Mehmet Utku Şentürk, 1975'te Türkiye güzeli seçilen ve ardından Yeşilçam'ın gözde isimlerinden biri olan Harika Değirmenci'yi yazdı.
Yeşilçam’ın o büyülü döneminde, ışıklarla gölgeler arasında yürüyen bir yıldız vardı: Harika Değirmenci. Adı “Harika” idi; güzelliğiyle dikkat çeker, zarafetiyle suskunluğu delen bir parlaklığa sahipti. 1953 doğumlu Harika Değirmenci, 1975’te Türkiye Güzeli seçildi.
Güzellik tacının ardından sinemaya yöneldi; “Aşk Dediğin Laf Değildir” (1976) filminde Tarık Akan’la başrolü paylaştı. Filmin yönetmeni Safa Önal, Harika Değirmenci'nin oynadığı “Aşk Dediğin Laf Değildir” filmiyle ilgili şu itirafta bulunmuştu: ''Negatifin bitmesi, dijitalin gelmesi, cep telefonuyla film çekilir hale gelmesi bu işi çok ucuzlattı. Biz bu işin en ağır çilesini çektik. Bir de başımızda sansür belası vardı. 'Halk Plajı' diye film yaptım. Tarık Akan ile Harika Değirmenci oynamıştı. Sansürde 'Halk Plajı' adı geri çevrildi. Halk, sosyalist; plaj, müstehcen bulundu! Adını 'Aşk Dediğin Laf Değildir' e çevirdik."
Sonrasında, 1977’de “Fırtına” filminde Kadir İnanır ile kamera karşısına çıktı. Fırtına filminin çekimleri sırasında Harika Değirmenci ile Kadir İnanır arasında bir yakınlaşma yaşandığına dair söylentiler basına yansımış, Değirmenci ise ‘Kadir de kimmiş?’ çıkışıyla bu iddiaları kesin bir dille geri çevirmişti.
Oyunculuğu bu iki filmle hatırlanır çoğunlukla. Ancak Harika Değirmenci’yi sadece bir sinema yüzü olarak görmek eksik kalır; çünkü kulaktan kulağa konuşulan “şarkıcı kimliği” de vardır. Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası ile “Dost musun düşman mısın?” ve “Ah ne güzelsin dünya” adlı bir 45’lik çıkarmış ardından “Ağlatma beni”, “Aldanma sakın” ve “Fırtına” adlı 45’likleri de yayınlanmıştı.

GÜZELLİĞİN ESİR ALAMAYAN ÖYKÜSÜ
Harika Değirmenci’nin sinema dünyasına geçişi, güzellik yarışması kimliğiyle yakından bağlantılıdır. Tacını aldıktan sonra sinemaya adım atması, 1970’lerin Türkiye’sinde sık görülen bir yoldu; güzellik, sinema endüstrisinin gözüne açılan bir kapıydı. Fakat kapıdan geçmek, orada kalmak demek değildi. Harika, sadece güzelliğiyle değil, sahne duruşuyla da fark yaratmak istedi.
“Fırtına” filmi, onun sinema kariyerinin doruk noktalarından biri olsa da bu yolculuk uzun sürmedi. Kimi iddialar, sinemadan çekilmesinin nedenlerinden biri olarak özel hayatındaki tercihler, evliliği ve magazin dünyasındaki baskıları gösterir.
1980 yılında iş adamı Zeki Dedehayır ile evlenerek müzik ve sinema hayatını bıraktı. 1987 yılında ise çiftin boşandığı haberleri magazin basınında yer aldı.

SESSİZLİKTE BÜYÜYEN EFSANE
Birçok sanatçının aksine, Harika Değirmenci göz önünde kalmayı sürdürmektense saklı kalmayı tercih etti. Işıklar kapanıp setler boşaldığında, o perde arkasında kendi dünyasında yaşamayı seçti. Kimileri için bu “kayboluş”, bir eksiklikmiş gibi görünse de Harika için bir dirilişti; sahnenin popülaritesi yerine içsel huzuru seçmek.
Sinemada rol aldığı iki filmle bile hafızalara kazınabilmiş olması, onun doğal bir çekiciliğe sahip olduğunu gösterir. Kamera ve ses arasında bisiklet sürer gibi ilerlemiş; ama o bisikleti durdurmuş, seçimini sessizliğe yöneltmiştir.
GÜZEL KADIN, BAZEN GÖLGELERDE KALAN KADIN
Harika Değirmenci’nin yaşamı, gösterişli bir başlangıçla başladı; ardından sessizleşti. Gözlerin ona çevrildiği günler, kamera flaşlarının ardından geride kaldı. Ama o, her zaman güzeldi, birincil rol değil belki, ama iz bırakan bir figürdü.
Bugün, Harika Değirmenci’nin adını duyduğumuzda aklımıza dergi kapakları, yarışma tacı ve birkaç plakta kalan bir sesi gelir. Bu ses, belki de artık kayıtlı değildir; belki kayıtları zamanın akışında kaybolmuştur. Ama hayal gücünde kalan tınısı, “harika” kelimesine uğramış bir ritimdir.
*Mehmet Utku Şentürk, İletişim Uzmanı ve Yazar.
