Yargıtay, iş hayatına dair önemli bir emsal karara imza attı. Artık iş yerinde mesai arkadaşları hakkında dedikodu yapan, onur kırıcı veya küçük düşürücü söylemlerde bulunan işçiler için tazminatsız fesih yolu açıldı. Yüksek Mahkeme, bu tür davranışların "ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık" teşkil ettiğine hükmederek, işverenin İş Kanunu'nun 25/2. maddesine dayanarak sözleşmeyi haklı nedenle sonlandırabileceğine karar verdi.
YARGITAY'DAN EMSAL KARAR
Yargıtay'ın bu kararı, iş yerindeki huzur ve çalışma barışını korumayı amaçlıyor. Mahkeme, bir işçinin mesai arkadaşları hakkında olumsuz, küçük düşürücü veya onur kırıcı konuşmalar yapmasını, işverenin kendisine duyduğu güveni sarsan ve iş ilişkisini çekilmez hale getiren bir davranış olarak değerlendirdi.

Kararda, dedikodunun yalnızca doğrudan hakaret içermesi gerekmediği, aynı zamanda "saygınlığına gölge düşürecek her türlü hareket ve söylemin" de bu kapsamda değerlendirileceği belirtiliyor. Bu durum, iş yerindeki ilişkileri zehirleyen ve verimliliği düşüren olumsuz iletişim biçimlerine karşı işverenlere yasal bir dayanak sunuyor.
İŞÇİLER VE İŞVERENLER İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?
İşçiler Açısından:
Sorumluluk Artıyor: Bu kararla birlikte, işçilerin mesai arkadaşlarıyla olan iletişimlerinde daha dikkatli olmaları gerekiyor. Kişisel veya profesyonel konularda yapılan dedikodular, beklenmedik şekilde iş kaybına yol açabilir.
Hukuki Zemin Oluştu: İşverenler, bu tür davranışları tespit ettiğinde, işçiyi tazminat ödemeksizin işten çıkarabilecek. Bu da, işçilerin iş yerinde sarf ettikleri sözlere daha fazla önem vermelerini gerektiriyor.

İşverenler Açısından:
Disiplin Sağlama Yetkisi: İşverenler, iş yerindeki olumsuz atmosferi ortadan kaldırmak ve çalışanlar arasındaki profesyonel saygıyı korumak için daha güçlü bir araca sahip oldu. Dedikodu nedeniyle oluşan verimlilik kaybı ve motivasyon düşüklüğü gibi sorunların önüne geçilebilir.
Kanıtın Önemi: Ancak işverenlerin bu kararı uygulayabilmesi için dedikodu yapıldığını somut kanıtlarla ispatlaması gerekmektedir. Şahit ifadeleri, yazılı iletişimler (e-posta, mesajlaşma) gibi kanıtlar, işverenin elini güçlendirecektir. Aksi halde, işçi tarafından açılacak işe iade davalarında işveren zor durumda kalabilir.
Bu emsal karar, iş yerinde karşılıklı saygıya dayalı bir kültürün önemini bir kez daha vurgularken, taraflar arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevede nasıl ele alınacağına dair de önemli bir rehber niteliği taşıyor.
