Çoğu insanın korkulu rüyası olan akrepler, Aydınlı genç bir girişimci için bilim ve tıp dünyasına hizmet eden değerli bir kaynağa dönüştü. Medikal ürün ticareti yapan Hakan Ören, 3 yıl boyunca sürdürdüğü kapsamlı araştırmalar sonucunda, nadir bulunan "Anadolu sarı akrebi" türünün zehrinin ne kadar kıymetli olduğunu keşfetti. Bu keşfin ardından, cesur bir adım atarak kendi tesisini kurdu ve tehlikeli ama bir o kadar da önemli bir üretime başladı.
850 TANESİNİ BESLİYOR
Aydın'ın Kuşadası ilçesi, adını sıklıkla turizmle duyursa da, şimdi sıra dışı bir girişimle gündemde. Genç girişimci Hakan Ören, ofisinde 3 yıl boyunca akrep incelemeleri yaparak başladığı bu sıra dışı serüveni, modern bir üretim tesisine taşıdı. Gerekli izinleri alarak 500 metrekarelik bir alana kurduğu tesiste, 850 adet Anadolu sarı akrebi barındırıyor ve bu hayvanlardan elde ettiği zehirle tıp dünyasına önemli katkılar sunmayı hedefliyor.

AKREP ZEHİRİNDEN KOZMETİĞE VE TIBBA UZANAN YOLCULUK
Hakan Ören, Anadolu sarı akrebinin zehrinin, sanayi ve tıp alanında geniş bir kullanım yelpazesine sahip olduğunu öğrendi. Zehir, özellikle kozmetik sanayisinde ve yeni nesil antibiyotiklerin hammaddesi olarak büyük ilgi görüyor. Ören, bu potansiyeli fark ederek tesisinde ürettiği zehirden numuneler hazırladı. Bu numuneleri yurt dışındaki firmalara göndererek pazar araştırmaları yaptı. Özellikle İsviçre ve Almanya'dan gelen yoğun talep, projenin uluslararası alandaki potansiyelini de ortaya koydu. Şu an kapasitesini artırmaya odaklanan Ören, yakın zamanda ihracata başlamayı planlıyor.
YÜZLERCE AKREPLE BİRE BİR ÇALIŞMA
Tesisteki en kritik ve zahmetli aşama, zehir sağım işlemi. Her bir akrep, zehrini boşaltması için hafif düzeyde bir elektroşoka maruz bırakılıyor. Bu sayede akrep, kuyruğundaki zehri özel bir tüp içine bırakıyor. Yaklaşık 450 akrepten sadece 1 gram zehir elde edilebiliyor ve bu işlem tek tek yapıldığı için her bir hayvanın sağımı yaklaşık 1 dakika sürüyor. Bu işlem ayda bir kez tekrarlanıyor. Elde edilen zehir, değerini koruması için -45°C'de muhafaza ediliyor. Hayvanlar ise laboratuvar ortamında 30°C sıcaklıkta, nem oranı dengelenerek ve canlı un kurtlarıyla beslenerek kontrollü bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor.

SIFIRDAN BİR BAŞARI HİKAYESİ
Hakan Ören, daha önce bu tür bir işle uğraşmanın aklından bile geçmediğini belirtiyor. İlk olarak 3-5 akrebi ofisinde doğal yaşam koşullarına uygun bir ortamda inceleyerek başladığını anlatıyor. Bu araştırmalar sayesinde hayvanların yaşam döngüleri ve alışkanlıkları hakkında derinlemesine bilgi sahibi olan Ören, bu işi profesyonel bir düzeye taşımaya karar verdi.
Tesisin elektrik ihtiyacını güneş panelleriyle karşılayarak sürdürülebilir bir model oluşturan genç girişimci, hem akreplerin neslinin kontrol altında tutulmasını sağlıyor hem de tıp dünyasına değerli bir hammadde sunuyor. Bu proje, hem riskli hem de önemli bir alanda, azim ve bilgiyle nelerin başarılabileceğinin çarpıcı bir örneği oluyor.
