Ağaçla kurduğu özel bağ sayesinde her parça odundan bir sanat eseri çıkaran Ali Rıza Vatandaşlar, tarihi Çekiciler Çarşısı’nda 55 yılı aşkın süredir torna tezgahında şekil verdiği ağaçları tabak, bardak, figür ve isimlik gibi hediyelik eşyalara dönüştürüyor.
Bartın'ın tarihi ve turistik ilçesi Amasra’da 67 yaşındaki Ali Rıza Vatandaşlar, çocuk yaşta babasından öğrendiği ağaç oymacılığı mesleğini yarım asırdan fazladır sürdürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı" unvanına layık görülen Vatandaşlar, kaybolmaya yüz tutan el sanatını yaşatmak için küçük atölyesinde büyük bir mücadele veriyor.
BABADAN KALMA SANATI GELECEĞE TAŞIYOR
Amasra’nın sembolü haline gelen el yapımı ahşap ürünlerin arkasındaki isimlerden biri Ali Rıza Vatandaşlar. Henüz ilkokul yıllarında babasının atölyesinde tanıştığı ağaç oymacılığı, onun için sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olmuş. Küçücük elleriyle başladığı bu serüven, bugün 67 yaşında olmasına rağmen hala aynı heyecanla devam ediyor.
Babasının yönlendirmesiyle başladığı bu zanaatte ilk satışlarını yaptığında duyduğu güven, hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuş. Babasının kazandığı paraları ona birikim olarak yatırması ve sonunda bir dükkan sahibi yapmasıyla kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş.
"SANAT KAYBOLMASIN, MEZARA GİTMESİN"
Tarihi Çekiciler Çarşısı’nda 10 metrekarelik dükkanında yıllardır emek veren Vatandaşlar, geçmişte bu çarşının 40-50 usta ile dolu olduğunu, bugün ise çoğu ürünün dışarıdan geldiğini üzülerek anlatıyor. "Çırak yetişmiyor, sanat kayboluyor" sözleriyle zanaatın geleceğine dair endişesini dile getiriyor.
Geleneksel yöntemlerle, ıhlamur, ceviz, dişbudak, şimşir, kiraz ve kızılcık gibi farklı ağaçlara torna tezgahında şekil veren Vatandaşlar; çerezlik, bardak, resimlik, isimlik, figür ve çeşitli hediyelik eşyalar yapıyor. El emeğiyle hazırladığı bu ürünleri hem yerli hem yabancı turistlere sunuyor.
"BU SANAT BANA HUZUR VERİYOR"
Ağaç oymacılığının sadece fiziksel bir iş olmadığını, ruhsal bir dinginlik verdiğini dile getiren Vatandaşlar, “Bir gün boş geçirirsem hayıflanırım. Bu sanat bana huzur veriyor. Ağaçla konuşuyorum, onun dilinden anlıyorum. Ağaç bana ne olacağını söyler” diyor.
Onun için her ağaç parçası bir potansiyel sanat eseri. "Elime aldığım bir ağaç parçası bana ‘Benden vazo yap’ diye sesleniyor" sözleriyle ağaca olan duygusal bağını ifade eden usta, bu işin terapi etkisi olduğuna inanıyor. “Bir insan eline çakı alıp ağaca şekil vermeye çalışsa ruhen rahatlar” diyerek, ahşapla uğraşmanın psikolojik açıdan da şifa olduğunu vurguluyor.
ÇOCUKLARI OKUTTU, EVLER SAHİBİ YAPTI
Ali Rıza Vatandaşlar, bu zanaat sayesinde iki çocuğunu da okutup meslek sahibi yapmış. Birinin bilişim mühendisi, diğerinin ise İngilizce öğretmeni olduğunu belirtiyor. Yalnızca kendi geçimini değil, çocuklarının hayatlarını da bu el emeği göz nuru ürünlerle kurduğunu anlatıyor.
"GENÇLER SANATA SAHİP ÇIKMALI"
Usta sanatçı, gençlerin mesleğe ilgisizliğinden yakınıyor. Eskiden çocuklarını çırak olarak veren ebeveynlerin şimdilerde ilk olarak "Ne kadar maaş alacak?" sorusunu sorduğunu, bunun da zanaat öğreniminin önünde engel olduğunu söylüyor. "Meslek öğrenmeden para konuşulmaz" diyerek bu anlayışın değişmesi gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca turistlerin ürünlerinin el yapımı olduğuna inanmakta zorlandığını da dile getiriyor: "Tornaya ağacı bağlamadan kimse el emeğine inanmıyor. O kadar çok uzak doğu malı var ki, insanlar artık el işine inanmıyor."
KÜLTÜREL MİRASIN YAŞAYAN TEMSİLCİSİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı" belgesiyle onurlandırılan Ali Rıza Vatandaşlar, sadece ağaçları değil, bir geleneği yaşatıyor. Yarım asrı aşkın süredir aynı tutkuyla çalışan usta, sanatını yaşatmak ve genç kuşaklara aktarmak için çabalıyor.
Zanaatın yok olmaması adına gençlere çağrıda bulunan Vatandaşlar, “Bu meslek bizimle mezara gitmesin” diyerek, ustalık geleneğinin sürmesi gerektiğini vurguluyor.