CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçen İBB Başkanı İmamoğlu hakkında 5 ayrı dosyadan yaklaşık 23 yıl hapis ve 5 kez 'siyasi yasak' istendi. Art arda gelen dosyalar için ‘Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli’ diyen İmamoğlu, adres olarak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ı gösterdi.
23 YIL HAPİS VE 5 KEZ 'SİYASİ YASAK' İSTEMİ
İBB Başkanı İmamoğlu hakkında, CHP'nin her davasında aynı 'bilirkişi'nin atanmasına yönelik açıklaması nedeniyle başlatılan soruşturmanın iddianamesi tamamlandı, 'siyasi yasak' ve 4 yıla kadar hapis cezası istendi. İmamoğlu için halen görülmekte olan 'Ahmak, Ordu Valisi, Büyükçekmece ve Başsavcı' davalarında da toplam 23 yıl hapis ve 5 kez 'siyasi yasak' talep edildi. İBB Başkanı, hakkında en fazla ceza istenen belediye başkanı olarak siyasi tarih kayıtlarına geçti.
KASIMPAŞALI'YA YAKIŞAN SANDIKTA MÜCADELE
Partisinin potansiyel cumhurbaşkanı adayları arasında yer alan İmamoğlu, kendisini siyasette devre dışı bırakmak isteyen kişinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: Ben diyorum ki tüm bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var. Mertliğin yeri sandık, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır. Doğup büyüdüğü semti Kasımpaşa’nın adına yakışır davranmaya davet ediyorum cumhurbaşkanını. Biz mertçe mücadeleye hazırız.
23 YIL TALEBİNİN ALTINDA ERDOĞAN’IN İMZASI VAR
İBB Başkanı, hakkında 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak istenen ‘bilirkişi iddianamesi’ sonrası konuştu. Siyasi baskılara dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret etti. İmamoğlu ‘Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı. Hakkımda istenen 23 yılın altında Erdoğan’ın imzası var’ dedi ve ekledi: Biz mertçe mücadeleye hazırız. Mertliğin yeri sandıktır.
İBB Başkanı İmamoğlu hakkında yürütülen bilirkişi soruşturması tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun ‘yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasakla yargılanması istendi. İddianamenin tamamlanması sonrası konuşan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nı işaret etti. Sandık çağrısı yaptı.
"BENİ DEVRE DIŞI BIRAKMAK İSTİYOR"
İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: Milletimizi derinden üzen, yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen zaman dilimini yaşıyoruz. Bu kadar pervasız bir dönemi ülkemiz ilk kez yaşıyor. İddianameyle şu anda beşinci siyaset yasağı süreci. 23 yılı aşan bir hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Bırakın iddianameyi kaleme alınacak bir şey değil. Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı.
"ERDOĞAN BENİ HEDEF GÖSTERİYOR"
Erdoğan beni hedef gösteriyor. Er meydanında mertçe güreşilir. Demokrasi de öyle bir şeydir. Mertliğe davet ettim defalarca ama tercih başka. Heybeden, turplardan bahseden kendileri. 23 yıla yakın hapis cezasıyla yargılanan ve hakkında siyasi yasak istenen ben diyorum ki bütün bunların arkasında sayın Cumhurbaşkanı var. Heybedeki turplardan kendisi bahsediyor, ceza almalı diyor. İnsanları tehdit ediyor. Sanatçıyı, iş insanını, siyasetçiyi... Kimse konuşmasın istiyor, böyle bir şey olabilir mi? İstediğimiz mertlik. Mertliğin yeri sandık. Sandıkta oy kullanılır, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır.
"BİZ MERTÇE MÜCADELEYE HAZIRIZ"
Mertliğin simgesi olan Kasımpaşa’nın adına yakışır şekilde davranmaya davet ediyorum sayın Cumhurbaşkanı’nı. Biz mertçe mücadeleye hazırız.Hapse atılan belediye başkanları, genel başkanlar, meclis üyelerinin tek suçu bir kişiye karşı olmak, ona karşı seçimi kazanmak, 20 yıl sonra Türkiye’de birinci parti olmak. Partiye bile göz koydular. Bütün bu süreçleri milletimizin demokrasi aşkına güveniyorum.
"İDDİANAME VIZ GELİR TIRIS GİDER"
Arkamda duyduğum en büyük gücün de 86 milyon insanımızın o duygularıdır. İddianame benim hiç umrumda değil, vız gelir tırıs gider. Bahsi geçen konudaki 4 gazeteci dostuma da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Demokrasinin olmadığı yerde sermaye de gelmez üretim de olmaz. Milletimize ve geleceğine yazık ediyorsunuz. Partimizin Türkiye demokrasi tarihine geçecek büyük bir demokrasi devrimini yaptığı bir dönemdeyiz.
"TÜSİAD KONUŞMAYA DEVAM EDECEK"
İmamoğlu, iktidara yönelik ve sistem eleştirileri gündeme oturan TÜSİAD olağan genel kurul toplantısındaki açıklamalara destek çıktı: “TÜSİAD konuştu, konuşacak da. Başka iş dünyası temsilcileri de konuşacak. Bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan bu yargı tacizi, yarın başka kurumlara, başka bireylere yöneltilecektir. Tüm iş dünyası örgütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum: Eğer bugün haksızlığa ses çıkarmazsanız, yarın aynısı size yapılacaktır. Bu bozuk yargı düzeni sürdükçe herkes tehdit altındadır. Doğru söyleyen Ekrem İmamoğlu durduğu yerden bir milim kime esnetemez. Bu millet cesur olanı sever. Söz söylemede de cesur olmaya davet ediyorum herkesi.” İmamoğlu’nun ifadelerinden sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan “Hukuki süreçlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bağdaştırılması büyük bir iftira” açıklaması yapıldı.
BİLİRKİŞİNİN GÖREV YAPTIĞI 24 CHP’Lİ BELEDİYEDEN 22’SİNE DAVA AÇILDI 2’Sİ SORUŞTURULUYOR
Gazetecilere yönelik bilirkişi iddianamesinde davaya konu olan bilirkişi S. B.’nin ifadesi de ortaya çıktı. S.B. “Bugüne kadar yapmış olduğum bilirkişilikler nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşamadım ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarıyla bir anda çeşitli basın yayın organlarında ve sosyal medyada ismim yayınlandı ve bir karalama kampanyasına maruz kaldım” dedi. Hiçbir şekilde hukuksuz işlere imza atmadığını savunan S.B., bugüne kadar CHP’li belediyelere ilişkin 24 dosyanın soruşturma veya kovuşturma aşamalarında bilirkişi olarak görev yaptığını söyledi. B. şöyle devam etti: “Bunların 22 tanesine ait bilirkişi raporları dosyaya sunulmuş ancak hali hazırda devam eden 2 adet Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkında İhaleye Fesat Karıştırma suçlamasına yönelik dosyalardaki soruşturmaya ilişkin rapor ise henüz hazırlık aşamasında olup, dosyaya sunulmamıştır.”
İKİ GAZETECİYE 14, ÜÇ GAZETECİYE 9 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
Gazetecilere yönelik ‘Bilirkişi iddianamesi’ de tamamlandı. Halk TV çalışanı gazetecilerden olan Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz’a ‘Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması’ suçlamasıyla 6 yıldan 14 yıla, soruşturma kapsamında tutuklanan Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker’e, ‘Kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme’ suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.