Kocaeli’de yaşayan Asuman Aldemir, kurumsal hayatın stresinden uzaklaşmak için başladığı su kabağı süsleme hobisini, eski bir ahırı dönüştürdüğü atölyede sürdürüyor. Bodrum’da keşfettiği sanatı bir tutkuya dönüştüren Aldemir, el emeğiyle yaptığı ürünleri yalnızca sevdiklerine hediye ediyor.
İŞ HAYATINDAN UZAKLAŞTI, HAYATI EL SANATINDA BULDU
Uzuntarla Mahallesi'nde yaşamını sürdüren 48 yaşındaki Asuman Aldemir, yıllarca insan kaynakları yöneticisi olarak görev yaptı. İş yaşamının stresini atmak için yeni bir hobiye yönelen Aldemir, Bodrum Gümüşlük beldesinde tatildeyken fark ettiği ışıklı su kabaklarını hobiye dönüştürdü. Bu ilgisini gerçek bir şekilde hayata geçirmek isteyen Aldemir, evinin yanındaki eski ahırı kendi elleriyle yenileyerek atölyeye çevirdi.
İLK DENEMESİNDE BAŞARISIZ OLDU
Su kabağıyla tanıştıktan sonra üretime kendi imkânlarıyla başlayan Aldemir, ilk ürününün pek de başarılı olmadığını ancak bu sürecin onu yıldırmadığını belirtiyor. Zamanla babasının bahçesinde yetiştirdiği su kabaklarıyla deneyim kazanan Aldemir, gerekli malzemeleri araştırarak özel matkap ve boncuk gibi parçaları temin etti. Şimdi ise kendi tasarladığı lamba ve süsleri keyifle yapmaya devam ediyor.
TASARIMLAR TAMAMEN HAYAL GÜCÜNE DAYANIYOR
Kabak süslemelerinin her birinin eşsiz olduğunu söyleyen Aldemir, ürünlerini tasarlarken tamamen kendi hayal gücüne güvendiğini ifade ediyor. Kabağın yüzeyini temizledikten sonra desenini çizen Aldemir, özel matkapla delik işlemlerini yapıyor. İsteğe bağlı olarak boyama ya da doğal bırakma seçenekleriyle süreci tamamlıyor. Boncuk ve ışık eklemeleriyle son dokunuşları yapıyor.
SADECE SEVDİKLERİNE HEDİYE EDİYOR
Ürünlerini ticari bir amaçla üretmediğinin altını çizen Aldemir, yaptığı her parçayı yalnızca yakın çevresiyle paylaşıyor. Kimi zaman yeğenine, kimi zaman evlenen bir kuzenine el emeğiyle yaptığı özel tasarımları hediye eden Aldemir, önemli olan satış değil üretirken aldığı keyif ve duygusal bağ kurmak olduğunu ifade ediyor.
ATÖLYE DEKORUNU KENDİ ELLERİYLE YARATTI
Eski bir ahırı dönüştürdüğü atölyesi onun için sadece bir üretim alanı değil, aynı zamanda bir huzur köşesi. Süslemelerde kullandığı taşları dereden toplayan, harcını kendi hazırlayan Aldemir, bu mekanı tam anlamıyla bir yaşam alanına çevirmiş durumda. Atölyesinin her detayı onun emeğini ve estetik anlayışını yansıtıyor.
“FİZİKSEL YORGUNLUK ZİHİNSEL RAHATLAMA SAĞLIYOR”
El emeğiyle uğraşmanın ruhuna iyi geldiğini ifade eden Aldemir, üretim sürecini adeta bir terapi olarak görüyor. Fiziksel olarak yorulmanın zihinsel anlamda dinlenmesine katkı sağladığını belirtiyor. "İnsan kendi elinden geleni denemeli, aynısını yapamasa bile kendi izini katmalı," diyen Aldemir, bu yola başlarken “yapamazsın” sözlerine kulak asmadığını ve istikrarlı duruşuyla başarılı olduğunu dile getiriyor.
