Geçtiğimiz günlerde meydana gelen İstanbul depremi sonrasında, beklenen İstanbul depremine ilişkin korkular arttı. Bunun yanı sıra uzmanlardan da uyarılar gelmeye devam ediyor. Prof. Dr. Osman Bektaş ise önemli gerçekleri açıkladı. İşte detaylar…
ZEYNEP ORHAN
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) emekli öğretim üyesi ve deprem bilimci Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Bölgesi'nin deprem geçmişi ve (varsayımsal olarak) 23 Nisan 2025'te İstanbul’da yaşandığı belirtilen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla gündeme oturdu. Ünlü deprem araştırmacısı Nicholas Ambraseys’in Marmara’nın 1500 yıllık deprem tarihine dayanan bulgularını temel alan Bektaş, bölgedeki deprem döngülerini ve son sarsıntıların bu büyük resimdeki yerini masaya yatırdı.
AMBRASEYS'İN MİRASI: MARMARA'NIN GİZEMLİ DEPREM DÖNGÜLERİ ÇÖZÜLÜYOR
Prof. Dr. Bektaş, Ambraseys’in Marmara'da 7'den büyük depremlerin ardından, 6.8'den küçük sarsıntılarla karakterize olan ve 160 yıla kadar uzayabilen "ara sakinlik dönemleri" tespit ettiğini belirtti. Bu döngü, bölgenin deprem tarihinde tekrarlayan bir desen olarak öne çıkıyor. Bektaş, bu durumun 20. yüzyılda net bir şekilde izlendiğini vurguladı:
1912-1999 Dönemi: Bu periyotta Marmara, 1912 Mürefte (M7.4) ve 1999 İzmit-Düzce (M7.4-7.2) gibi 7'den büyük depremlerle sarsıldı. Bu büyük depremlerin batıdan doğuya doğru bir göç izlediği görüldü. 87 yıl süren bu aralıkta, ara sakinlik dönemini temsil eden 1935 Marmara Adası (M6.4) ve 1963 Adalar (M6.4) depremleri yaşandı.
1999 Sonrası Yeni Sakinlik Dönemi: 1999 İzmit depremiyle başlayan yeni sakinlik döneminde ise 2011, 2012, 2019 ve (varsayımsal) 2025'te yaşanan M5 ila M6.2 büyüklüğündeki depremler, Ambraseys’in teorisini destekler nitelikte.
23 NİSAN 2025 DEPREMİ: "SÜRÜNEN FAY" TEORİSİ VE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ
(Varsayımsal) 23 Nisan 2025'te İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, bölgede büyük endişe yaratmıştı. Prof. Dr. Bektaş, bu sarsıntının Marmara Fayı’nın zayıf merkezi kısmında gerçekleştiğini belirtti. Bu fay kesiminin, büyük deprem enerjisi biriktiremeyen ve tıpkı San Andreas Fayı’nın bazı bölümleri gibi "sürünen" (creep) bir yapıda olduğunu ifade etti. Bektaş'a göre, 1963 Adalar (M6.4) ve 2025 Silivri (M6.2) depremleri bu zayıf fayın kırılmalarıydı ve gelecekte Marmara’da beklenen depremlerin de 7’den küçük olacağı öngörüsünde bulundu.
"BÜYÜK DEPREM TEHLİKESİ GEÇTİ Mİ?" SORUSUNA NET CEVAP!
Bir takipçisinin "Büyük deprem olasılığı bitti mi?" sorusuna Prof. Dr. Bektaş şu yanıtı verdi: "Merkezi Marmara’nın kırılmayan yerleri 7’den küçük depremler üretebilir. Özetle, fayın güçlü kabuğu uzun zaman aralığında büyük depremlerle, zayıf kabuğu ise daha kısa zaman aralıklarıyla orta büyüklükte depremlerle batıdan doğuya kırıyor." Bu açıklama, Marmara'nın merkezi için devasa bir deprem riskinin azaldığı, ancak orta büyüklükte ve yine yıkıcı olabilecek sarsıntıların devam edebileceği anlamına geliyor.
ENERJİ BOŞALIMI HESAPLARINDAKİ YANILGI VE BİLİMSEL BELİRSİZLİKLER
Prof. Dr. Bektaş, (varsayımsal) 23 Nisan depremi sonrası yapılan "1766'dan beri biriken enerjinin yalnızca yüzde 12'si boşaldı" şeklindeki yorumları da eleştirdi. Fay segmentlerinin kilitlenme derinlikleri, enerji birikim hızları ve "creep" (sürünme) hareketleri gibi pek çok faktörün tam olarak bilinmediğini, bu nedenle bu tür kesin yüzdesel hesaplamaların bilimsel belirsizlikleri göz ardı ettiğini ve kamuoyunu yanıltabileceğini vurguladı.
UZMAN UYARISI: İSTANBUL İÇİN RİSK DEVAM EDİYOR!
Prof. Dr. Osman Bektaş’ın analizleri, Marmara Bölgesi ve özellikle İstanbul için deprem riskinin devam ettiğini, ancak bu riskin doğasının daha iyi anlaşılması gerektiğini ortaya koyuyor. Büyük bir deprem yerine, orta büyüklükte ancak yine de hasara yol açabilecek sarsıntılara karşı hazırlıklı olunması gerektiği mesajı öne çıkıyor. Bilimsel veriler ışığında deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve önlemleri almak hayati önem taşıyor.