TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, SEDEFED’in Rekabet Kongresi’nde yaptığı konuşmada enflasyonla mücadelenin maliyetlerine dikkat çekti, kalıcı fiyat istikrarı için yapısal reform vurgusu yaptı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, SEDEFED tarafından Sabancı Center’da düzenlenen 17’nci Rekabet Kongresi’nde yaptığı konuşmada, makroekonomik istikrarın sağlanmasının ekonomik başarı açısından vazgeçilmez olduğunu belirtti. Turan, “Makroekonomik istikrarın en büyük belirleyicisi, enflasyonun düşük seviyelerde korunabilmesidir. En önemli, öncelikli konumuz enflasyonun kalıcı olarak düşük, tek haneli seviyelere indirilmesi” dedi.
Sanayicilerin son iki yılda yüksek finansman giderleri ve talepteki yavaşlamayla enflasyonla mücadelenin bedelini doğrudan hissettiğini ifade eden Turan, “Enflasyonun yüzde 75’lerden 30’lara inmiş olması önemli bir başarı. Ancak önümüzde zorlu bir yol olduğunu da görüyoruz” dedi. Tarımda yaşanan don olayları, enerji fiyatları ve hizmet sektöründeki fiyat baskılarının düşüş sürecini yavaşlattığını vurgulayan Turan, “Doğru para politikası en önemli belirleyici olsa da tek başına yeterli değil. Yapısal alanlarda da adımlar atmamız gerekiyor” diye konuştu.
“SANAYİDE TOPARLANMA BAŞLADI AMA RİSKLER SÜRÜYOR”
Sanayi sektörüyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Turan, “Sanayide en yoğun baskı döneminin geride kaldığını düşünüyoruz. Bir toparlanma evresine girdik” ifadesini kullandı. Yatırımlarda gözlenen artışa dikkat çeken Turan, bu gelişmenin büyük oranda savunma sanayi kaynaklı olduğunu söyledi. Avrupa talebindeki artış ve avronun güç kazanmasının ihracata destek sağladığını belirten Turan, finansman maliyetlerinin düşmesinin bu süreci pekiştireceğini, enerji fiyatlarındaki görece düşük seyrin ise rekabet gücünü artıracağını dile getirdi.
AB İLE İLİŞKİLER VE NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞINA VURGU
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Türkiye’nin rekabetçiliği açısından Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin önemine değinen Turan, “Hiç şüphesiz gelecekte de rekabetçiliğimizin en önemli unsurlarından birisi, Avrupa Birliği olmaya devam edecek” dedi. AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğini yineleyen Turan, bu adımın yalnızca Türkiye’nin değil AB’nin de uzun vadeli çıkarlarına hizmet edeceğini belirtti.
Rekabet gücünün artırılması için sadece yapısal reformların değil, kurumsal kalite, inovasyon kültürü ve adil rekabet ortamının da gerekli olduğunu vurgulayan Turan, “Birinci sırada kurumlar, ikinci sırada ise inovasyonu ve teknolojik gelişmeyi sağlayacak kültürel iklim var” dedi. Eğitimin ve nitelikli insan kaynağının bu süreçte belirleyici olacağını ifade eden Turan, toplumsal yetenekleri geliştirmenin gerekliliğine dikkat çekti.
“DRAGHİ RAPORUNA DİKKAT EDİLMELİ”
Turan ayrıca, Avrupa için rekabetçilik stratejisini içeren Draghi raporunun Türkiye açısından da yol gösterici olduğunu dile getirdi. “Türkiye’nin kendi sektörlerinin rekabetçiliğini yeniden tanımlaması açısından bu raporu mutlaka dikkate almalıyız” ifadelerini kullanan Turan, Türkiye’nin küresel ekonomideki konumuna da değinerek şu değerlendirmede bulundu: “Coğrafi konumu, güçlü altyapısı, gelişkin sektörel yapısı ve risk yönetiminde uzman özel sektörüyle Türkiye, geleceğin küresel ekonomisinin önemli oyuncularından biri olmaya aday. Yeter ki adımları zamanında atalım.”

