Eskişehir'in Tepebaşı ilçesinde, evinin kömürlüğünde yarım asrı aşkın süredir keman üreten Yusuf Kaplangil (91), sağlık sorunları nedeniyle artık üretim yapamasa da müzik enstrümanlarına olan derin tutkusundan vazgeçmiyor.
Yusuf Kaplangil, kendi elleriyle yaptığı kemanları Almanya, Fransa, Avusturya ve Hollanda gibi birçok ülkeye göndererek adını duyurdu.

ESKİ KÖMÜRLÜKTEN ULUSLARARASI BİR ATÖLYEYE DÖNÜŞEN HAYAT
Dökümcülük mesleğiyle geçimini sağlayan Yusuf Kaplangil'in keman yapımına olan ilgisi, ilkokul 3. sınıfta okuduğu kitaplardaki keman resimleri ve köy düğünlerinde gözlemlediği enstrümanlarla başladı.
Bu merak, onu evinin kömürlüğünü bir keman atölyesine dönüştürmeye itti.
Dökümcülükteki el becerisi ve teknik bilgisini keman yapımına aktaran Yusuf Kaplangil, 50 yılı aşkın sürede yaklaşık 50 keman üreterek hem Türkiye'deki hem de Avrupa'daki müzisyenlerin beğenisini kazandı.

SAĞLIK SORUNLARI ÜRETİMİ DURDURSA DA GURURU DEVAM EDİYOR
Yıllarca süren sabır ve tutkuyla kemanlarını şekillendiren Yusuf Kaplangil, sadece keman üretmekle kalmadı, aynı zamanda atölyesinde kullandığı müzik aleti yapım makinelerini de bizzat kendisi tasarladı ve üretti.
Şimdilerde sağlığı el vermediği için yeni kemanlar yapamayan 4 çocuk ve 8 torun sahibi Yusuf Kaplangil, ürettiği enstrümanların dünyanın dört bir yanına ulaşmış olmasından büyük bir gurur duyuyor.
Alınca mahallesinde yaşayan emekli döküm ustası, keman yapımını herhangi bir eğitim almadan, tamamen deneme yanılma yöntemleriyle öğrendiğini ifade ediyor.

KEMAN TAMİRİNDEKİ UZMANLIĞI VE 400 YILLIK BİR HİKAYE
Yusuf Kaplangil, keman yapımının yanı sıra tamir işleriyle de ilgilendiğini belirtiyor. Atölyesinde 400 yıllık bir kemanın sapını muhafaza ettiğini anlatan Yusuf Kaplangil, o kemana yeni bir sap yapıp taktığını söylüyor.
"Sapları, ağacı kesip çiğden yapardım. Sap değişimi, yay yenilemesi, her türlü tamiri yapardım. Adresime tamir için de gelenler çok olurdu" diyerek tamirdeki ustalığını dile getiriyor.
BİR KEMANIN DOĞUŞU: 50 GÜNLÜK EMEK VE TUTKU
Yusuf Kaplangil, bir kemanın yaklaşık 50 günlük yoğun bir çalışmayla tamamlandığını ve büyük emek istediğini vurguluyor. Geçmişte geceleri de atölyesinde çalıştığını belirten Kaplangil, merhum eşinin, "Saat geç oldu, gelmiyor musun?" diye kendisini uyardığını hatırlıyor.
Bu işin sadece dört tahtayı yapıştırmakla olmadığını, severek yapılması gerektiğini ifade eden usta, "Ruhun ve zihnin iyi bir keman sesi aldıysa, o sesi bulana kadar defalarca denersin. O sesi yakalayabilmek için çok emek verdim" sözleriyle sanata olan bağlılığını anlatıyor.

SANATÇILARLA KURULAN DERİN BAĞLAR VE KEMANLARIN SESİ
Keman yapımı sayesinde çok sayıda sanatçıyla tanıştığını belirten Yusuf Kaplangil, yıllar geçmesine rağmen hala telefonlar aldığını dile getiriyor:
"10 yıldır keman üretmiyorum ama hala telefon edip, 'Senden keman almıştık, çok memnunuz, çok güzel sesi var.' diyenler oluyor. Benim kemanlarımın sesi çaldıkça açılıyor, kullandıkça daha da güzelleşiyor."
TRT Ankara Radyosu'ndan kemancıların kendisinden keman aldığını ve eczacı bir kızının, "Senin yaptığın kemanı elimden hiç bırakamıyorum" dediğini gururla paylaşıyor.
SONSUZ BİR TUTKU VE GELECEĞİN USTALARI
Hala keman siparişleri için arandığını dile getiren Yusuf Kaplangil, "Sağlıklı olsam hala yapardım. Boş duramam, yıllarca çalışan insan duramaz. Bu işi zorla değil, severek yaptım ama her şeyin bir sonu var. 91 yaşındayım, yapamıyorum ama biraz iyi olsam hemen başlarım" sözleriyle tutkusunun hiç bitmediğini gösteriyor.
Türkiye'deki keman ustalarının sayısının azaldığına dikkat çeken Yusuf Kaplangil, onlarca çırak yetiştirmesine rağmen bu incelikli ve sabır gerektiren işi sürdürenlerin sayısının az olmasından üzüntü duyduğunu ekliyor.

