Türkiye, AB’nin gıda güvenliği listesinde zirvede: Her 4 ihbardan 3’ü ‘ciddi risk’ kategorisinde

Türkiye, AB’nin gıda güvenliği listesinde zirvede: Her 4 ihbardan 3’ü ‘ciddi risk’ kategorisinde

AB’nin RASFF sistemine göre Türkiye, 2024–2025 döneminde ihraç ettiği gıda ürünlerinde en fazla risk tespit edilen ülke oldu. Avrupa’ya gönderilen Türk ürünleri için yapılan bildirimlerin yaklaşık yüzde 73’ü “ciddi risk” kategorisine girerken, özellikle meyve-sebze, kuru incir, fıstık ve baharat ürünlerinde alarm veren seviyelerde pestisit ve toksin bulundu.

Avrupa Birliği’nin gıda güvenliği sistemi RASFF tarafından yayımlanan son rapor, Türkiye’nin AB’ye gönderdiği gıda ürünlerinde tespit edilen risklerin son bir yılda belirgin şekilde arttığını ortaya koydu. 1 Aralık 2024 – 30 Kasım 2025 dönemini kapsayan verilere göre, AB ülkelerince yapılan 5.271 gıda güvenliği bildiriminde Türkiye menşeli ürünler yüzde 9’luk pay ile ilk sırada yer aldı. Daha dikkat çekici olan ise bu bildirimlerin yaklaşık yüzde 73’ünün “ciddi risk” (her 4 ihbarın 3’ü) kategorisinde olması. Bu oran, küresel ortalamanın çok üzerinde seyrederek Türkiye’nin gıda güvenliği uygulamalarında ciddi yapısal sorunlara işaret ediyor.

Bildirimlerin büyük bölümü taze meyve ve sebzelerden gelirken, özellikle pestisit kalıntısı nedeniyle yapılan uyarılar dikkat çekiyor. 2024 yılı boyunca Türk yeşil biberleri, limonları ve narlarının çok sayıda partisinin AB sınır kontrollerinde yasaklı ya da limit üstü tarım ilacı kalıntıları nedeniyle geri çevrildiği belirtildi. Avrupa’da yıllardır kullanılmayan bazı pestisitlerin Türk ürünlerinde hâlâ tespit edilebilmesi, denetim ve uygulama sorunlarını yeniden gündeme taşıdı. Türkiye 2025 yılında maksimum kalıntı limitlerini AB kriterleriyle uyumlu hâle getirse de, uygulamadaki eksiklikler nedeniyle İtalya, Fransa ve İsveç gibi ülkeler ardı ardına bildirim yapmaya devam ediyor.

EN SABIKALI ÜRÜN KURU İNCİR

Kuruyemiş ve kuru meyve kategorisi de Türkiye’nin en çok sorun yaşadığı alanlardan biri oldu. Özellikle kuru incir, aflatoksin ve okratoksin A gibi kanserojen toksinlerin yüksek seviyelerde tespit edilmesi nedeniyle tek başına toplam bildirimlerin üçte birinden fazlasını oluşturdu. 2024 yılında kuru incir ürünleri 157 kez AB bildirimine konu olurken, Antep fıstığı ve fındık gibi diğer kuruyemişlerde de benzer toksin seviyeleri belirlendi. Yunanistan’ın organik Antep fıstığında limitin yedi katı aflatoksin saptaması, Almanya ve Bulgaristan’ın çok sayıda incir partisinin girişine izin vermemesi, Türk kuruyemiş sektörünün AB pazarındaki itibarına darbe vurdu.

Baharat ürünlerinde de riskler tamamen farklı bir boyutta ortaya çıktı. Kekik, kimyon ve nane gibi ürünlerde, bitkinin yapısından veya toplama aşamasındaki karışımlardan kaynaklanan doğal toksinlerin yüksek seviyelerde bulunduğu bildirildi. Bazı partilerde aflatoksin tespit edilmesi nedeniyle sevkiyatların geri çevrildiği açıklandı. Toplam bildirim sayısı daha düşük olsa da, baharat ürünleri de “ciddi risk” kategorisine girerek AB’de piyasaya sürülmeden toplatıldı.

ab.jpeg

TAVUK ETİ İHRACATI DA SORUNLU

Türkiye’nin kanatlı ürün ihracatında ise mikrobiyolojik riskler öne çıktı. Özellikle 2025 sonbaharında İtalya’nın, Türkiye’den gelen dondurulmuş tavuk dönerde Salmonella Infantis tespit ederek ürünleri geri çevirmesi, bu alandaki denetim gerekliliğini yeniden gündeme getirdi. Uluslararası raporlarda Polonya ve Brezilya gibi ülkelerin tavuk etlerinde daha sık sorun yaşadığı belirtilse de, Türkiye’nin listeye dahil olması AB pazarında ek kontrolleri beraberinde getirdi.

Tüm bu geri çevirmelerin arka planında pestisit kalıntıları, mikotoksinler, mikrobiyal bulaşma, ağır metal kalıntıları ve kimyasal kontaminasyon gibi farklı risk türleri bulunuyor. Fransa’nın 2024 yılında Türkiye’den gelen pizza kutularında yüksek kurşun tespit etmesi, risklerin yalnızca tarım ürünleriyle sınırlı olmadığını gösterdi.

GERİ GÖNDERİLEN ÜRÜNLERE NE OLUYOR?

Bu durumun ekonomik etkileri de ciddi boyutlara ulaşıyor. AB’nin geri çevirdiği her parti, ihracatçılar için hem doğrudan maddi kayıp hem de gelecekte daha sıkı denetim anlamına geliyor. Ürünler ya imha ediliyor ya da başka pazarlara yönlendiriliyor; bu da Türkiye’nin tarımsal ihracatında rekabet gücünü düşürüyor. Diğer yandan geri gönderilen ürünlerin Türkiye iç pazarına girip girmediği konusu kamuoyunda tartışma yaratıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, iade edilen ürünlerin denetleneceğini ve uygunsuz olanların imha edileceğini açıklasa da, tüketici örgütleri sürecin şeffaf yürütülmediğini savunuyor.

Uzmanlar, AB’nin sıkı kontrolleri nedeniyle Türkiye’nin gıda ihracatında daha yüksek standartlara uyum sağlamak zorunda olduğunu belirtiyor. Geri dönen ürünlerin akıbeti konusunda şeffaflık sağlanması, pestisit ve toksin sorunlarının üretim aşamasında çözülmesi ve gıda güvenliği denetimlerinin güçlendirilmesi, Türkiye'nin hem AB pazarındaki konumunu koruması hem de iç piyasada halk sağlığını güvence altına alması açısından kritik görülüyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN