Rus füzeleri, Türkiye ile ABD ilişkilerinde en büyük sınava dönüştü. Washington yaptırım ve F-35 kararıyla ipleri iyice gerdi. Biden’ın Ankara’ya karşı uzun süreli sessizliği de ‘S-400 tavrı’ olarak algılandı.
‘Rus füzeleri kırmızı çizgi’ tavrına karşı Ankara bir yandan haklılığını dile getirmeye çalışırken bir yandan krizden akılcı çıkış yolunu tuttu. İncirlik ve Katar formülleriyle birlikte ‘kutuda kalsın’ yaklaşımı da ortaya atıldı.
ÇAVUŞOĞLU: FÜZELER BİZİM KONTROLÜMÜZDE, RUS UZMAN OLMAYACAK
Biden’ın popülist 1915 kararına karşı Ermeni lobilerini işaret eden Erdoğan “Hazirandaki görüşmede yeni dönemin kapılarını aralayacağımıza inanıyorum” dedi.
Kahire ve Atina’yla normalleşme de ABD’yle ortak zemin çabasının ayakları olarak değerlendirildi. Bu yöndeki son mesaj Atina’da geldi. Çavuşoğlu’nun “S-400’ler bizim kontrolümüzde olacak. Rus askeri uzman Türkiye’de bulunmayacak” ifadeleri uzlaşma sinyali şeklinde algılandı.

ANKARA S-400 İÇİN FORMÜL ARIYOR
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde sınava dönüşen S-400 krizi 14 Haziran’daki Erdoğan-Biden zirvesinde en kritik konu başlığı olacak. Yapıcı çözüm arayışlarını sürdüren Ankara’nın çabası, İncirlik ve Katar formüllerinden sonra Atina’da Çavuşoğlu’nun açıklamalarına yansıdı. “S-400’ler yüzde yüz bizim kontrolümüzde olacak. Rus askeri uzmanı Türkiye’de bulunmayacak” ifadeleri dikkat çekti.
ABD’de Biden yönetiminin iş başına gelmesiyle Rus füzesi krizi daha belirgin şekilde su yüzüne çıktı. ABD’nin, Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası (CAATSA) kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in de aralarında olduğu dört kurum yetkilisine “Rusya ile kurulan ilişkiler” nedeniyle uygulanacak yaptırımları 7 Nisan’da yürürlüğe girdi.
Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması da tansiyonu yükseltti. Biden’ın dikkat çeken sessizliğinin de bu konuda bir tavrı yansıttığı öne sürüldü. Son olarak Biden’ın popülist bir tavırla 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini kullanması da ipleri kopma noktasına getirdi. Ancak Washington’un ateşe benzin döken yaklaşımına karşın Türkiye ilişkileri rehabilite etme çabasını sürdürdü.
Bu yaklaşımın en belirgin yansıması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Beyaz Saray’dan yapılan 24 Nisan açıklamasına yanıtı oldu. Ermeni lobilerini işaret eden Erdoğan “Nasıl oluyor da Ermeni lobilerine Türkiye’yi değişiyorsun?” dedi. Ardından “ABD’yle de AB’yle de beraber yol yürümek istiyoruz. Biden ile hazirandaki görüşmede yeni bir dönemin kapılarını aralayacağımıza inanıyorum” vurgusu yaptı.
Mısır’la 8 yıl sonra yeniden başlayan normalleşme süreciyle birlikte Yunanistan’a zeytin dalı adımının da yine ABD’yle yeni sayfa niyeti kapsamında atıldığı belirtildi. ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 14 Haziran’da Brüksel’de düzenlenecek NATO Zirvesi’nde gerçekleştireceği zirve öncesi son mesaj yine Atina’da geldi.
S-400’lerin ‘yüzde yüz Türkiye’nin kontrolünde’ olacağını belirten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, birçok teknisyenin eğitime gönderildiğini, başka bir ülkenin ‘kullanmayın’ teklifinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Çavuşoğlu “S-400’ler yüzde yüz bizim kontrolümüzde olacak. Rus askeri uzmanı Türkiye’de bulunmayacak. Hal böyleyken başka bir ülkeden ‘kullanmayın’ teklifini kabul etmek mümkün değil” diye konuştu.
ABD merkezli ekonomi gazetesi Bloomberg ise, Biden-Erdoğan görüşmesini mercek altına alan haberinde hassas ifadelere dikkat çekti. Gazete, S-400’lerin kurulumu ve eğitimi kapsamında ülkede bulunan Rus askeri uzmanları geri göndererek, Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden’a uzlaşma mesajı verdiğini savundu.
“Türkiye, Rus füze uzmanlarını Biden’a mesaj vermek için eve yolladı” başlıklı haberde, “Ankara yönetiminin bu hamleyle Washington’a uzlaşma konusunda hazır olduğunu gösterdi” yorumu yapıldı.
