Türkiye'nin demir-çelik sektörü, Çin, Rusya, Hindistan ve Uzak Doğu ülkelerinden gelen dampingli ithal ürünler nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya. Sektör temsilcileri, bu ürünlerin haksız rekabete yol açtığını ve yerli üretimi durma noktasına getirdiğini belirtiyor. Standartlara uymayan ve devlet sübvansiyonlarıyla yapay olarak ucuzlatılan bu ürünler, Türk sanayisini tehdit ediyor.
"ÜRETİM KAPASİTEMİZ ATIL KALDI"
Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, durumun ciddiyetini şu sözlerle özetledi: "ABD ve AB'nin korumacılık duvarını aşamayan Asya ülkelerinin ihracatındaki artışlar, Türkiye'nin 60 milyon tonluk üretim kapasitesinin büyük oranda atıl kalmasına neden oldu."
"KISA VADEDE UCUZ, UZUN VADEDE DIŞA BAĞIMLI"
Paslanmaz çelik sektöründen Kibar Holding İcra Kurulu Başkanı Haluk Kayabaşı, dampingli ürünlerin Türkiye'yi uzun vadede dışa bağımlı hale getireceğini söyledi. Kayabaşı, "Kirli üretim, enerji ve finansman sübvansiyonlarıyla maliyetinin altında pazara sunulan bu ürünler, orta vadede Türk sanayisine zarar verecek, uzun vadede ise stratejik üretimde dışarıya mahkûm edecek" dedi.
"ÜRETİM OLMAZSA SANAYİ GÜÇLENEMEZ"
Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler ise yerli üretimin korunması gerektiğini vurguladı. "Çelik üretiminiz olmazsa, dünyanın en pahalı çeliğini kullanmak zorunda kalırsınız; bu da hiçbir sanayinin güçlenmesine izin vermez" diyerek yerli üretimin önemine dikkat çekti.
