Sezgin Tanrıkulu'nun yeni kitap: Anayasa Mahkemesi'ne ve AİHM'ye Bireysel Başvuru

Sezgin Tanrıkulu'nun yeni kitap: Anayasa Mahkemesi'ne ve AİHM'ye Bireysel Başvuru

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, Anayasa Mahkemesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru isimli kitabı çıktı. Tanrıkulu, bu kitapla, başvuranlara ve vekillerine yol göstermeyi amaçlıyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, Anayasa Mahkemesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru isimli kitabı yayımlandı.

Tanrıkulu, kitabı, bu mahkemelere başvurmak isteyenler ve vekillerine rehberlik etmesi amacıyla hazırladığını belirtti.

Tanrıkulu, kitabın önsözünde şu ifadelere yer verdi:

"Bu kitap, Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılacak “Bireysel Başvuru”larda usul ve esas itibariyle başvurucular ile vekillerine rehberlik etmesi amacıyla hazırlanmıştır.

Daha doğrusu, hak ihlalleri konusunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılması ve geçen süre zarfında yaşanan diğer gelişmeler sonucunda, daha önce yayınlanan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitabı başlıklı çalışmamın kapsamı dar kaldığı için bu yeni kitap hazırlanmıştır.

Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılacak “Bireysel Başvuru”larda usul ve esas itibariyle başvurucular ile vekillerine teorik bir çerçeve ile pratik bir bakış açısını bir arada ve kapsamlı bir biçimde sağlamak amacıyla hazırlanan bu kitabının eski ve dar kapsamlı hali olan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitabı’nın İstanbul Barosu tarafından (iki baskı) yapılan ilk baskısının üzerinden 21 yıl (2001) ve Seçkin Yayıncılık (dört baskı) tarafından yapılan son (dördüncü) baskısının üzerinden 15 yıl (2007) geçmiş durumda. Özellikle son yıllarda, meslektaşlarım ve hak ile hukuku kendilerine dert edinmiş dostlarım, konusunda ülkemizdeki derli toplu çalışmaların başında gelen bu kitabı, AYM’ye bireysel başvuru boyutu açısından da genişleterek yeniden yazmam konusunda çok ısrarlı telkinlerde bulundular. Yani geciken yeni baskı, çalışmanın genişletilmesi güncellenmesi nedeniyle yeni bir kitaba dönüşmüş durumda.

“Bireysel başvuru” mesleki hayatımın ilk yıllarından bu yana iç içe olduğum bir konu olageldi. 30 yılı aşkın süredir, hem bir avukat olarak müvekkillerimin AHİM’e ve AYM’ye bireysel başvurularını gerçekleştirdim hem de 20 yılı aşkın süredir bu konudaki önemli başvuru kitaplarından birisinin yazarı olarak her türlü gelişmeyi yakından takip ettim.

1987’de mesleğinde henüz birkaç yılı geçmemiş bir avukatken, “çok zor bir insanın” davalarını üstlenmiştim. Daha doğrusu, çok saydığım ve sevdiğim bir meslektaşım bu zorluğu benimle paylaşmak istemişti. 1991’de iç hukukta tamamlanan bu süreç sonunda, bireysel başvuru yolu ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesine başvurmayı düşündüm. Ancak nasıl başvurulduğu ve yöntemin ne olduğu konusunda bilgi sahibi değildim. Elimdeki tek kaynak “Belgelerle İnsan Hakları” adlı kitabın ekindeki başvuru formu örneğiydi. Ancak bunun yeterli olmayacağını düşünerek “Kutlu-Sargın” başvurusunu yapan meslektaşlarımla görüştüm. Onlar da bana, aynı kitaptaki başvuru formunu faksla gönderdiler. Anladım ki başka kaynak yok ve bu şekilde başvuruyu yapmaya karar verdim. Doldurduğum başvuru formunu mahkemeye gönderdim. Bu başvuru daha sonra çok tartışılan “Zana/Türkiye” kararına dönüştü. O tarihten sonra da iç hukukta takip ettiğim ve müvekkillerimin yetkilendirdiği ihlalleri bireysel başvuru yolu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürmeye çalıştım. İşte 1991’de mahkemeye ilk bireysel başvuruyu yaparken karşılaştığım bu güçlükler, bu çalışmanın arka planındaki nedendir.

İnceleme konusu olan “Bireysel Başvuru” alanındaki en önemli gelişme, 2010 anayasa değişikliği ile Türkiye’de Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun önünün açılmasıydı. Konunun bu yönünün de derhal ele alınması gerekiyordu; ancak, 2011 seçimlerinde 24. Dönem CHP İstanbul Millletvekili olarak aktif siyasete dahil olmam, bu yönde bir çalışma yapmamı maalesef geciktirdi.

Bu yenilik/değişiklik “bireysel başvuru” konusuna hem yeni bir boyut hem de farklı bir derinlik kazandırmıştır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru bir tür en üst iç hukuk yolu olarak tasarlanmıştır; ancak, bu “nihai iç hukuk yolu”nun temel amacı da, hak-hukuk arayışında AHİM’e gitmeyi gereklilik olmaktan çıkarmaktır. Yani, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru mekanizması AHİM’e başvuruyu gereksiz kıldığı derecede, AHİM’in bir tür iç ikamesine dönüşmüş olacaktır. Bu da adalet arayışında yolun ve sürenin kısalması gibi bir “potansiyel” olumluluğa işaret etmektedir.

Bu kitapta öncelikle bir tür üst-nihai iç hukuk yolu olarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru usul ve esasları açısından incelenmektedir. Türkiye’de 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği sonucunda, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı uygulamadadır. Özellikle 10 yıllık uygulama sonucunda ortaya çıkan içtihatlar-emsal kararlar başvurucular ve vekilleri için rehber niteliğindedir. AYM’ye bireysel başvuruya ilişkin önemli ayrıntılar sistematik olarak tasnif edilmiş ve emsal kararlar ışığında ele alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru konusunda ise, kitabın son baskısından bu yana geçen 15 yıllık süre zarfından önemli gelişmeler yaşanmış; kritik nitelikte içtihatlar ve emsal kararlar ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler de metin içine güncellenerek işlenmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve TC Anayasası’nın ilgili maddeleri ile güvence altına alınan haklar ile bu hakların korunması amacıyla Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açık olması, mesleki açıdan tüm hukukçular için iyi kavranılması ve yeni gelişmelerinden haberdar olunması gereken hususlar haline gelmiştir. Bunun en temel nedenlerinden birisi, idari ve adli süreçlerde insan hakları ihlallerinin halen yoğun bir biçimde devam ediyor olmasıdır. Artık günümüzde bu ihlallerin durdurulması ve etkilerinin giderilmesi hukuk alanının ana meşgalelerinden birisidir. Hukukçular açısından en kritik husus ise; her iki mahkemenin ihlal tespitinden sonra, tespit edilen ihlal bakımından başka türlü giderimin mümkün olmaması halinde, ceza, hukuk ve idari yargılama bakımından yargılamanın yenilenmesi yolunun açılmış olmasıdır.

Hak arayan herkesin başvurabileceği, haklarının ihlal edildiğine dair iddiaları ile sunduğu delilleri değerlendirecek, haklarının hukuka uygun bir biçimde koruyacak ve keyfiliğe karşı savunacak nihai yargı mercilerinin bulunması, insanca bir hayat yaşamanın garantisidir. Bu kitabın hazırlanmasındaki amaç da, başlangıçtan itibaren pratik bilgileri, mevzuat, kaynak, yazışma ve içtihat örneklerini bir arada yararlanmak isteyenlere sunmak yoluyla hak ihlallerine karşı yapılacak “bireysel başvuruların” etkililiğine elden geldiğince katkı sunmaktır.

Benim için hem kişisel hem de mesleki anlamda çok önemli olan bu kitabı hazırlarken bana zaman ayıran, değerli katkılarını ve yardımlarını esirgemeyen tüm dostlarıma, meslektaşlarıma ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN