Elektrikli otomobil devi Tesla, Avrupa pazarında ciddi bir daralma ile karşı karşıya. Nisan ayı verilerine göre şirketin Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki satışları geçen yıla oranla yüzde 52,6 azaldı. Uzmanlara göre bu düşüş yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda marka imajıyla da bağlantılı. Şirketin kurucusu ve CEO’su Elon Musk’ın siyasi çıkışları ve sosyal medyadaki tartışmalı tutumu, Tesla’nın Avrupa’daki cazibesini zedeliyor.
NİSAN’DA SATIŞLAR YARIDAN FAZLA DÜŞTÜ
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) tarafından yayımlanan verilere göre, Tesla’nın AB ülkelerindeki nisan ayı satışları 2023’teki 11 bin 540 adetten, 2024’te 5 bin 475 adete düştü. Bu, yıllık bazda yüzde 52,6’lık bir düşüş anlamına geliyor. Markanın AB otomotiv pazarındaki payı da bu süreçte yüzde 1,3’ten 0,6’ya gerileyerek yarıdan fazla küçüldü.
Ocak-Nisan dönemine bakıldığında da tablo pek farklı değil. 2023’ün ilk dört ayında AB’de 77 bin 314 adet satış yapan Tesla, bu yılın aynı döneminde 41 bin 677 satışla yüzde 46,1’lik bir düşüş kaydetti. Böylece şirketin AB otomobil pazarındaki toplam payı da yüzde 2,1’den yüzde 1,1’e düştü.
TÜM AVRUPA’DA GERİLEME SÜRÜYOR
Düşüş sadece AB ile sınırlı değil. Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üyesi İsviçre, Norveç ve İzlanda ile İngiltere’deki satışlarda da ciddi gerileme var. Bu ülkelerde Tesla'nın nisan ayı satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 49 azalarak 7 bin 261 adete düştü. Ocak-Nisan dönemindeki toplam satış ise yüzde 38,8 azalarak 61 bin 320’ye geriledi.
ELON MUSK’IN İMAJI SATIŞLARA ENGEL Mİ OLUYOR?
Analistler, Tesla’nın Avrupa’daki kan kaybında yalnızca ekonomik ve teknolojik faktörlerin etkili olmadığını belirtiyor. Şirketin CEO’su Elon Musk’ın sosyal medya paylaşımları, siyasi angajmanları ve Avrupa kamuoyunda tepki çeken çıkışları markanın imajını zedeliyor.
Musk’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlama töreninde yaptığı ve Nazi selamına benzetilen el hareketi, Almanya’daki aşırı sağcılara verdiği destek ve İngiltere siyasetine yönelik müdahaleci açıklamaları gibi birçok adımı, Avrupa’da özellikle çevreci ve merkez sol seçmen kitlesinin tepkisini çekti.
