Bakır Çağı'ndan beri yerleşimin olduğu tahmin edilen Aşağıseyit Höyük'teki kazı çalışmaları, İzmir Demokrasi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erim Konakçı başkanlığında 2001 yılından beri titizlikle sürdürülüyor. Yapılan kazı çalışmalarında 4500 yıl öncesine dayanan izler gün yüzüne çıkarıldı.
İznik'te Papa 14. Leo için hazırlık
Van’da servet değerinde kalıntılar keşfedildi! Yığıntı halinde duruyordu, tanesi bile çok değerli
Hititlerin 3200 yıllık sırrı kuraklığa meydan okuyor! Türkiye kururken o anıt hep dolu
Arkeologlar, bu yılki kazılarda özellikle iki alana odaklandı ve tarih öncesinden Helenistik döneme uzanan önemli veriler elde etti. Doç. Dr. Konakçı, elde edilen bulgularla bölgede Geç Kalkolitik dönemden Roma dönemine kadar süren bir yerleşimin varlığını ve alanda 8 farklı dönemde iskan edildiğini tespit ettiklerini belirtti.
4500 YILLIK YAŞAMIN İZLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Bu seneki kazıların odak noktalarından biri Erken Tunç Çağı'na tarihlenen yapı katlarıydı. Dört ayrı mimari evrede incelenen evlerde, o dönemin günlük yaşantısına dair zengin veriler açığa çıkarıldı.

Doç. Dr. Konakçı, bu alandaki bulgularla ilgili şunları söyledi:
"Evlerde buğday türlerine, incire, yine üzüm çekirdeklerine rastladık. Bunun yanı sıra evlerde dokumacılığın yapıldığını, yine evlerinin içerisine yerleştirilmiş çömleklerin içerisinde bebek gömülerinin bulunduğunu tespit ettik. Çal yöresi günümüzde bağlarıyla ön plana çıkıyor. Bu bağlamda günümüzden 4500 sene öncesine tarihlenen üzüm çekirdeklerinin bölgenin bağcılık geçmişinin ne denli eski olduğunu ortaya koyuyor."
Kazılarda ulaşılan 4500 yıllık yanmış bir evin kalıntıları hala görülebilecek durumda. Yanan evin içinde; kaplar, bir heykelcik, kemikten ve bronzdan yapılmış alet toplulukları gibi farklı buluntulara ulaşıldı. Konakçı, 3-4 metrelik kültürel dolgu içerisinde bu kadar eski yapı gruplarıyla karşılaşmanın kendileri için heyecan verici olduğunu ifade etti.

HELENİSTİK DÖNEMİN ASKERİ NOKTASI: 2300 YILLIK KALE SURLARI
Kazıların ikinci ana çalışma alanı ise Helenistik döneme tarihlenen sur duvarları ve kale kalıntıları oldu. Arkeologlar, sur duvarlarının yarısına yakın bölümünü gün yüzüne çıkararak, burasının milattan önce 280 yılında inşa edildiği yönünde tespitler yaptı.

Höyükte ulaşılan kale surlarının, Helenistik döneme ait olduğunu ve üzerine daha sonra yerleşim yapılmadığı için tüm verileriyle açığa çıkarma şanslarının bulunduğunu dile getiren Doç. Dr. Konakçı, kalenin işlevini şöyle açıkladı:
"Bu dönemde Galatlarla-Seleukoslar arasında bir askeri mücadele olduğu biliniyor. Özellikle Filler savaşından sonra Seleukoslar egemenlik sağladığı toprakları koruma güdüsü içerisine giriyorlar ve bu tip küçük gözetleme birimleri ve küçük kaleler kurarak bölgenin güvenliğini sağlamak istiyorlar. Aslında Aşağıseyit Höyük bu anlamda güvenliği sağlayan bir yerleşim yeri. Zaten konumuna baktığımızda son derece stratejik bir noktada olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla bu alanı sadece tarım amacıyla kullanılan bir yer değil. Aynı zamanda askeri anlamda da işlevsel bir nokta olarak değerlendirmemiz gerekiyor."
Helenistik döneme ait kale kazılarının sınırlı sayıda olması nedeniyle, Aşağıseyit Höyük’ten çıkacak bilimsel veriler ve eserlerin bölge tarihi açısından büyük önem taşıdığı belirtildi.
