Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti’nin siyasi parti ziyaretleri sürüyor. Heyet üyeleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol saat 12:00’de CHP Genel Merkezi'ne gelerek Genel Başkan Özgür Özel ile görüştü.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, heyeti Genel Merkez önünde karşıladı.
Heyetin CHP'ye geçtiğimiz hafta başında yapmayı planladığı görüşme Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın vefatı nedeniyle ertelenmişti.
'LEYLA ZANA'YLA TELEFON İRTİBATI SAĞLAYAMADIK'
Görüşme sonrası konuşan Özel, şu ifadeleri kullandı:
“DEM Parti’nin sayın heyetini ağırladık. Bugüne kadar komisyonda yaşanan süreç ve bundan sonrasına ilişkin görüş alışverişlerinde bulunduk. Öncelikle ilk başta heyetimize içeride de ifade ettiğim bir hususu ifade etmek isterim. Sayın Leyla Zana’ya yönelik geçtiğimiz hafta yaşanan ve kabul edilemez gelişmeleri ki ben kendisini arayarak da bu duygularımı ifade etmek istemiştim ancak o günlerde bizim de içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreçten dolayı bir telefon irtibatı sağlayamadık. Ama bu konudaki iyi dileklerimizi, duyduğumuz üzüntüyü ve olaya yönelik kınama ifadelerimizi içeride ifade ettim. Bir kez de burada kamuoyunun önünde ifade etmek istiyorum. Bir kadını, bir anneyi hedef alan böyle bir anlayış bu topraklara yakışmaz. Bu toprakların üzerinde, Anadolu’da böyle bir şeyin yapılmasını asla ve asla kabul etmiyoruz. İnancımıza da kültürümüze de aykırıdır. Hele hele bir siyasetçiye ülkedeki gelişen siyasi olaylar üzerinden stadyumları bu anlamda kullanmaya çalışan bir anlayışa hiçbirimizin kapı aralamasının mümkün olmadığını ifade etmek isterim.
'BARIŞ İÇİNDE EL ELE, OMUZ OMUZA'
Bugüne kadarki süreci ve bundan sonrasını değerlendirdik. Bugün saat 16.00’da siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan beş kişilik heyet, komisyonun rapor yazım sürecini ve bu süreçte nasıl bir çalışma prensibi ve takvim içinde yer alacaklarını görüşmek üzere toplanacak. Partimizi de orada Grup Başkanvekilimiz Murat Emir temsil edecek. Komisyonun rapor yazım aşamasını hızlı şekilde ilerletmesini, partilerin ortaklaştığı yaklaşımlar üzerinden hep birlikte ve herkesin kabul edebileceği, onaylayabileceği, Türkiye’nin hem terörsüz Türkiye hedefini, hem demokratik Türkiye hedefini birlikte hayata geçirebilecek birbirinin peşinde değil ama iç içe böyle bir süreci gerçekleştirebilecek, bu topraklar üzerinde gözyaşlarının durmasını ve kardeşliğin, barışın hakim olmasını sağlayacak, Türkiye’nin yarınlarına barış içinde el ele, omuz omuza, Türk’ün de Kürt’ün de evladının geleceğinden endişe duymadığı, en iyi eğitimi alabileceği, hep birlikte hızla kalkınacağımız ve adil bir şekilde bölüşebileceğimiz yarınları umut ediyoruz.
'TÜRKİYE VE SURİYE'NİN YARINLARA GÜVENLE ADIM ATMASINI ÜMİT EDİYORUZ'
Hem Türkiye’de hem Suriye’de Türkler için de Kürtler için de Dürziler için de Aleviler için de Türkmenler için de anayasal, demokratik ve barış içinde iki devlet ümit ediyoruz. Türkiye’de de Suriye’de de barışın, kardeşliğin, demokrasinin hakim olmasını, iki tarafta da tam anlamıyla bir barışın hakim olmasını, Türkiye ile Suriye arasında iyi ilişkileri, sınırın iki yanındaki kardeşliğin iki ülkenin yarınlara birlikte güvenle adım atmasını ümit ediyoruz. Bunun hem Türkiye’ye hem Suriye’ye hem Türklere hem Kürtlere hem de bütün Orta Doğu’ya ve insanlığa iyi geleceğini ümit ediyorum.”
PERVİN BULDAN: HEPİMİZİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI LAZIM
Özel'in ardından söz alan Pervin Buldan, şunları kaydetti:
“Çok önemli ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiğimizin altını önemle çizmek isterim. Sürecin geldiği aşamaları detaylı bir şekilde tartıştık ve konuştuk. Bu kadar tarihsel bir dönemeçte Cumhuriyet Halk Partisi'nin yapıcı rolüne büyük bir önem veriyoruz. Bu yüzden bugün buradayız. Çünkü Kürt sorunu siyaset üstü bir meseledir ve bu meseleyi çözmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur diye ifade etmek istiyorum. Barış elbette ki Türkiye'ye yakışan bir şey. Uzun yıllar çatışmalı bir süreç yaşadık bu ülkede. Bu coğrafyada çokça kan aktı, anneler ağladı, gencecik bedenler toprağın altına girdi. Dolayısıyla bundan sonra böylesi bir sürecin yaşanmaması için hepimizin artık gövdesini taşın altına koyma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu meselede emeği geçen herkesin emeğinin kıymetli olduğunu ifade etmek istiyorum. Barış hep birlikte 86 milyon insana armağan etmek hepimizin görevidir diye bir kez daha bunun altını çizmek istiyorum. Bu görüşmeyi gerçekten çok önemsediğimizin altını çizmek istiyorum."
MİTHAT SANCAR: ELEŞTİRİLERİ KARŞILIKLI PAYLAŞTIK
Mithat Sancar ise şunları söyledi:
"Bu sürecin çok boyutlu ve zorlu olduğunu her seferinde dile getiriyoruz. Farklı yaklaşımlar, karşılıklı eleştiriler süreç içinde ortaya çıkabilir. Fakat bu süreçlerin ruhunun münazara değil, müzakere olduğunu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. Münazara, birbirine alt etme ve kendini haklı çıkarma anlayışıdır; müzakere ise birbirini dinleme, diyalog ile ilerleme sanatıdır. Bizler de bugün müzakerenin çok değerli bir örneğini birlikte yaşadık. Kaygıları, eleştirileri, itirazlara karşılıklı birbirimizle paylaştık. Ama bir konuda da mutabıkız: süreç müzakereyle, diyalogla, karşılıklı görüşmelerle yürüyecektir. Bu konuda da siyasal mutabakat ve toplumsal uzlaşma hayati önemlidir. Bir kez daha gördük ki Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçte bu rolü olumlu bir şekilde oynamaya devam edecek iradeyi gösteriyor. Bu son derece önemli. Bizler yayılmak istenen gerilim, çatışma, ırkçı tahrik ortamına karşı hep birlikte demokrasinin ve barışın birlikteliğiyle ortak mücadeleyi yürütmek zorundayız. Bunun da önümüze barışın ve demokrasinin yolunu gerçekten sonuna kadar açacağına inanıyoruz."
