Orta Vadeli Program'da (OVP) 2026 ikinci yarısı için takvime bağlanan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), Otomatik Katılım Sistemi'nin (OKS) işveren katkısıyla ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşmesini öngörüyor.
Ancak bu sistemle paralel olarak planlanan Kıdem Tazminatı Fonu (KTF), çalışanların kıdem tazminatı hakkını fona devrederek 'ikinci emekli aylığı' adı altında buharlaştırma endişelerini beraberinde getiriyor.
Milyonlarca çalışanın geleceğini yakından ilgilendiren bu iki düzenleme, sosyal güvenlik sistemi üzerinde ciddi dönüşümlere neden olabilir.
TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ (TES) NEDİR, NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK?
TES, mevcut sosyal güvenlik sistemi yerine geçmeyecek, ancak emeklilik döneminde SGK maaşına ek olarak düzenli bir ikinci emeklilik geliri sağlamayı amaçlayan yeni bir model olarak kurgulandı.
TES'in temel hedefi, emeklilikte ortaya çıkabilecek gelir kaybını telafi etmek, çalışanların yaşam standartlarını korumak ve hane halkı tasarruflarını artırdı.
Sistem, çalışan, işveren ve devletin ortak katkılarıyla, birikimlerin emeklilik yatırım fonlarında değerlendirileceği ikinci basamak emeklilik sistemi olarak planlandı.
Daha önceki OVP'de 2024 ve 2025'in ikinci yarısında hayata geçirilmesi hedeflenen TES, son yayımlanan 2026-2028 OVP ile birlikte 2026 yılı ikinci yarısı için tekrar takvime bağlandı.
Özgür Erdursun: Asgari ücretin 26 bin 500 TL'ye yükselme ihtimali var!
KIDEM TAZMİNATI FONU (KTF) NEDEN TEKRAR GÜNDEMDE?
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nin (TES) yasalaşma sürecinin hızlanmasıyla birlikte, çalışanların en önemli güvencesi olan kıdem tazminatı hakkını fona devretmeyi amaçlayan Kıdem Tazminatı Fonu (KTF) düzenlemesi de yeniden gündeme geldi.
Daha önce 2018 ve 2022 yıllarında iki kez gündeme gelmesine rağmen, işçi sendikaları ve çalışanların sert tepkisi ile 'genel grev' uyarıları üzerine geri çekilen KTF, bu kez TES ile eş zamanlı olarak hayata geçirilmek isteniyor.
KTF ile kıdem tazminatı yükümlülüğünün işverenlerden alınarak oluşturulacak bir fona aktarılması planlanıyor. Bu fonun, işçi, işveren ve devlet katkılarıyla beslenmesi öngörülüyor.
KTF DÜZENLEMESİ NEDEN TEPKİ ÇEKTİ?
Daha önceki KTF yasa taslağında yer alan ve en çok tepki çeken maddeler, çalışanların kazanılmış haklarını gerilettiği gerekçesiyle büyük endişeye neden oldu.
Bu maddeler arasında; fonda biriken tazminat tutarının 10 yıl boyunca çekilememesi, işten ayrılan çalışanlara birikimin sadece yüzde 25'inin ödenmesi ve birikimin tamamının toplu olarak ödenmesinin yalnızca emeklilik koşuluna bağlanması gibi kısıtlayıcı hükümler bulunuyordu.
TÜRK-İŞ ve DİSK başta olmak üzere işçi sendikaları, çalışanların en önemli gelecek güvencesini fona devreden bu düzenlemeye karşı çıkarak taslağın geri çekilmesini sağlamıştı.
Ancak 2026 OVP takvimi sonrasında TES ile paralel olarak KTF hazırlıklarının yeniden başladığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TİSK ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ortak çalışma gruplarıyla taslağın güncelleneceği kulislerde konuşuluyor.
Kamu hizmetleri çöküşte! OVP, emek sömürüsünü resmileştiriyor
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ NASIL DÖNÜŞÜYOR?
TES ve KTF düzenlemelerinin temel hedeflerinden birinin, hızla artan sosyal güvenlik açıkları ve emekli maaşlarındaki erime ile tıkanma noktasına gelen sosyal güvenlik sistemi üzerinde radikal bir dönüşüm yaratmak olduğu belirtiliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına göre sağlıklı bir sistem için dört çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, Türkiye'de bu oranın 1,6 çalışana kadar gerilemesi, sistemdeki aktüeryal dengenin ciddi şekilde bozulduğuna işaret ediyor.
İktidar, bu duruma çözüm olarak emekli aylıklarını düşük tutma ve sağlık harcamalarında katılım paylarını artırma gibi önlemleri ön planda tutuyor.
Bu çerçevede daha önce devreye sokulan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TASS) ile sosyal devlet ilkesinin geri plana itilerek sağlık sisteminde ticarileşmenin yolu açılmıştı.
Şimdi ise TES ile çalışanların aylıklarından SGK primi dışında en az yüzde 3 oranında ikinci bir prim kesintisi zorunluluğu getirilerek emeklilik sistemi de ikili bir yapıya dönüştürülüyor ve özelleşme zeminine taşınıyor.
KTF KAYNAKLARI NEREDE KULLANILACAK?
Kıdem Tazminatı Fonu (KTF)'nun hayata geçirilmesiyle birlikte, devlet, işveren ve çalışanlardan kesilecek primlerle yüz milyarlarca liralık devasa bir kaynak oluşması bekleniyor.
Düzenlemenin, birikimlerin 10 yıl boyunca çekilememesi ve toplu ödemenin yalnızca emeklilikte yapılması gibi kısıtlamalar içermesi, bu devasa kaynağın farklı amaçlar için kullanılabileceği endişesini doğuruyor.
Daha önce 1999 yılında kurulan ve varlıkları 200 milyar TL'ye yaklaşan İşsizlik Sigortası Fonu (İSF)'nun da kuruluş amacından uzaklaşarak büyük oranda işverenlere aktarılması ve kamu bankalarının sermaye açıklarının kapatılmasında kullanılması, KTF için de benzer bir riskin varlığını gösteriyor.
Ekonomi kulislerinde, KTF'de birikecek bu taze kaynağın, Hazine'nin ve kamu bankalarının ucuz finansman ihtiyacını karşılamak ya da işverenlere düşük faizli kredi sağlamak amacıyla kullanılacağı öngörülüyor.
Emekliliğinize ek maaş almanın yolu bu sistemden geçiyor! Gelecek yıl başlıyor
