Bahçeli'den soykırım iddiasına tepki: 24 Nisan bizim için sıradan bir gün

Meclis'te konuşan MHP lideri Bahçeli, 1915 olaylarına 'soykırım' nitelemesi yapan ABD Başkanı Biden'a sert sözlerle yüklendi. Bahçeli, ''24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan'ın bir gün sonrasıdır. Sıradan bir gündür'' dedi.

Milliyetçi Halk Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını 'soykırım' olarak nitelemesine tepki gösteren Bahçeli, "Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüştürülen 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan'ın bir gün sonrasıdır. Sıradan bir gündür'' dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

"NATO şemsiyesi altında birlikte oyalandığımız bu ülkelerin asıl gayesi Türkiye'nin boyun eğmesidir. PKK, YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır. Kuklacılar ise perdenin arkasında toplanan emperyalist kumpasçılardır. Her elini sıkanla dost her canını sıkanlar dost olma. Bize dost diye seslenen ama postumuza saman doldurmak için fırsat kollayan mihrakları biliyoruz. Saf değiliz, şuursuz değiliz, bakar kör hiç değiliz. Kim kiminle yürüyor açıkça görüyoruz. Dostumuzun da  düşmanımızın da her an değişeceğinin nihayetinde devletler arasında bu çerçevede kalıcılık olmayacağının bilincindeyiz. Bizim değişmeyen inancımız şudur; Türkün Türk'ten başka  dostu yoktur.

"KAHRAMAN SİLAHLI KUVVETLERİMİZ İLE ÖVÜNÜYORUM"

Yurt içi ve yurt dışında yuvalanan terör örgütüne darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Irak'ın kuzeyindeki Metina, Avaşin ve Basyan'daki terör hedefleri havadan ve karadan ateş altına alınmıştır. Kandil'de belirlenen nokta hedeflere savaş uçaklarımız hava akını düzenlemiştir. Hava hücum harekatı ile bölgeye giden komandolarımız teröristleri, barınak ve sığınakları tek tek imha etmiştir. Hainler korkuya kapılmış, kaçacak delik aramışlardır. Ancak, korkunun ve kaçmanın ecele faydası yoktur. Ara, bul, yok et parolası ile hainlerin kanlı defteri Allah'ın izni ile dürülecektir. Bu hainlerin kanı kuruyana kadar bu mücadeleden dönüş yoktur. Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz ile övünüyorum. Operasyondaki askerlerimizin alınlarından öpüyorum. Hepsinin yanındayız, arkasındayız, hepsine dua ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, tedavi görenlere şifa diliyorum. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, teröristler ve sahipleri üzerimize kim gelirse gelsin biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun.

MUSTAFA AKINCI'YA SERT TEPKİ: NEREYE VE KİMLERİN BATAKLIĞINA AKTIĞI AZ ÇOK BELLİ OLAN BU AHMAĞIN...

27-29 Nisan'da Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde garantör devletlerin katılımı ile Cenevre'de yapılacak gayriresmi Kıbrıs konferansı da milli bir konudur. Egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır. KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, ayıplı bir üslupla mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı hayasızca eleştirmesi bize göre uyuyan komünist hücrelerin harekete geçtiğinin işaretidir. Nereye ve kimlerin bataklığına aktığı az çok belli olan bu ahmağın sayın Tatar’a yönelik Cenevre’de Türkiye’nin papağanı olacak açıklaması tam manasıyla EOKA'cı bir ağızın hezeyanıdır. Ersin Tatar papağan değildir. Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını savunan cesur bir yürektir. Türkiye ile iş birliği halinde mücadelesini sürdürüyor olmasından rahatsız duyanlar ise Türk düşmanları Rus sevdalılarıdır. Sayın Tatar’a Türkiye’nin papağını diyenler önce kendilerine bakmalı, papaz tuzaklarına nasıl düştüklerine kafa yormalıdır. Kıbrıs’ı ayak oyunlarıyla Rumların üzerine geçirmek için elinden geleni ardına koymayan Akıncı ve zihniyetine yakışan tek sıfat Rum palikaryalığıdır. Rum’un tasmasını başına geçiren vatansızların tahriklerine aldanacak yoktur. Kıbrıs, bekadır. Aksini iddia edenler Rum’ların ve sömürgeci odakların ücretli ajanlarıdır.

"BİDEN'IN AÇIKLAMASI TÜRKİYE-ABD ARASINDAKİ DİYALOG KÖPRÜLERİNİ DİNAMİTLEMİŞTİR"

Tarihimizi sorgulatmayız, milletimizi yargılatmayız, milli şerefimizi sonu ölüm bile olsa tartışmaya açtırmayız. ABD'nin yeni başkanı seçim kampanya döneminde Ermeni lobilerinin gözüne girmek için sözde soykırımı tanıyacağını duyurmuştu. Sonunda lobilerin oyuncağı diasporanın tutsağı olduğunu 24 Nisan günü tarih kinayeti işleyerek yalana sımsıkı sarılarak ispat etmiştir. Reagen'dan sonra açık seçik soykırımdan  bahseden ilk başkan bu şahıs olmuştur. Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Bizim sorunumuz ABD halkı ile değil beyaz saraya çöreklenmiş zulüm bekçileriyledir. Biden hakikatten baymış bayat bir tat vermeye başlamıştır. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle ve neden olduğu insanı felaketlerle dolu olan bir ülkenin harcı değildi, hakkı değildir. Biden'ın  sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür. Yazılı açıklaması yalnızca kağıt parçasından ibarettir. 

''24 NİSAN TARİHİ BİZİM İÇİN SIRADAN BİR GÜNDÜR''

Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüştürülen 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan'ın bir gün sonrasıdır. Sıradan  bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar, ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Tarihimizle ters düşmeyeceğiz. 27 Mayıs 1915 tarihine karar altına alınıp 1 Haziran 1915'te uygulamaya konulan sevk ve iskan kanunu ile her zaman durur duyacağız. Dönemin milli kahramanlarını, bu millete şehadetleriyle hizmet eden asil kahramanlara şükran ve minnet duygumuzu her fırsatta göstereceğiz. Tarihi siyasi istismar konusu hale getirmek yaşanmışlıklara saygısızlıktır. 1915 olayları konusunda milletimizin yüzü ak, alnı açıktır.Telaşa kapılmamızı gerektirecek bir hatamız, bir gafletimiz veya suç dosyamız çok şükür yoktur.Tarihi vesikalar ortadadır. Arşivler karşılıklı açarak ortak tarih komisyonu kurulsun dediğimizde kimlerin bu teklife yanaşmadığı bilinmektedir. 1915 sevk ve iskan kanunun esas nedeni milli güvenliği temin çabasıdır."

''HİÇBİR ŞART ALTINDA BİR SOYKIRIM OLMAMIŞTIR"

"Birinci Dünya Savaşı sürerken, sadık tebaa olarak adlandırılan Ermenilerden bir bölümünün iç işgal ve ihanet cephesi oluşturmak ve sırtımızdan hançer vurmak için harekete geçtikleri vicdanı ve okuryazarlığı olan her insanımızın malum-u alisidir. Osmanlı ordusu 1914 Ağustos ayında seferberlik ilan ettiğinde, pek çok Ermeni’nin Ruslara katıldığı, bunlar arasında Meclis-i Mebusan’dan bir mebusun dahi yer aldığı tarihi gerçeklerle ortadadır. O dönemde patlak veren Van Ermeni isyanını bastırmak ve hunhar amaçlarla teşekkül eden Ermeni komitelerini dağıtmak amacıyla dönemin hükümeti 24 Nisan 1915’te vilayetlere ve diğer mülki yönetimlere genelge yollamıştır. Bu genelgede, komite merkezlerinin kapatılması, evraklarına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması talimatlandırılmıştır. Bu noktaya lütfen dikkat buyurunuz, bu talimat mucibince İstanbul’da Taşnak, Hınçak ve Ramgavar örgüt üyesi 235 kişi tutuklanmıştır. Hitamında da Sevk ve İskan Kanunu gereğince Osmanlı İmparatorluğu’nun güvenliği ve milletimizin selameti maksadıyla işbirlikçi ve ihanete teşne Ermeniler tehcire tabi tutulmuştur. Üstelik sevk boyunca her türlü ihtiyaçları karşılanmış, güvenlikleri için tedbirler alınmıştır. Hatta göç yolları üzerindeki menzillere ve istasyonlara yiyecek içecek stokları yapılmıştır. Tehcir sırasında bulaşıcı hastalıklardan, eşkıya saldırılarından, ihmallerden, kötü muamelelerden ve diğer sebeplerden kaynaklı ölümler yaşanmıştır. Fakat hiçbir şart altında bir soykırım olmamıştır."

''ABD'DE ERMENİ LOBİLERİNİN KİRLİ AMACINA ÇANAK TUTMAKTADIR''

1915 tehcir kararına devlet bürokrasisinin en kilit yerlerinde görev alan, kucak açılan bir topluluğunu düşmanla iş birliği yapması sonucunda ihtiyaç duyulmuştur. Bu karar doğrudur. Bu karar meşrudur bugün olsa yine aynısı sonuna kadar uygulanmalıdır. Ermeni çeteleri beşinci kol faaliyeti içine girerek Ağustos 1914 ile Mart 1916 arasında 124 bin Müslüman Türkü katletmiştir. İlerleyen yıllarda bilanço daha da ağırlaşmış Anadolu'da bir Ermeni melazimi yaşanmıştır. Ermeni  lobilerinin amacı açıktır. ABD'de de bu kirli amaca çanak tutmaktadır.Sözde 3 T politikası olarak adlandırılan ''Tanıma-Tazminat-Toprak'' talepleri Türkiye düşmanlarının ortak motivasyonu, ortak emelidir."

Tehcir sırasında yaşanan ölümlerden dolayı Merhum Talat Paşa’nın kendi imzasıyla bin 673 kişi Divan-ı Harbe verilmiş, 67 kişi idam edilmiş 524 kişi hapse atılmış, 68 kişi de diğer cezalara çarptırılmıştır.
Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim, soykırım yapan bir devlet, böyle bir hukuki tasarrufa, böylesi bir iç muhasebeye gerek duyar mı? Tehcir yolunda yaşanan kanunsuzlukların hesabını sormak için kararlılıkla inisiyatif üstlenir mi? Ermeni katiller tarafından şehit edilen yüzbinlerce Müslüman Türk hala kanayan yaramız, yürek sızımızdır. Adana’dan Maraş’a, Antep’ten Erzurum’a, Muş’tan Van’a kadar pek çok vatan köşesinde acıklı anıları nesilden nesile anlatılan Ermeni katliamları unutulmuş değildir. Anadolu’daki toplu Türk mezarlarının izahını kim nasıl yapacaktır?

''ABD BAŞKANI'NIN SOYKIRIM DEMESİ SİYASİDİR HİÇBİR DAYANAĞI YOKTUR''

ASALA terör örgütünün şehit ettiği diplomatlarımızın ve vatandaşlarımızın hesabını kimler verecektir?
ABD Başkanı’nın 1915 olaylarına soykırım demesi siyasidir; hukuki, objektif ve insani hiçbir dayanağı yoktur. Biden, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 11’inci maddesine göre nefret suçu işlemiştir. 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne atıf yaparak 1915 olaylarını bu sözleşmeye uydurmaya çabalayanlar tarihe ve hukuka kast etmiş haçlı kalıntılarıdır. Bize göre, ABD ile ilişkiler tarihi bir kavşaktadır. S-400’ü aktif hale getirmek, F-35 projesi için ödediğimiz paraları tahsil etmek bundan sonraki ilk işimiz olmalıdır.

''BAKTIĞIMIZ YER WASHİNGTON DEĞİL BAŞKENT ANKARA’DIR''

Devletimizin ve hükümetimizin alacağı her karara desteğimiz peşinen söylüyorum sonucu ne olursa olsun tamdır. Bugün, TBMM’nin ortak bir iradeyle sözde soykırım iftirasını telin edeceğine de gönülden inanıyor ve bunu bekliyorum. Baktığımız yer Washington değil başkent Ankara’dır. Hepimiz Ermeni’yiz diyenlere açık açık sesleniyorum, sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir. Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz, ama siz bize bakınca ya Talat Paşa’yı, ya Enver Paşa’yı ya da Mustafa Kemal Paşa’yı gördüğünüzden adımız gibi eminiz. Çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye’yiz, tarihimizle bir ve ayrılmaz bir bütünüz.''
 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN