Görüşler

Çağımızın Robin Hood’u Lucio Urtubia

Çağımızın Robin Hood’u Lucio Urtubia

İletişim Uzmanı Mehmet Utku Şentürk “Lucio Urtubia sonuna kadar fikirlerine sadık kaldı ve tüm varlığını faşizmin ve sömürünün artık var olmadığı, özgür ve eşit bir dünya inşa etmeye adadı” diyor.

Zenginden çalıp fakire veren popüler Orta çağ kahramanı Robin Hood’un var olup olmadığı ya da sadece efsanevi bir figür olup olmadığı hala belirsiz. Ancak 20. yüzyılın bir Robin Hood’u olduğu kesin: adı Lucio Urtubia

Lucio Urtubia benim kahramanlarımdan biridir. Ünlü bir anarşist ve aynı zamanda duvar ustası olan Urtubia, 1970’lerin sonunda, seyahat çeklerinde tahrifat yaparak Citibank’ın hisse senedi fiyatının düşmesine neden oldu. Hayatı boyunca, kapitalist sisteme zarar vermek amacıyla bir dizi başka soygun ve sahteciliğe katıldı. Bunun sonucunda biri CIA tarafından olmak üzere beş uluslararası tutuklama emri çıkarıldı. Lucio’nun kariyer seçimi resmi olarak “kamulaştırıcı anarşizm” olarak adlandırılıyor, ancak siz buna zenginden çalıp yoksullara dağıtmak da diyebilirsiniz.

Urtubia, 18 Şubat 1931’de Cascante (Navarra) kasabasında beş kardeşli çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile geleneğine göre bir Carlist (İspanya Krallığı’nı yöneten Bourbon Hanedanı’nın alternatif bir kolunu kurmayı amaçlayan İspanya’da geleneksel ve meşru bir siyasi hareket) olan babası sosyalist oldu. İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE)’nde belediye başkan yardımcılığı yaptı ve bir süre hapiste kaldıktan sonra komünist oldu. Hayatına damgasını vuracak kelimeyi ilk kez babasının ağzından duydu: “Eğer yeniden doğsaydım, bir anarşist olurdum.”

Askere alındığında, diğer asker arkadaşlarıyla birlikte Fransa-İspanya sınırında mal kaçakçılığı yapmaya başladı. İşlediği suçlar ölüm cezasını gerektirdiği için 1954’te fark edildiğinde firar etti ve Fransa’ya kaçtı. “Orada 99 kez kazanabileceğinizi öğrendim, ama sadece bir kez kaybederseniz, bir lanet verebilirsiniz. Yani devrimci asla başarısız olamaz ve yakalanamazsınız” dedi.

Paris’te, hayatının büyük bölümünde devam ettireceği bir iş olan inşaatçılık yaptı. Fédération Anarchiste’in Özgürlükçü Gençliği ile ilişki kurmaya başladı, ilk başta Fransızca öğrenmek için, ancak kısa sürede tam bir inançla ve André Breton ve Albert Camus gibi entelektüellerle orada kurabildiği ve geliştirebildiği ilişkilerle. “Paris’te yaşarken, anarşist Germinal García benden üç İspanyol devrimciyi saklamamı istedi. İçlerinden birinin efsanevi Quico Sabaté olduğu ortaya çıktı. Kim olduğunu öğrendiğimde...! Çünkü o zamanlar El Quico aramızda zaten çok iyi tanınıyordu. Franco’nun İspanya’sında rejimin bir numaralı halk düşmanıydı ama benim için o Tanrı’ydı” diye hatırlıyor Urtubia bir röportajında.

Urtubia, 68 Mayıs’ını da yaşadığı yirminci yüzyılın ikinci yarısında meydana gelen birçok tarihi olaya tanıklık etti. Reel sosyalizmi kıyasıya eleştiren Lucio, Fransız 1968 Mayıs’ında Komünist Parti ve CGT sendikasının çok kötü iş çıkardığını düşünmekteydi. Lucio, Sovyet yanlısı her iki örgütün de sekterist oldukları ve kendileri dışında hiçbir oluşumu tanımadıkları eleştirisini getirmiştir. “Bizim talihsizliğimiz Stalinizmdi. Bu komünizm değildi, güç isteyen bir çeteydi” diyen Lucio öte taraftan Fidel Castro rejimini destekledi ve her türlü Franco karşıtı faaliyete katıldı. Paris’teki evi sadece özgürlükçüler için değil, her türden militan için bir sığınaktı: ETA üyeleri, montoneros, tupamaros, İtalyan Kızıl Tugayları veya Doğrudan Eylem aktivistleri. Ancak hiç şüphesiz, 1970’lerin ikinci yarısında First National Bank’ı (şimdiki Citibank) 20 milyon avro dolandırmayı (“kamulaştırmak” ve “kurtarmak” diyordu) başardığında, binlerce sahte seyahat çekini piyasaya sürdüğünde; parayı inandığı davalara yatırmak için “büyük vurgun” yaptı. Sonrasında tutuklandı ancak çekleri taklit etmek için kullanılan baskı kalıpları karşılığında Citibank ile dostane bir anlaşmaya vardı ve serbest kaldı.

Lucio Urtubia Paris’te duvar ustası olarak çalışarak yaşamını sürdürdü. Çok zengin olabilirdi ama kendisine tek bir dolar bile ayırmadı. Domuzlar Körfezi istilası sırasında, Küba’nın Fransa Büyükelçisi Rosa Simeon’a Fransa’daki Amerikan şirketlerinin havaya uçurulmasını önerdi ama reddedildi. Küba’ya başka bir önerisi ise çok büyük miktarda sahte Amerikan doları basmaktı. 1962’de tanıştırıldığı Che Guevara’ya da projesini sundu, hatta numuneler bile yaptı. Ancak Che, Urtubia’ya “bir pire bir file savaş açamaz, açsa da kazanamaz” diyerek planı tehlikeli ve belirsiz bulup reddetti. Bu buluşma Lucio için büyük bir hayal kırıklığıydı.

Lucio Urtubia sonuna kadar fikirlerine sadık kaldı ve tüm varlığını faşizmin ve sömürünün artık var olmadığı, özgür ve eşit bir dünya inşa etmeye adadı.

Ölmeden kısa bir süre önce yaptığı bir röportajda “Bu toplumu değiştirebiliriz. Bu bir gerekliliktir. Dünyayı savaşarak, çalışarak ve yaparak düzeltebiliriz. Dünyayı değiştirmesi gerekenler biz yoksullarız, biz yoksullar her şeyin yaratıcısıyız. Kilise, özel mülkiyet ve Devlet gibi yerleşik olan her şeye olan saygımı kaybetmek için çaba göstermem gerekmedi. Ekmeğim yoktu, o topluma nasıl saygı duyabilirdim? “Ben zenginliğe karşı değilim. Zenginliğin kötüye kullanılmasına karşıyım” diye açıklamalarda bulunmuştu.
2020 yılında, Lucio Urtubia, tarihin bir ironisi olarak iktidarda kaldığı süre boyunca mücadele ettiği Faşist Franco rejiminin darbe yaptığı gün olan 18 Temmuz’da Paris’te hayata veda etti.

Dünya çapında hareketlere ilham verdi. Lucio Urtubia, “fili yenen pire” olarak hatırlanmaktadır. Hayatı boyunca bir duvar ustası ve anarşist olarak kaldı. Pek çok kişi onun yaşam öyküsünden etkilendi. Yaşam öyküsünü anlatan belgeseller, filmler çekildi, kitaplar yazıldı. Javier Ruiz Caldera’nın yönetmeni olduğu “A Man of Action-Aksiyon Adamı” ve Aitor Arregi ile José María Goenaga tarafından yapılmış “Lucio” belgeseli bunların en bilinenleri. Bunlara ilaveten 2018 yılında İspanya’nın büyük yayınevleri arasında yer alan Txalaparta yayınevi, Mikel Santos Belatz tarafından çizilen biyografik bir çizgi roman olan ‘El tesoro de Lucio’yu (Lucio’nun Hazinesi) yayınladı.

Bir gün yolunuz Paris’e düşerse Lucio’yu, Pere Lachaise mezarlığında Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya ile ziyaret edebilirsiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir