Boğaz’da Anıtlar Kurulu’nun kararıyla ünlü işletmelerdeki kaçak yapıların yıkımını anlatan haberler, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişime engellendi. Gerekçe olarak “milli güvenlik” ve “kamu düzeni” gösterildi.
BAKANLIK YAPILARI TEK TEK TESPİT ETTİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı ekipleri İstanbul Boğazı'nda çoğu denize sıfır konumdaki 106 yapıyı inceledi. Altısının bazı bölümlerinin kaçak olduğunu belirleyerek 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na ihbarda bulundu. Kurul da değerlendirme sonrası bu yapıların kaçak olduğu tespitini doğrulayarak İBB'ye bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne bildirdi. İBB de 10 Temmuz'da Bebek Balıkçısı, Baylan Pastanesi, Bebek Otel, Mandarin Otel ve Arnavutköy Balıkçısı'nda yıkım gerçekleştirdi.

'KAÇAK YAPILAR YIKILDI' HABERİNE ENGEL
Lüks yapıların yıkım görüntüleri basında da geniş yer buldu. Ancak 11 Temmuz'da ilgili haberlere İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği erişim engeli getirdi. Kararı kamuoyuna duyuran İfade Özgürlüğü Derneği, söz konusu içeriklerin ‘Yaşam hakkı, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması gerekçesiyle’ alındığını açıkladı. Haber içerikleri gecikmeksizin erişime kapatılırken, kamuoyundan tepki geldi. Birçok vatandaş 'Milli güvenlik riski kaçak yapıların neresinde?' diye sordu.
MANDARİN OTEL
Kültür Bakanlığı'nın tespiti, Anıtlar Kurulu'nun onayı ile İBB'nin yıkım gerçekleştirdiği yapılar arasında en dikkat çekeni Mandarin Otel oldu. Otel Boğaz'daki en büyük ve en lüks yapılardan biri.

KAÇAK YAPI HABERİNE ‘MİLLİ GÜVENLİK’ ENGELİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ihbarı üzerine harekete geçen Anıtlar Kurulu, geçen hafta İstanbul Boğaz hattında yaklaşık 300 yapının kaçak olduğunu tespit etti. Bu yapılar arasında Bebek Balıkçısı, Baylan Pastanesi, Bebek Otel, Arnavutköy Balıkçısı, Mandarin Otel ve Ottoman Otel gibi İstanbul’un sembolik ve turistik işletmeleri de yer aldı. Yapılan değerlendirme sonrası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından söz konusu kaçak eklentiler için yıkım kararı verildi. Ardından hareket geçildi.
YASA NE DİYOR?
İlk yıkım noktası, İstanbul’un simge mekânlarından biri olan Baylan Pastanesi oldu. Daha sonra sırada diğer işletmelerin olduğu bildirildi. Yıkımlar, polis ve zabıta ekipleri eşliğinde devam ederken çevrede geniş güvenlik önlemleri alındı. Ancak İfade Özgürlüğü Derneği, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 11 Temmuz 2025 tarihli ve 2025/7663 sayılı kararıyla yıkımlarla ilgili haber ve içeriklere erişim engeli getirildiğini duyurdu. Kararın 5651 Sayılı Kanun’un 8A maddesi kapsamında, “milli güvenlik”, “kamu düzeni” ve “can-mal güvenliği” gerekçeleriyle alındığı aktarıldı. 5651 Sayılı Kanun’a göre; milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlık gibi gerekçelerle Cumhurbaşkanlığı ya da ilgili bakanlıkların talebi üzerine erişim engeli getirilebiliyor. Sulh Ceza Hakimi ya da ilgili makamlarca alınan bu tür kararların en geç 4 saat içinde uygulanmasını şart koşuyor.
ANLAM VERİLEMEDİ
Söz konusu erişim engeli, sosyal medyada ve hukuk çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Basın özgürlüğünü savunan hukukçular, kamu yararını ilgilendiren bu tür kararların şeffaf şekilde vatandaşla paylaşılması gerektiğini vurguladı. İşletmelerin Boğaz’a bitişik ve kaçak olarak inşa edilmiş ilave bölümleri yıkımının haberleştirilmesinin milli güvenliğe ne gibi zarar vereceği konusunda akıllarda soru işareti oluşurken “Acaba yıkımlardan vaz mı geçilecek? Yukarıdan baskı mı geldi?” yorumları geldi. Bebek Otel’in sahibi daha önce alınan yıkım kararına karşı idare mahkemesine başvurmuş, yürütmeyi durdurma kararı aldırmıştı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı meseleyi Danıştay’a taşımıştı. Yargı süreci devam ederken sahadaki uygulamanın yürürlükteki mevzuata uygun biçimde sürdüğü kaydedilmişti. Yetkililer, bu tür denetimlerin yalnızca İstanbul Boğazı’yla sınırlı kalmayacağını, Kapadokya gibi tarihi ve kültürel değer taşıyan bölgelerde de kaçak yapılaşmaya karşı benzer adımların atılacağını ifade etmişti.
