Yalnızca dört temel malzemeyle, katkı maddesi ve yağ kullanılmadan üretilen Antakya simidi, coğrafi tescil belgesiyle artık resmen koruma altında. 40 yıllık ustalıkla üretilen simit, Hataylılar için hem geleneksel bir lezzet hem de umut kaynağı haline geldi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerle ağır yara alan Hatay, kültürel mirasını koruma ve yeniden ayağa kalkma sürecinde önemli adımlar atıyor. Gastronomi şehri olarak bilinen kentin simge lezzetlerinden biri olan Antakya simidi, hiçbir katkı maddesi içermeyen yapısı ve eşsiz lezzetiyle Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan coğrafi işaret tescil belgesi alarak hem bölge halkının hem de lezzet tutkunlarının yüzünü güldürdü.
ANTAKYA SİMİDİ RESMEN TESCİLLENDİ
Türkiye’nin gastronomi başkentlerinden Hatay, sadece künefe ile değil, birbirinden özel ve doğal lezzetleriyle de öne çıkıyor. Depremler sonrası başlatılan yeniden yapılanma sürecinde kültürel değerlere sahip çıkmak adına Hatay Valiliği tarafından yürütülen çalışmalar meyvelerini veriyor. İl Planlama ve Koordinasyon Müdürü Mustafa Örgüt’ün öncülüğünde başlatılan tescil çalışmaları kapsamında, Hatay’ın geleneksel lezzetlerinin sayısı 25’ten 45’e yükseldi. Bu lezzetlerden biri olan Antakya simidi de yapılan başvurunun ardından Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret belgesiyle tescillendi.
KATKISIZ, YAĞSIZ, TUZSUZ: SAF LEZZET
Antakya simidini diğerlerinden ayıran en önemli özellik, üretiminde hiçbir katkı maddesi kullanılmaması. Tuz, şeker, yağ gibi eklemeler yapılmadan sadece un, su, maya ve bölgeye özgü baharatlarla hazırlanan simit, geleneksel yöntemlerle taş fırınlarda pişiriliyor. Şekli ve dokusuyla da farklılık gösteren bu eşsiz lezzet, doğal yapısıyla damaklarda iz bırakıyor.
ÜÇ NESİLDİR AYNI LEZZETLE ÜRETİLİYOR
Hatay’da 40 yılı aşkın süredir fırıncılık yapan ve Antakya simidini geleneksel usullerle üreten Ümit Çokluk, coğrafi tescilin sadece bir belge değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu belirtiyor. Çokluk, “Biz burada Antakya simidini üçüncü nesil olarak üretmeye devam ediyoruz. Simidimizin içinde tuz yok, yağ yok, katkı maddesi yok. Sadece doğal malzemelerle, yıllardır aynı şekilde yapıyoruz. Herkes evde de yapabilir ama orijinalini tutturamaz. Bu işin sırrı bizde” dedi.
HER LOKMASI HATAY’A AİT
Antakya simidinin tescillenmesi sadece şehir halkını değil, şehir dışında yaşayan Hataylıları da mutlu etti. Şehre gelen her ziyaretçinin mutlaka tatmak istediği simit, artık hem yerel halkın hem de gurbetçilerin ortak gururu. Çokluk, “Antakya simidi bizim için bir umuttur. Tescillenmesiyle birlikte insanlar daha çok sahip çıkıyor. Şehrimize gelen misafirler bir kez tadınca başka simit aramıyor. Simidimiz ve külçemiz de artık tescilli. Hatay sadece künefe değil, birçok eşsiz lezzetiyle anılmalı” ifadelerini kullandı.
LEZZETİN VE KÜLTÜRÜN TESCİLİ
Hatay Valiliği’nin başlattığı bu girişimle, kentin gastronomi mirası daha görünür hale gelirken, kültürel değerlerin korunması açısından da büyük bir adım atıldı. Tescillenen her ürün, hem ekonomik hem de kültürel anlamda Hatay’a katkı sunmaya devam ediyor. Antakya simidinin coğrafi tescili ise bu sürecin en önemli simgelerinden biri oldu.
Bu lezzet yolculuğu, Antakya simidinin taş fırınlardan çıkıp coğrafi işaret belgesiyle tescillenmesiyle taçlandı. Hem geleneksel hem doğal olmasıyla öne çıkan bu simit, Hatay mutfağının zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi.