiniz. Ne oldu, enflasyon mu düştü, belediyelerin imkanlarına ket mi vuruldu? Belediyeler maaş ödeyemez noktaya mı geldi? Bu yanlış karardan dönülmesi talebimizi ifade ediyoruz, aksi halde Yüksek Hakem Kurulu’nun bağımsız duruşuna leke sürülmüş olur, buna kimsenin izin vermemesi lazım” dedi.

52 GÜNLÜK İLAVE ÜCRET ÖDENMELİ

Mahmut Arslan, 6772 sayılı Kanun gereğince 52 günlük ücret tutarında kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerde çalışan kadrolu işçilere ödenen ilave tediyelerin, kanundaki açık hükme rağmen yargı kararları nedeniyle mahalli idarelerin iştiraklerinde/şirketlerinde çalışan işçilere ödenmediğini belirtti. Belediye şirketlerindeki işçilere yılda 52 günlük ilave tediye ödemesi yapılması talebini yineleyen Arslan, “Bunun için biz Kamu Çerçeve Protokolü’ne, 6772 sayılı Kanunla belediye şirketlerine 52 günlük ilave tediyenin verilebilmesi için yasal düzenlemenin yapılmasını içeren ilave madde koyduk. İnşallah yeni dönemde bunun hayata geçirilmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

EK PROTOKOL TALEBİNDE BULUNDUK

Belediyelerde yaptıkları başarılı toplu iş sözleşmelerinin zaman içerisinde yüksek enflasyon sebebiyle eridiğini ifade eden Arslan, bunun için sözleşme imzaladıkları birçok belediyeden ek protokol talebinde bulunduklarını vurguladı. İstanbul’da ilçe belediyelerinde çalışan işçilerin düşük ücretlerle mücadele verdiğini ve tüm girişimlerine rağmen belediye yönetimlerinin ek protokol yapmaya yanaşmadığını belirten Arslan, yaptıkları araştırmada, belediye şirketlerinde çalışan işçilerin büyük bir bölümünün ek iş yapmak zorunda kaldığını tespit ettiklerini söyledi.

ENFLASYON ÜCRETLİ ÇALIŞANI EZİYOR

Kamu Çerçeve Protokolü’nün imzalanmasının ardından kamuda farklı statüdeki çalışanların, kamu işçilerinin ücretlerini gündeme getirmeye başladığına dikkati çeken Arslan, zor şartlar altında kamu işçilerinin ücretlerinin kıyaslanmasına tepki gösterdi. Belediyelerde çalışan işçilerin büyük bölümünün asgari ücret düzeyinde ücret aldığını belirten Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz kimsenin aldığı ücret fazla diyemeyiz. Bu enflasyonist sistem, doğal olarak ücretlilerin milli gelirden aldığı payı azaltır, sermayenin milli gelirden aldığı payı yükseltir. Enflasyon böyle bir şey. Yoksuldan zengine akış olur. Temmuz ayı enflasyonu, bizim aldığımız ücret zammını aldı götürdü. Çalışanları birbirine düşürecek sözler ayıp. Gel bakalım sanayide bir çalış, hadi bakalım. Girmeyin bu işlere. Bütün emekçilerin daha fazla ücret almasını destekliyoruz ama kendi üyelerimizin de insan onuruna yakışacak bir ücret almasını talep ediyoruz.”

ENAG: BUNLARIN EN AZ 3’ÜNÜ YAPAMIYORSANIZ YOKSULSUNUZ

Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) kurucusu Veysel Ulusoy, 9 maddelik bir test paylaşarak, “Bunların en az 3’ünü karşılayamıyorsanız maddi açıdan yoksunsunuz denir. En az dördü içinse, ciddi yoksun sınıfına girersiniz” dedi. Prof. Dr. Veysel Ulusoy, sabah notları olarak ekonomik bir test paylaştı. Ulusoy, paylaştığı testte kullanıcıların verdiği yanıtlara göre maddi durumunun belirlendiğini belirtti. Ulusoy’un soruları şöyle: “Kendinizi test edin! İpotek, kira ödemeleri, faturalar, diğer borçlar, iki hafta evden uzakta tatil, iki günde bir et, tavuk, balık yemek, beklenmeyen finansal giderler, bir telefon satın alma, bir TV satın alma, bir çamaşır makinası satın alma, bir araba satın alma, evi yeterince sıcak tutarak ısınma. Bunların en az 3’ünü karşılayamıyorsanız maddi açıdan yoksunsunuz denir. En az dördü içinse, ciddi yoksun sınıfına girersiniz.”

‘PAZAR YERİ YANGIN YERİ’

CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı ekonomik krize dikkati çekmek için “Pazar yeri yangın yeri” projesini başlattı. CHP Kadın Kolları olarak 81 il, 973 ilçede semt pazarlarında stantlar açmaya başladı. Proje dolayısıyla, Aydın İl Kadın Kolu Başkanı Ayşe Özdemir, pazarda halkın derdini dinledi. Özdemir, şöyle konuştu: “CHP Kadın Kolları ilçe başkanlarımla beraber bugün Aydın’ın en büyük pazarı Salı Pazarı’nda vatandaşlarımızla buluştuk. Tezgahların üzerinde maalesef fiyatlar yoktu. Sorduğumuzda üreticilerimiz üzülerek, utanarak yarım kilonun fiyatını söylüyordu. Üreticimiz bu durumdan memnun değil. Vatandaşlarımız ise hiç memnun değil. Tencerelerimiz kaynamıyor, evlerde dert kaynıyor. İncirin memleketindeyiz. Aydın Türkiye’de incirin başkentidir. 60 liradan 1 kilo inciri almak zorunda kalıyor. Başka illerde bu inciri artık düşünün biz üretiyorsak burada, başka iller kaç liraya alıyor, onu bir sormak lazım.” Özdemir, bir pazarcıya, “Ne kadar fasulye?” diye sorunca “120 lira” yanıtını aldı. Özdemir, “Geçen hafta 100 liraydı. Neden bu hafta 120” dedi. Pazarcı ise şöyle konuştu: “Alışımız 110 lira olunca, satışımız da böyle oluyor. Bizlik bir şey değil. Evet ben üreticiyim. Ama benim ne biberim ne patlıcanım ne domatesim para etmiyor. Alıp sattığım para ediyor. O dolaba koyma devri bitti. Kışa Allah kerim.”

‘CANIMIZ İSTİYOR AMA ALAMIYORUZ’

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde pazar alışverişine gelen vatandaşlar pahalılıktan yakındı. Emekli Mehmet Bozdoğan, “Mesela şurada gördüğün hemen hemen hepsini canın istiyor insansın. İstiyor ama alamıyorsun gücün yetmiyor ne yapacağız? Tek tek vermiyorlar, veriyorlar mı? Şuradan bir salatalık alayım desem ne olur bir salatalık ne olacak? Yarısını eşime versem yarısını ben yesem yine kurtarmıyor” dedi. Bozdoğan, “Fiyatlar, her şey pahalı, karpuz 8 liraydı, 12 lira ettiler. Alamıyoruz, tövbe alamıyoruz. Mesela şurada gördüğün hemen hemen hepsini canın istiyor insansın. İstiyor ama alamıyorsun gücün yetmiyor ne yapacağız? Şuradan bir salatalık alayım desem ne olur bir salatalık ne olacak? Yarısını eşime versem yarısını ben yesem yine kurtarmıyor” dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN