Burdur'da Haziran ayında başlayan ve Eylül ayına kadar devam eden lavanta hasadı, Türkiye'nin tarımsal üretimindeki önemli bir başarı hikayesini gözler önüne seriyor. Bölgede 3 bin dekarlık alanda tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği yapan üretici Öztürk Sarıca, lavanta tarımına başladıkları ilk yıllarda Türkiye'nin 10 tonun üzerinde lavanta yağı ithal ettiğini, ancak bugün durumun tamamen tersine döndüğünü belirterek "Bunun da yaklaşık bin dekarlık alanında lavanta üretimi yapıyoruz. Bu yıl 3 bin ton civarında lavanta intermedia yağı hasadı gerçekleştirdik. 500 kilo civarından tıbbi lavanta yağı üretimi gerçekleştirdik. Tıbbi lavanta yağını biz 3 ton civarında bekliyorduk ama özellikle donla alakalı problemlerden dolayı hasadımız gerilerde kaldı. Ama önümüzdeki yıllarda onun da artacağını düşünüyoruz. Lavanta tarımına başladığımızda yaklaşık yurt dışından 10 tonun üzerine bir yağ ülkemize ithal olarak geliyordu." dedi.
Sarıca, "Şu an ise Türkiye’de içerisinde hem lavanta yağı ihtiyacını karşılıyor hem de Türkiye’de üretmiş olduğumuz lavanta yağları yurt dışında çok kolay alıcı bulabiliyor. Şimdilerde ise yurt dışıyla rekabet edebilecek güçteyiz. Şu anda yurt dışı pazarlardaki lavanta yağı fiyatına biz yurt dışına lavanta yağı satabilir durumdayız. Önümüzdeki yıllarda ise çok daha karlı bir duruma geçebileceğimizi düşünüyorum" dedi. Sarıca, bu yıl don nedeniyle bir miktar rekolte kaybı yaşasalar da yaklaşık 3 ton lavanta yağı hasadı gerçekleştirdiklerini ifade etti.

BAŞARININ SIRRI SUSUZ TARIM VE SABIR
Bu büyük başarının arkasındaki en önemli faktör, bölgenin iklimine ve su kaynaklarına uygun bir tarım modeli olan "susuz tarım". Üretici Öztürk Sarıca, 2008 yılında başladıkları çalışmalarla, damlama sulama gibi sistemlere ihtiyaç duymadan, sadece yağmur suyuyla lavanta, kekik, adaçayı gibi bitkileri yetiştirmeyi başardıklarını söyledi. Lavantanın bu modele son derece elverişli olması, su kaynaklarının korunmasına da büyük katkı sağlıyor.
Ancak Sarıca, lavanta tarımına yönelecek çiftçilere önemli bir uyarıda da bulunarak "2008 yılında başladığımız susuz tarım çalışmaları çerçevesinde özellikle bölgede lavanta, kekik, adaçayı, melisa, karapelin başta olmak üzere pek çok tıbbi aromatik bitkilerle ilgili çalışmalarda bulunduk. Özellikle insanların görmesi ve görerek katkıda bulunması için de lavanta proje alanımızı biraz geliştirdik. Görsele dayalı çalışmalar yaptık. Tabii ki sadece yağmur hasadı ile lavantayı üretebiliyorsunuz. Dolasıyla da sulara katkısı çok çok büyük. Damlama sulama sistemi ile üretilen diğer aromatik bitkilerin yanında lavanta susuz tarıma oldukça elverişli bir bitki. Ama insanların bir anda lavanta hasadına yöneldiği için ve insanlara geleceği dair biraz ümit satıldığı için insanlar bir anda lavanta tarımına geçti. Oysa ki lavanta tarımında sabırlı olmak gerekiyor. Uluslararası piyasayı takip etmek gerekiyor. Başladığınızda bu işi devam ettirmeniz gerekiyor" şeklinde konuştu.
