Mersin’de akciğer kanseriyle mücadele eden bir kişinin, hastalık sürecinde kendisiyle ilgilenmediğini ileri sürdüğü eşini el yazısıyla hazırladığı vasiyetnameyle miras dışı bırakması yargıya taşındı. Yerel mahkeme sürecinin ardından dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, eşe yönelik “ilgisizlik” iddiasının tek başına mirastan çıkarma gerekçesi oluşturamayacağına hükmetti.
Yüksek Mahkeme kararında, mirasçılıktan çıkarma (ıskat) için iddia edilen davranışın ağır, süreklilik gösteren ve somut delillerle ispatlanmış olması gerektiğine dikkat çekti. Kararda, kişisel kırgınlıklar ya da ahlaki açıdan eleştirilebilir tutumların, tek başına miras hakkını ortadan kaldırmaya yetmeyeceği vurgulandı.
"AĞIR İHLAL ÖLÇÜTÜ ARANIR"
Öte yandan Yargıtay, hasta eşe bakım ve ilgi göstermemenin boşanma davalarında farklı şekilde değerlendirilebileceğine de işaret etti. Bu tür bir davranışın, boşanma yargılamasında “tam kusur” kapsamında ele alınabileceği ifade edildi.
Türkiye gazetesine konuşan hukukçu Zeynep Ünal Murat ise Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesini hatırlatarak, mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin kanunda sınırlı sayıda düzenlendiğini belirtti. Murat, “Sadece ilgisizlik ya da ahlaki yönden eleştirilen davranışlar yeterli değildir. Ağır ihlal ölçütü aranır; eşler arasındaki maddi ve manevi desteğin tamamen ortadan kalkıp kalkmadığı esas alınır” değerlendirmesinde bulundu.
