İstanbul’da yaşayan Yürük ailesinin 2019 yılında çektikleri kredi borcu sadece 24 bin liraydı ancak bu borç yüzünden şimdi 6 milyonluk evleri gidiyor. İşte, Yürük ailesinin gözyaşlarına boğan hikayeleri…
Bankaların 2024'te rekor kârlar açıkladığı bir dönemde, vatandaşların omuzlarındaki borç yükü ise akılalmaz boyutlara ulaşıyor. Bunun en acı örneklerinden biri İstanbul'da yaşandı. Yürük ailesinin, tam 6 yıl önce başlayan 24 bin liralık kredi borcu, bugün 216 bin liraya fırladı ve şimdi Ataşehir'deki 6 milyon TL değerindeki yuvaları ellerinden alınıyor. Aileye evlerini boşaltmaları için sadece 15 gün süre tanındı!
Ticaretle uğraşan İbrahim Yürük'ün hayatı, 2019 yılında aldığı 24 bin liralık krediyle bambaşka bir yola girdi. Ancak asıl darbe, borçtan çok daha büyüktü. Gözyaşları içinde anlatan baba Yürük, "27 yaşında evladımızı kaybettik. O üzüntüyle şeker, tansiyon çıktı, kısmi felç geçirdim" diyerek yaşadıkları tarifsiz acıyı ve ardından gelen sağlık sorunlarını dile getirdi. Evlat acısı ve hastalıklarla boğuşurken, borçları da katlanarak büyüdü.
BORÇ CANAVARA DÖNÜŞTÜ, YUVALARI KABUSLARI OLDU
Show TV'nin yürekleri dağlayan haberine göre, o başlangıçta küçük görünen 24 bin liralık borç, zamanla tam 216 bin liraya ulaştı. İddialara göre, alacaklı şirket, Yürük ailesinin Ataşehir'deki evinin dörtte birine haciz koyduktan sonra, "Evin dörtte biri hacizli, tüm borçlarınızı kapatın, evi size geri satarız" gibi bir teklifte bulundu.
Aile, yuvalarını kurtarmak için çırpındı. Baba İbrahim Yürük, çaresizlik içinde, "24 bin lira borç 216 bin lira olmuş. Kurtarmak için 500 bin TL, 1 milyon TL, hatta 2 milyon TL verdik, ancak kabul etmediler" diyerek yaşadıkları çıkmazı anlattı.
6 MİLYONLUK EVE SATIŞ KARARI, 15 GÜN MÜHLET!
Ancak tüm çabalar sonuçsuz kaldı. Yürük ailesinin oturduğu ve piyasa değeri 6 milyon 300 bin lira olarak belirlenen evleri resmen satışa çıkarıldı. Daha da acısı, aileye evlerini terk etmeleri için sadece 15 günlük bir süre verildi.
"EN ÇOK EVLADIMIN KOKUSU, HATIRASI VAR ORADA!"
Anne Yürük'ün feryadı ise dinleyen herkesin boğazını düğümledi. Gözyaşları sel olan acılı anne, kaybettikleri oğullarının hatıralarıyla dolu olan evlerinden ayrılmak zorunda kalacak olmanın ızdırabını, "Olacak iş mi ya? O evde en çok evladımın kokusu, onun hatırası var. Nasıl bırakırız?" sözleriyle dile getirdi.
Küçücük bir borcun, evlat acısıyla sınanan bir ailenin hayatını nasıl altüst edebileceğinin acı bir kanıtı olan bu olay, finansal zorlukların ve borç sarmalının insanları ne denli çaresiz bırakabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Yürük ailesinin şimdi tek umudu, bir mucize ve yetkililerden uzanacak bir yardım eli.