Babacan'dan Erdoğan'a 'Amasra' tepkisi: Kader denmesini kabul etmiyoruz

DEVA Partisi lideri Babacan, Amasra'daki maden faciasına yönelik gündemden düşmeyen "kader" tartışmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı işaret ederek "Madenciliğin ölümle eşitlenmesini kabul etmiyoruz. Buna kader denmesini kabul etmiyoruz" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Madencilik ve Enerji Eylem Planı'nın açıklandığı toplantıda değerlendirmelerde bulundu. Babacan, Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına yönelik "kader" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki göstererek sorunun çözümüne odaklanılması gerektiğini vurguladı.

DEVA Partisi liderinin maden ve enerji sektöründeki hedeflerinden bahsettiği konuşmasının ardından DEVA Partisi Tarım, Enerji, Ulaştırma Politikaları Başkanı Candan Karlıtekin, partinin Madencilik ve Enerji Eylem Planı'nı açıkladı.

'ERDOĞAN 'BİZİM SUÇUMUZ YOK' DEMEYE GETİRDİ'

Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Madenciliğin ölümle eşitlenmesini kabul etmiyoruz. Buna kader denmesini kabul etmiyoruz. Hepimiz kadere inanıyoruz ama tedbir almadan böyle bir şey söylenemez. Bari böyle bir durumda kutuplaştırmayın toplumu. Cumhurbaşkanı dünkü grup toplantısında taraf seçmiştir. Şu tedbiri aldık bu tedbiri aldık diye sayıyor. Yani bizim suçumuz yok demeye getiriyor. Bakın, bu işte ihmalde payı olan herkes görevden alınmalı, soruşturulmalı. Komisyon kurulması gerektiğini de ifade etmiştim ben. Bu patlamayı araştıracaksınız, budur olması gereken. Uzun süre çalıştığımız Madencilik Eylem Planı'nı birazdan açıklayacağız. Biz sorunları tespit etmekle kalmıyor, çözümlerimizi de ortaya koyuyoruz.

Madencilikte yaşanan faciaların yanında büyük bir çevre kirliliği faktörü de var. İşte biz tüm bunlara çözüm üretiyoruz. Bakacağız, madencilik sektöründe en önde olan ülkelere. Bakın Kanada, ABD, hep demokrasinin olduğu ülkeler. O standardı yakalamalıyız. Ülkemizdeki değerleri açığa çıkarmak evet önemlidir. Ama bunları yaparken insan hayatını gözeterek, demokratik yollarla yapmalıyız.

'SİZ KİMİN PARASIYLA NE ÖDÜYORSUNUZ'

Madenciliğin yanında enerji alanındaki eylem planımızı da açıklıyoruz bugün. Beştepe'nin en çok istismar ettiği alanlardan biri o da. Bugün vatandaşın TÜİK'e veya herhangi bir devlet kurumuna güveni kalmadı biliyorsunuz. Gelmiş, diyorlar ki doğal gaz faturasının yüzde 80'ini biz ödüyoruz. Siz onu cebinizden mi ödüyorsunuz? Hayır, milletin parası o. Siz kimin parasıyla ödediğinizi zannediyorsunuz? 'Biz üstleniyoruz'muş. Sen kimsin ya? Milletten topladığın paralarla yapıyorsun. Devletin her kuruşu bu milletten kalan para. Hayır işi yapmıyorsun.

İddialı bir eylem planı hazırladık. Enerji sektöründe rekabetin önünü açacağız. Hükümete yakın olanların kazandığı diğerlerinin zarar ettiği bir ülkeyi istemiyoruz. Beştepe'ye yakın olanlar kazanıyor çünkü şu anda. Biz ise gerçek anlamda fırsat eşitliğini sağlayacağız. Siz kurallarınızı değiştirip yatırımcıyı batıracaksınız, sonra da 'Sen özel sektörsün, riskine katlan' diyeceksiniz. Yok öyle bir şey. Özel sektör yatırımcısı sizin sağlam durmayışınızın sıkıntısını çekmek zorunda değil.

Fatura konusunda ailelere indirim uygulayacağız. Dar gelirli ve az enerji kullanan faturalara destek vereceğiz. Şeffaflık da çok önemli. Faturaların şeffaf dökümünü vereceğiz, ayrıntılarıyla.

Elektrik hedefinde önümüze somut hedefler koyduk. İktidarımızın ikini dönemi bitmeden rüzgar ve jeotermal enerjinin toplam enerji üretimindeki payını yüzde 30'a yükselteceğiz. Enerjide dışa bağımlılık ülkenin hareketliliğini engelliyor. Yumurtanın hepsini bir sepete koymayacaksın. Enerji alımında ülkeleri çeşitlendireceksin.

'SİSİ'Yİ ÖNCE DÜŞMAN BELLEDİ, SONRA YANINA GİTTİ'

Dış politikada bakın, Sisi'yi önce düşman belledi sonra yanına gitti. Sen bütün dünyaya düşmanın olarak duyurursan Mısır'ı, o da gider Rumlara yanaşır. Onlar birleşir. Sen konuşmazsan, inat uğruna Mısır gibi bir ülkeyi karşına alırsan böyle olur. Bir kişinin duygularıyla hareket edip ilişkileri bozarsan, tutunamazsın. Beştepe'nin fevri tavırları nedeniyle burnumuzun dibindeki Akdeniz'in kaynaklarından yararlanamıyoruz şu anda. Biz böyle değil, dış politikada akılcı bir politika izleyeceğiz. AB yolunda gitme istikametimizi sürdüreceğiz. Bunun nedeni ne? En ileri demokrasinin şu anda o standartlarda olması. Biz amaçladığımız özgürlük ve refah seviyesine gelince zaten onlar bizi üye yapmak isteyecek."

DEVA Partisi Tarım, Enerji, Ulaştırma Politikaları Başkanı Candan Karlıtekin'in açıkladığı Madencilik ve Enerji Eylem Planı'ndan öne çıkanlar şöyle:

Madencilik:

"Madencilikte sorumlu ilkeleri benimsemek çok önemli. Madencilik kanunu var ama biz buna yamalı bohça diyoruz. Uygulanması gereken uygulanmaz, biri gider hazırlanmadan torba yasa çıkarır. Biz bu yasayı tekrar kaleme alarak güncel ihtiyaçlara uygun olarak hazırlayacağız.

Madencilikteki ruhsatların tekrar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne geçmesi gerekir.

İş sağlığı ve güvenliği konusunu denetleme ve doğru dürüst altyapıyla yapabiliriz. Şu anda bir dolu aktör var ama boşlukta kalanlar var. Ayrıca yeterli donanıma sahip olmayanlar sebebiyle de kurumlar zayıflıyor. Taşra teşkilatlarımızı oluşturup nitelikli kadrolar oluşturacağız.

Sektörde bir diğer önemli konu, üretim baskısı. Emtia fiyatları özellikle artınca. Burada baskı yapıldığı takdirde tespit etmek zor. Biz buna önemli önlemler getiriyoruz. Devletin mesela kömür yardımı var biliyorsunuz, bunun madende baskı yarattığı yönünde kanaatler var de var. Buna engel olunmalı.

Sigorta sektörü de üçüncü bir göz olarak aktif rol alacak denetimde.

Doğal alanların, korunması gereken alanların zarar göreceği yerlerde madencilik yapılmasını desteklemeyeceğiz. Bozulan arazilerin rehabilitasyonunu sağlayacağız.

Ruhsat iptallerinden çok yakınıyor yatırımcı. 'Yan baktın' diye iptale diyorlar. Onların yatırımlarını kontrol ederek vereceğiz ruhsatlarını, tabii ki ödevlerini yapmaları gerek.

Enerji:

Şimdi enerji konusuna geçersek; öngörülebilir, rekabet edilebilir bir sektör yaratacağız. Tabii ki şu anda rekabetçi bir piyasa istenmiyor, devlet üreticinin önünü açmıyor. Verimliliği ortadan kaldırıp, halkın canını tak edince de sübvansiyon yapıyorlar. Bu da halkın üzerine vergi olarak yığılıyor. Enerji piyasasını işleteceğiz arkadaşlar. Regülasyonu eksik etmeden tüm paydaşların menfaatlerini dengede tutarak işleteceğiz.

EPDK'nın kararlarının, piyasanın öngörülemez hale gelmesine neden olmasına son vereceğiz. Sen kuralları değiştir, fazladan üretilen enerjiyi de al, öyle bir şey olmaz.

Türkiye öyle bir enkazdaki, maliyetleri düşürene kadar zaman alacak tabii. Ama biz bu süreçte bu pahalılığın kimseyi ezmesine izin vermeyeceğiz.

Kamuda çok fazla kaynak israfı yapılıyor, buna son vereceğiz. Bakanlıkların verdiği kaynakları da çeşitlendirmeye özen göstereceğiz.

Kamulaştırma gereken projeleri geliştirme hakkını girişimcilere açık artırmayla vereceğiz. Şimdi biliyorsunuz bir fon var, başına da Cumhurbaşkanı oturdu. Böyle sakilliklere de son vereceğiz. Devlet tüccar olursa, devlet sahipsiz kalır.

Sınır ötesi doğal gaz ve elektrik sistemini de geliştireceğiz. Türkiye enerji meselesinde çok önemli bir yerde olabilir dünyada, lider konumuna geleceğiz. Özellikle arama sondaj gibi konularda, sadece jeopolitik avantajıyla değil çalışmalarıyla da önemli bir noktada olacak.

Enerji yatırımlarındaki ÇED uygulamasını Avrupa standartlarında düzenleyeceğiz."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN