Ümit Özdağ, İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasına tepki göstererek, “27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi olağanüstü dönemlerde dahi avukatların tutuklandığını hatırlamıyorum” dedi. Özdağ, Türkiye’nin “düşman ceza hukuku” uygulamalarıyla olağanüstü bir sürece girdiğini söyledi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı ziyaret etti. Ziyaret sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Özdağ, Türkiye’de yargı pratiğinin “düşman ceza hukuku” çerçevesinde ilerlediğini savunarak, olağanüstü dönemlerde dahi görülmeyen uygulamaların bugün hayata geçirildiğini söyledi.
“OLAĞANÜSTÜ DÖNEMLERDE BİLE AVUKATLAR TUTUKLANMADI”
Özdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasına ilişkin, “27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ve Ergenekon sürecinde bile tutuklanan avukat hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı. Bu dönemlerde ağır siyasi davaların görüldüğünü belirten Özdağ, “Bugünse avukatların tutuklandığını görüyoruz. Bu da bize Türkiye'nin hukuk anlamında olağanüstü bir dönemden geçtiğini gösteriyor ve bunun temelinde de düşman ceza hukuku uygulaması var” dedi.
Türkiye, düşman ceza hukuku uygulamalarından kurtulmalı diyen Özdağ, “Muhalefet ya da iktidar yanlısı fark etmeksizin herkes aynı hukuka tabi olmalı. Adalet mülkün temelidir diyorsak, bu temeli çifte standartla çürütmemeliyiz” diye konuştu.
Özdağ, cezaevindeyken birçok avukatla görüşme imkânı bulduğunu belirterek, “Ailemde dokuz hukukçu var ama ben hukuk okumamıştım. Ancak bu beş ayda çok şey öğrendim. Etkin pişmanlıkla alınan ifadelerle hüküm kurulamayacağına dair kararlar bile var. Bu da demek oluyor ki hukuk hâlâ işliyor, ama çok yavaş” değerlendirmesinde bulundu.
YAVAŞ: “AVUKAT TUTUKLANMASI HUKUKİ BİR HATADIR, TELAFİSİ YOKTUR”
Mansur Yavaş da İmamoğlu’nun avukatının tutuklanmasına tepki göstererek, uygulamanın hukuka aykırı olduğunu vurguladı. “Yasa açık. Avukatlık görevini yapan bir kişi hakkında soruşturma yürütülecekse Adalet Bakanı’nın izni gerekir. Bu izin alınmamışsa yapılan işlem hukuka aykırıdır. Kimse kaçmıyor, aynı gün izin de alınabilirdi” dedi.
Yavaş, avukatların müvekkillerini her durumda savunmakla yükümlü olduğunu hatırlatarak, “Avukatın tutuklanması mevcut yargılamada büyük bir eksiklik ve usulsüzlük yaratır. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir” ifadelerini kullandı.
“HUKUK HERKESE LAZIM”
İmamoğlu’nun “İftiranameleri imzalayın” çağrısı ve ardından Başsavcılığın yaptığı uyarıya da değinen Yavaş, “İnsanları tutuklama tehdidiyle iftiraya ya da itirafa zorlamak doğru bir şey değildir." diye Yavaş şu ifadeleri kullandı:
"Kendisi haksız bir şekilde tutuklandığına inanırsa ve kendisine şöyle ifade verirsen serbest kalacaksın denirse kaç tanesinin hapiste yatmayı göze alacağı, kimin göze alamayacağını herkes kendi vicdanında sorgulayabilir. Çünkü bu tür uygulamaları ben baştan beri hatalı ve hukuka aykırı olarak buluyorum"
Yavaş, yargı sürecindeki çifte standartlara dikkat çekerek, “Yargıyı etkilemeye yönelik pek çok açıklama yapılmasına rağmen işlem yapılmıyor. Bu da kamuoyunda adaletin taraflı olduğu algısını güçlendiriyor. Böyle olursa yargılama siyasallaşır ve kamu vicdanı tatmin olmaz” diye konuştu.