Görüşler

Yukon’da asıl kazanan Amerikan kapitalizmi olmuştu...

Yukon’da  asıl kazanan  Amerikan kapitalizmi olmuştu...

Kültür Tarihi araştırmacısı Taner Ay “Jack London kapitalizmin alt sınıflar için ne denli büyük bir zulüm sistemi olduğunu Yukon’da yaşayarak öğrenmişti” diyor..

Jack London'ın özellikle Yukon romanlarını ve öykülerini okumaya bayılırım. Onun "Ateş Yakmak" öyküsününse, dünya edebiyatındaki en güzel öykülerden biri olduğu kanısındayım. Ayrıca, Jack London'ın Yukon romanlarını ve öykülerini sadece "Serüven Edebiyatı" kapsamında değerlendirenlere de çok kızıyorum. Çünkü, Jack London, tanığı olduğu sosyal dramdan ve ekolojik yıkımdan başka bir şeyi yazmamıştı. Bütün kahramanları 1893 Ekonomik Bunalımı'nın işsizleriydi, "Vahşetin Çağrısı" romanındaki Buck isimli köpeğin öyküsünün kökleriyse Dawson'daki köpek pazarındaydı. Ayrıca, kendisi de 1893'ün işsizlerindendi ve kapitalizmin alt sınıflar için ne denli büyük bir zulüm sistemi olduğunu Yukon'da yaşayarak öğrenmişti.

***

"Excelsior" San Francisco'ya 14 Temmuz 1897 günü, "Portland" da Seattle'a 17 Temmuz 1897 günü geldi. "Excelsior" ile "Portland" gemileri demir attıklarında, Amerika Birleşik Devletleri dört yıldır 1893 yılında patlayan Ekonomik Bunalım'ı yaşıyordu. Bunalımın ilk belirtileriyse demiryolu inşaatındaki ve demiryolu finansındaki çöküşte görülmüştü. Aslında, demiryolu kaynaklı bir ekonomik bunalım 1893 yılından önce bekleniyordu. Çünkü, on yılı aşkın bir süredir Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ekonomik gelişme demiryolu spekülasyonlarıyla sağlanıyordu. Demiryolu yapımındaki aşırılıklarsa, şirketlerin rakipleri karşısındaki istikrarını tehlikeye düşürmüştü. Tren hatları üzerinde tekel kuran demiryolu baronları, rakiplerinin iştirakçi şirketlerinden fahiş nakliye ücretleri tahsil ederek, onların iflaslarına neden oluyordu.1890'da 2.300 olan lokomotif üretimi 1893'de 2.011'e, 1894'de 695'e, 1895'de 1.101'e ve 1896'da 1.175'e düşer. 1890'da 103.800 olan yük vagonu üretimiyse, 1893'de 56.900, 1894'de 17.000, 1895'de 38.100 ve 1896'da da 51.200 kadardır. 1890'da 1.9 milyon ton uzunluğu olan olan demiryolu üretimi 1893'de 1.1'e, 1894'de 1.0'a, 1895'de 1.3'e, 1896'da ise 1.1'e gerilemiştir. Simon Kuznets'ın verdiği rakamlara nazaran, 1893'de gayri safi milli hasıla 13.3 milyar dolar, tüketim 10.30 milyar dolar ve net sermaye oluşumu da 1.56 milyar dolardır. 1894'deki gayri safi milli hasıla 12.0 milyar dolar, tüketim 9.30 milyar dolar, net sermaye oluşumu 1.33 milyar dolardır. 1895'deki gayri safi milli hasıla 12.9 milyar dolar, tüketim 9.95 milyar dolar, net sermaye oluşumu 1.60 milyar dolardır. 1896'da gayri safi milli hasıla 12.9 milyar dolar, tüketim 10.10 milyar dolar, net sermaye oluşumu 1.43 milyar dolardır. 1897'de ise, gayri safi milli hasıla 13.9 milyar dolar, tüketim 10.70 milyar dolar, net sermaye oluşumuysa 1.71 milyar dolardır. Kimse dayanamaz. Krediler geri çağrılır, aktiflerin haczine başlanır. Bunun sonucunda ülkenin sadece batı kesiminde 16 bin kadar işyerinin ve 500 kadar bankanın iflas ettikleri yazılmıştır. İşsizlikse had safhadadır. 1893'ün ortasından 1894'ün başına kadar işsiz sayısının iki milyon kişiyi aşmış, 1894 yılının Haziran ayında ise bu sayı üç milyonu bulmuştu. Christina Romer, 1892'de yüzde 3.7 olan işsizlik oranını, 1893 için yüzde 8.1, 1894 için yüzde 12.3, 1895 için yüzde 11.1, 1896 için yüzde 12.0 ve 1897 için yüzde 12.4 olarak düşünmektedir. Tahminlere göre, toplam işgücünün ancak yüzde 17'si veya yüzde 19'u ancak istihdam edilebiliyordu.

1893 Ekonomik Bunalımı patladığında, ABD'nin nüfusu 62.941.714'dü. Bunun 29.414.000'i çiftçiydi. Onlar çalışan sınıfların yüzde 43'ünü oluşturuyordu. Çiftlik sayısı 4.565.000, ekilebilir ortalama dönümse 136'ydı. Ama 1887'den 1897'ye kadar süren kuraklıklar ve toz fırtınaları büyük ovalardaki yerleşimleri ve çiftlik sayısını hayli azaltmıştı. Örneğin Nebraska'da, 1880 ile 1890 arasında eyalet nüfusunu iki kattan fazla artıran göç, 1890 ile 1900 arasında kesilir, bu yıllar arasında eyaletin nüfusu doğumlarla birlikte yalnızca yedi bin kişi kadar artacaktır. Buna karşın cesâretleri kırılan çok sayıda çiftçi mallarını satıp eyaletten ayrılmış, işsizler ordusuna katılmışlardı. 1893'de 62.941.714 olan ülke nüfusu göçmenlerle birlikte 1900'de 75.994.266'ya çıkacaktır ama, çiftçi nüfusunda yedi yıl içerisinde bir artış görülmeyeceği gibi, çiftçilerin çalışan sınıflar içindeki oranı yüzde 43'den yüzde 38'e kadar düşecektir. Kuraklığın neden olduğu çiftlik hayvanlarının korkunç kırımı için de "United States Department of Agriculture" kayıtlarına bakılabilir.

***

"Alaska Commercial Company" filosunun Kaptan J. F. Higgins idaresindeki "Excelsior" gemisi, 14 Temmuz 1897 günü, San Francisco'ya yaklaşık 500 bin dolar değerinde altın taşıyan 30 yolcu getirmişti. "North American Trading & Transportation Company" filosunun Kaptan William Kidson idaresindeki "Portland" gemisiyse, 17 Temmuz 1897 gününün sabahında, saat 06.00 gibi, Seattle'a, değeri bir milyon dolardan daha fazla olan altını taşıyan 40'ı madenci 68 yolcu getirmişti. "Portland" Schwabacher Doku'na yanaşana kadar, Klondike'la ilgili haberler kente çoktan ulaşmış, beş bin kişiyi aşkın bir kalabalık rıhtımda toplanmıştı. Sam C. Partridge'in ve O. T. Frasch'ın fotoğrafları rıhtımdaki o günün mahşerî kalabalığını belgelemektedir. "The Seattle Post-Intelligencer" gazetesi 17 Temmuz 1897 günlü nüshasının ilk sayfasına, beş sütun üzerine "Klondike'dan Son Haberler" başlığını atar. Hemen altında da iki sütun genişliğinde ve alt alta üç satır olarak "Altın! Altın! Altın! Buharlı Gemi Portland'da 68 Zengin Adam. Yığınla Sarı Maden!" spotları vardır. Altın, bunalımdaki Amerikan kapitalizminin yardımına yetişmişti. Çünkü, gazetelerdeki haber üzerine 1893'ün binlerce işsizi, yani istihdam fazlası olan istenmeyenler, kitleler hâlinde Alaska'ya doğru yola çıkmışlardı. Onlar hayatlarından başka kaybedecekleri bir şeyleri kalmayanlardı. Kazma, kürek, çadır bezi ve gemi bileti alabilmek için ellerinde ne kalmışsa hepsini satmışlar, başarabilenler borçlanmışlar, pek çoğu da karılarını ve çocuklarını beş parasız bırakıp gemiye binebilmişlerdi. Ama, gazetelerin yazdığının aksine, altın Alaska'da değildi. Onlar Klondike Nehri'nin Yukon Nehri'yle Dawson mahallinde birleştiğini bilmiyorlardı. Orası da Kanada topraklarıydı. Kanada'lı yetkililer altın nedeniyle ülkeye olası bir kitle göçünü engellemek amacıyla, yıl boyu yetecek erzakla ve 500 dolar nakitle gelmeyenlerin topraklarına girişlerine izin vermeyeceklerini açıklamıştı. Onların 500 dolar nakitleri olsaydı, pek çoğu topraklarından hiç ayrılmazdı. Bununla birlikte, "Excelsior" ve "Portland" altınları, işssiz milyonlarında kitlesel bir çılgınlığa neden olduğundan, bir şekilde parasal engelleri aşmayı biliyorlardı. Aslında Yukon'a altın aramaya kaç kişinin gittiğine ilişkin de elimizde sağlıklı bilgiler bulunmuyor. Araştırmacılar, 1893 işsizlerinin 300 binden fazlasının Yukon'a gittiğini yazıyorlar. Onlardan 100 binden fazlasının ise Yukon'da öldüğü tahmin ediliyor. Çoğu hastalık ve kazalar sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdir, dört bin kadarıysa cinayet kurbanı olmuştur. Koşullar yüzünden aklını yitirerek intihâr edenlerin sayısının da az değildir. Bütün bunlar, Yukon altınının, yola çıkan 1893 işsizlerinin yaklaşık olarak üçte birini ve ülke genelindeki işsizlerinse yüzde beşi kadarını öldürerek, işsiz nüfusunun azalmasında Amerikan kapitalizminin lehine işlevsel olduğu anlamına gelmiyor mu?

***

Yukon yolunda sadece insanlar değil, çok fazla sayıda at da ölmüştür. İşsizlerin ve yoksulların altın bulma umutlarının, Chilkoot Yolun'da bir at kırımına dönüştüğü belgelidir. Christopher Golden ile Tim Lebbon, Chilkoot Yolu için, "Etraf yorgunluktan yürüyemez hâle gelmiş, ayağını bir yarığa sokup kırmış ya da gittikçe dikleşen yokuşta geriye doğru yuvarlanıp omurgasını çatlatmış atlarla doluydu. Bu atlardan bazıları acı çekmesin diye öldürülürlerken, bazıları da, tek bir kurşun bile harcamak istemeyen taş kalpli sahipleri tarafından üzerlerindeki eyerler alınıp büyük acılar içinde ölüme terk edilmişti," diye yazarlar. Chilkoot Yolu'nda yürüyenlerin gözleri, çürümeye bırakılmış atlardan yükselen kesif koku yüzünden yanıyordu. Bir kaynakta, 1897 yılında, sadece Beyaz Geçit'te 3.200 kadar atın ölüme terk edildiği yazılmıştır. Ölü At Çukuru da, gücü tükenmiş hayvanların ıskartaya çıkartıldıkları yerlerden biriydi. Bunun nedeni de, altın arayıcılarının, aptallık ederek, arazi koşullarına, mevsime ve otlak yokluğuna bakmaksızın, yüklerini atlara taşıtmalarıydı. Patika kötüleştikçe, yükün altında ezilen zavallı hayvanları merhametsizce kırbaçlıyorlardı. Atların bazıları dayaktan ölüyor, bazıları da yol kenarlarına yuvarlanıp, bacaklarını ya da omurgalarını kırmış vaziyette kalıyorlardı. Zavallıların acılarını dindirmek için bir mermi harcamaya tenezzül edense çıkmıyordu.

Altın arayıcılarının gelişleri böyle kitleler halinde sürerse, birkaç yıl içerisinde havzada hiç ağaç kalmayacağı muhakkaktı. Kanada Hükûmeti'nin raporlarına göre, yalnızca 1898 yılının Mayıs ayında Lindeman Gölü'nün kıyılarında 778 tekne inşâ edilmiştir. Bu sayı Caribou Crossing'de 198, Tagish Gölü'ndeyse 1.200 olarak zikrediliyor. 1899'un sonuna kadar bu bölgede yedi binden fazla teknenin yapıldığı tahmin edilmektedir. Ayrıca, bugün Washington Kütüphânesi'nde bulunan ve internet üzerinden ulaşılabilen 1897-1898 fotoğrafları da, meraklılarına, sadece Lindeman Gölü çevresindeki ağaç kıyımının bile hangi seviyede olduğuna ilişkin bir fikir verebilecektir.

***

Altına Hücum döneminin en önemli merkezi Dawson kasabasıdır. Dawson kasabasındaki ilk binâ 1 Eylül 1896 günü Joseph Laude tarafından inşâ edilmişti. Sonraki altı ay içerisindeyse beş yüzden fazla binâ yapılmıştır. İlk Klondike kafilesinin geldiği 1897'nin ilkbaharında kasabanın 1.500 kadar olan nüfusu, 1897'nin yazında 3.500'e çıkar. 1898'deyse nüfusunun 30 bin ile 40 bin arasında olduğunu yazanlar bile vardır. Kasabanın kurucusu Joseph Laude'nin altın arayıcılarından 1897 ile 1899 arasında beş milyon doların üzerinde para kazandığı belirtilmektedir. Ken Spotswood ise kasabada 40 bin dolardan daha az kazananın bulunmadığını yazar. Ama, altın arayıcılarından zengin olansa birkaç yüz kişinin dışında yoktur. Yukon'a gidenlerden sadece dört bin kadarının ancak karınlarını doyurabilecek miktarda altın bulabildiği tahmin edilmektedir.

Aslında Dawson, altın bulma umudunun peşindeki yoksulların soyuldukları bir kasabaydı. Saptanabilen rakamlar, fiyatların Dawson'da ne kadar şişirildiğini kanıtlamaktadır. Sütün güğümü 5 dolardan 30 dolara kadar değişmektedir. 454 gram geyik eti 1.75 dolardır. Konserve domatesinin kutusu 3 dolardır. 454 gram şeker 1 dolardır. 454 gram taze soğan 1.5 dolardır. 454 gram tuz 50 senttir. 454 gram patates 1 dolardır. Tereyağının paketi 2.5 dolardan 10 dolara kadar değişmektedir. Unun çuvalı 50 dolardır. Birkaç adet kavun 25 ile 35.27 dolar arasında alıcı bulabiliyordur. Portakal veya limonun kasası 75 dolardır. 12 adet yumurta 3 dolardır. Soğuk sandviçin fiyatı 0.75 sentten başlıyordu; havyarlı veya sardalyalıysa en az bir dolardır. Çayın ve kahvenin bardağıysa 0.50 senttir.

Dawson'un en önemli pazarıysa Amerika'nın her köşesinden çalınan köpeklerin satıldığı köpek pazarıdır. Çünkü, Yukon'da köpeği olmayan biri mutlaka ölürdü. Kuzeyin eksi 50 derece ile eksi 75 derece arasındaki beyaz cehenneminde, hayatın kanunu bu denli basitti. Bir köpek eksi 50 derecedeki veya eksi 75 derecedeki soğuğun ne anlama geldiğini ve o cehennemde ne yapılması gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordu. Yukon'daki biri köpeğine uyarsa, eksi 75 derecede bile hayatta kalabiliyordu. Bu nedenle altın arayıcıları köpeklere büyük paralar vermekten hiç kaçınmıyorlardı. Buna karşın pek çoğunun köpeklerini sevdiği söylenemezdi. Çünkü onları kendi canlarını kurtaracak bir "eşya" olarak görüyorlardı. Yukon'da satılmaları için kaç köpeğin kaçırıldığı ve kaç köpeğin Yukon'da genellikle kötü muameleden öldüğüyse bilinmemektedir...

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir