TTB, depremin 1. Ayı raporunu açıkladı: Kamu yönetimi üstüne düşeni yapmadı

TTB, depremin 1. Ayı raporunu açıkladı: Kamu yönetimi üstüne düşeni yapmadı

TTB, depremin birinci ayına ilişkin raporunu açıkladı. Basın toplantısında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Veriler kamu yönetiminin üstlerine düşen görevi yeterince yapmadığını ortaya koyuyor. AKP’nin sağlıkta dönüşüm programlarının olağandışı durumlara hazır olmadığı çok açık” dedi.

EDA NARİN | KARAR

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili enkaz altında bırakan depremlerin birinci ayına ilişkin hazırladıkları raporu İstanbul Tabip Odası’nda (İTO) düzenledikleri basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıda TTB’nin Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ve il deprem koordinasyonlarının deprem bölgesindeki değerlendirmeleri paylaşıldı.

TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, depremin ilk gününden itibaren tüm tabip odalarıyla temasa geçip deprem kriz masası oluşturduklarını belirterek, “O günden bu yana alandan verileri alarak değerlendiren deprem kriz masası çalışmalarını yürütüyor. Gönüllülerimiz Hatay’a gitti. Gönüllü listelerinde sayı 3 bini geçti. Bu liste Sağlık Bakanlığı’na da iletilmiştir. İl il, ilçe ilçe hazırlanan raporlar paylaşıldı” dedi.

'İŞBİRLİĞİ YAZIMIZ KARŞILIK BULMADI'

Adana Tabip Odası’nın lojistik merkez yapıldığı bilgisini paylaşan Bulut, “10 Şubat 2023’te ise bildirilerin raporlandırılması için raporlama komisyonu kuruldu. Sağlık hizmetleri tabip odalarıyla koordinasyon halinde yürütüldü. Sağlık Bakanlığı’na 6 Şubat günü işbirliği yazısını ilettik ama karşılık bulmadı. Pandemide olduğu gibi depremde de işbirliği çalışması bizlerle yürütülmemiştir. Tığ eğitiminde büyük sorunlar yaşandı. Uzaktan eğitim gibi kararlar alındı. Çalışan asistan hekimler ve öğrencilerin haklarına ilişkin gerekli kurumlara yazılar yazıldı” diye konuştu.

Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu’ndan Dr. Alican Bahadır ise “6 Şubat’tan itibaren 11 ilde TTB gönüllü 50’den fazla hekimin katkılarıyla hızlı değerlendirme çalışmaları yürüttük. İlk saatlerden itibaren bilgi notları, bültenler hazırladık” ifadelerini kullandı.

'101 HEKİM HAYATINI KAYBETTİ'

Deprem nedeniyle sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara değinen TTB Merkez Konseyi Üyesi Adalet Çıbık, “Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre depremde 448 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. TTB ve SES’in çalışmalarına göre hayatını kaybedenlerden en az 101’i hekimdi” dedi. Depremden sonra ilk günlerde bazı illerde birinci derece yakınlarını kaybetmiş hekimlere tehdit içeren mesajlar gönderildiğini söyleyen Çıbık, şunları ifade etti:

“Sağlık çalışanları çalışmaya zorlanmıştır. Destek için bölgeye gelen sağlık çalışanları dayanışma göstermiştir. Depremzede sağlık çalışanları bu sayede izin kullanabilmiştir. İlk iki hafta barınma en büyük sorun olmuştur. Bu sorun farklı düzeylerde hala devam etmektedir. Adıyaman’da sağlık çalışanlarının barınma sorunu hala çözülememiştir. Bu nedenle motivasyonları düşmüştür. Gönüllü görevlendirme ile bölgeye gidenlerin ulaşım ve barınmalarında aksamalar olduğu gözlemlenmiştir. Depremiz yaşamış hekimlerin tümü depremzede olarak kabul edilmelidir. Bölgede kalmak isteyen hekim ve ailelerine uygun barınma koşulları sağlanmalıdır.”

kamu.jpg

'KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ TOPLUMA ULAŞTIRILMALI'

Dr. Kazım Doğan Eroğulları da Hatay’da Dörtyol Devlet Hastanesi dışında hizmet sunan kurum kalmadığına dikkat çekerek, “Geçici hastane gereklidir ve bir an önce kurulmalıdır. Kahramanmaraş’ta aile hekimleri sadece poliklinik hizmeti sunmaktadır. Gebe, bebek ve kronik hastalar için mobil sağlık hizmetleri kurulmalıdır. Yenidoğan bebeklerin aşıları, tarama testleri aksamıştır. Bu hizmetler bir an önce başlatılmalıdır. Aile planlama malzemeleri mutlaka dağıtılmalıdır. Tetenoz önlemlerine dikkat gösterilmelidir. Günlük olgu sayıları kayıt altına alınarak takip edilmelidir. Suriye’de kolera vakalarının bildiriliyor olması deprem bölgesi için önem taşımaktadır. Koruyucu sağlık hizmetleri hızlıca topluma ulaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

'TIP FAKÜLTELERİNDE EĞİTİM KESİNTİYE UĞRADI'

Deprem bölgelerindeki tıp fakültelerinin durumlarına ilişkin bilgi paylaşan Dr. Nursel Şahin, mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimin kesintiye uğradığının altını çizdi. Tıp öğrencilerinin deprem bölgesi dışındaki tıp fakültelerine nakillerinin gerçekleştirilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Şahin, “Bu bölgede mezuniyet sonrası tıp eğitimi gören asistan arkadaşlarımızın da eğitimine ilişkin fiziki koşulları hemen hemen yok gibi” dedi.

'AFET PLANLARININ ETKİN VE UYGULANABİLİR OLMADIĞINI GÖRDÜK'

Son olarak konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise temel ilaç ve tıbbi malzemelerin sağlanmasının çok büyük önem taşıdığının altını çizerek, şunları söyledi:

“Hastanelerin elektriğinin sağlanması ciddi bir sorumluluk. Elektrik kesintileri sonucu zarar gören hastalar olduğu bildirilen durumlardan birisi. Suya, oksijene, diğer klinik gazlara erişimin sağlanması gerekiyor. Özellikle güvenliğin alınması gereken ilaçların olduğu ortamlar bunlar. Aletlerin büyüklüğü ciddi yaralanmalara yol açabilirdi. Hastane afet ve planlarının etkin ve uygulanabilir olmadığını gördük. Kamu yönetiminin üstlerine düşeni yeterince yapmadığını ortaya koyuyor veriler. AKP’nin sağlıkta dönüşüm programlarının olağandışı durumlara hazır olmadığı çok açık. Özellikle sağlık çalışanları ve hekimler tek başına bırakıldı. Afetle olağandışı durumlarla baş edebilmek kamusal bir görev. Bu görevini yerine getirmekte eksik kalan tüm birimlere bu görevlerin yerine getirilmesinin takipçisi olacağımızı hatırlatıyoruz.”

TTB’nin birinci ay raporundan öne çıkanlar ise şöyle:

Sağlık Bakanlığı ile 23 Şubat tarihine dek toplam 14 yazışma ve iki görüşme yapılmış.
Yetkililerin açıkladıkları verilerden iki milyon kişinin bölge dışına göç ettiği, iki milyon kişinin ise geçici barınma yerlerinde yaşadığı anlaşılmaktadır. Bölge dışına göç edenlerin barınma koşullarına ilişkin elde somut bir veri bulunmamaktadır. 80 bin civarında binanın hasar tespitinin henüz yapılmadığını, bölgede yıkıcı olabilen depremselliğin devam ettiğini göz önünde bulundurarak depremden etkilenen nüfusun göç edenler ve geçici yerleşim alanlarında (GYA) barınanlar dışında kalan 10 milyonunun barınma durumlarıyla ilgili ciddi bir veri yetersizliğinden söz etmek gerekir. Bu veri yetersizliği bu büyük nüfus grubunun barınma sorunlarının yetkililerce henüz ele alınmadığını ve çözülmediğini işaret etmektedir.
Yıkılmış evlerinin yanında enkaz altındaki yakınlarını bekleyen ya da evlerine tuvalet ve banyo gereksinimleri ya da ısınma ve giysi almak amacıyla girmek zorunda olan depremzedeler bulunmaktadır. Yardım kuruluşları tarafından yemek dağıtımı yapılan bazı çadırların yıkılmış binaların üç-beş metre ötesinde kurulduğu gözlenmiştir. Benzer şekilde kamu kurumlarına bağlı kurtarma ekiplerinin yıkılmış binaların iki metre ötesinde çadır yerleşimleri mevcuttur.

Kırsal bölgelerdeki çadırkent dışı yerleşimlerdeki nüfusun, beslenme, ısınma, güvenlik, sağlık hizmetlerine erişim vb. gereksinimleri ihmal edilmemeli, kent içindeki dağınık çadır yerleşmeleri orada barınan kişilerin oluru ile güvenli bölgelere taşınmalıdır.
Geçici barınma yerinin oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken özellikler: Hafif eğimli bir arazi seçilmelidir, toprağın doğal yapısı drenaja uygun olmalıdır, olası diğer etkenlerden (çığ, sel, toprak kayması, kaya düşmesi vb.) korunabilecek bir yer seçilmelidir, seçilen yer sivrisinek üreme alanları, çöp depolama alanı, endüstri alanlarından uzakta olmalıdır.
Çadırlı geçici barınma yerinde bulunması gereken özellikler: Her 1000 kişi için 3-4 hektar alan 10 metre genişliğinde yollar çadırlarla yolun arasında en az 2 metre uzaklık, çadırlar arasında 8 metre uzaklık, her çadır için kişi başına 3.5 metrekare oturma alanı, alanın her noktasından kolayca ulaşılabilecek, giriş ve çıkışı kontrol edebilecek merkezi bir alana yönetim birimi, sağlık birimi, toplu beslenme merkezi, güvenlik birimi, iletişim birimi, eğitim birimi içeren çok amaçlı bir veya daha fazla büyük çadır kurulmalı, yeterli miktarda sağlıklı su sağlanmalıdır.

Geçici yerleşim alanları ırk, dil, din, mezhep vb. ayrımcılığa olanak vermeyecek biçimde düzenlenmelidir.
Geçici Yerleşim Alanları kadınların, LGBTİ+ bireylerin gereksinimlerini gözeten, güvenliklerini sağlayan bir biçimde düzenlenmelidir.

Yeterli miktarda sağlıklı ı̇çme ve kullanma suyu sağlanmalıdır.
Temel hedef şebeke suyunun içilebilir hale getirilmesi olmalı ve bütün geçici yerleşim alanlarına şebeke suyu sağlanmalıdır.

Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için bireysel hijyen, tuvaletlerin ve ortak kullanım alanlarının temizliğinin sağlanması için kalıcı klor ölçümleri düzenli olarak yapılan şebeke suyu sağlanması yaşamsaldır.

Tuvaletler çadırlardan en az 30 metre, en çok 50 metre uzağa kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı, tuvalet kabini sayısı her 15 kadın için ve her 25 erkek için bir kabin olacak şekilde kurulmalıdır.
Tuvaletlerin bulunduğu alana yıkanma kabinleri (her 50 kişiye bir duş) ve GYA’nın merkezi birimlerinin bulunduğu yere çamaşır yıkama odaları kurulmalıdır.
Kızamık hastalığı ülkemizde, bölgemizde ve Suriye’nin kuzeyinde endemik olarak varlığını sürdürmektedir.

Depremden etkilenen bölge için bir başka risk de koleradır. Suriye’nin kuzeyinde 25 Ağustos 2022- 07 Ocak 2023 arasında, 77.561 şüpheli olgu, 100 ölüm bildirilmiştir. Hızlı tanı testi yapılan 4.454 örnekten 1.886’sı pozitif (%42,3) bulunmuştur. Kültür alınan 3.336 dışkı örneğinden 868’i pozitiftir (%26). Olgu sıklığının Türkiye sınırına yakın Halep, İdlib, Rakka ve Deyrezor’da yüksek olması deprem bölgesi için bir tehdit oluşturmaktadır.

Adli makamların elinde bulunan kayıtlarda kimliği bilinen ölümleri ve bilinmeyen ölümlerin sayısının açıklanması, adrese dayalı nüfus kayıtları ile karşılaştırılması ve kamuoyuna açıklanması toplumda gerçek ölüm sayısına dair soru işaretlerini giderilmeli.

Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız ve kurtarma yıkım ve enkaz kaldırma faaliyetlerinde görev alanlar asbest maruziyeti için risk altındadır. Asbest maruziyeti kansere neden olmaktadır. Asbeste bağlı etkiler uzun yıllar sonrasında görülebilmektedir. Aksi gösterilmediği sürece enkaz ortamında asbest “VAR” kabul edilmelidir.

ADANA

adana.jpg

ADIYAMAN

adiyaman.jpg

DİYARBAKIR

1-003.jpg

ELAZIĞ

2-002.jpg

GAZİANTEP

nurdagi.jpg

HATAY

hatay1.jpghatay2.jpg

KAHRAMANMARAŞ

maras.jpg

MALATYA

malatya.jpg

OSMANİYE

osmaniye.jpg

ŞANLIURFA

urfa.jpg

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN