Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Bekdemir Mahallesi'nde bulunan tarihi cami, yıllardır unutulmaya yüz tutmuş sıra dışı bir geleneği ile dikkat çekiyor. Yıllarca mihrabına yuva yapan arıların topladığı ballar sayesinde caminin giderleri karşılanıyordu. Bu benzersiz hikaye, caminin yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda ekonomik bir kaynak görevi gördüğünü de ortaya koyuyor.
400 YILLIK BİR GELENEK
Rivayete göre, Bekdemir Camisi'nin mihrabı, dışarıdan gelen arıların yerleşmesi için özel olarak tasarlanmış bir bölmeye sahipti. Cami cemaati ve imam, arıların ibadet sırasında rahatsız etmediği bu ortamda, yılda ortalama 150 kilogram bal hasadı yapıyordu. Bu ballar satılarak elde edilen gelirle caminin halıları, gaz lambaları ve cami görevlisinin maaşı ödeniyordu. Hatta artan para ile köy halkına ziyafetler bile verildiği biliniyor. İnsanlar, camiye gelir sağlayacak vakıf binaları kurmak yerine, doğanın sunduğu bu bereketten yararlanarak caminin ayakta kalmasını sağlıyorlardı.

RESTORASYONLAR SIRRA PERDE ÇEKTİ
Maalesef bu benzersiz gelenek, günümüzdeki bilinçsiz ve özensiz restorasyon çalışmaları nedeniyle son buldu. Yapılan onarımlar sırasında arıların giriş çıkış yaptığı açıklıklar kapatıldı. Bu durum, mihrabın bal kaynağı olma özelliğini kaybetmesine neden oldu. Yıllardır caminin mihrabından bal alınmıyor olsa da, o dönemde bu balların satışı ile maaş alan imamlardan birinin hala hayatta olması, hikayenin canlı bir tanığı olarak varlığını sürdürüyor.

AHŞAP TEKNİĞİYLE YAPILMIŞ BİR SANAT ESERİ
Bekdemir Camisi, sadece arılarıyla değil, mimari özellikleriyle de dikkat çekiyor. 1596 yılında meşe ağacından yığma tekniği ile inşa edilen cami, 1599 yılında eklenen mahfil katıyla bugünkü halini almıştır. İçerisindeki kitabeye göre, 1877 yılında kök boyadan yapılmış kalem işi nakışlar, caminin iç mekanını adeta bir sanat galerisine çeviriyor. Ahşap direklerle desteklenen revakları da yapının zenginliğini gözler önüne seriyor.
