Lund Üniversitesi'nden bir grup psikolog tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, astrolojiye inanan bireylerin ortalamadan daha düşük zeka seviyesine ve daha yüksek narsisistik eğilimlere sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırma sonuçları, Personality and Individual Differences dergisinde yayımlandı. Çalışmayı yürüten ekipte Ida Andersson, Julia Persson ve Petri Kajonius yer aldı.
KOVİT-19 SONRASI ASTROLOJİYE İLGİ ARTTI
Bilim dünyasında, yıldızların hareketlerinin insan davranışlarını etkileyebileceği teorisini test eden pek çok çalışma yapılmış olsa da, bu teorinin bilimsel bir temele sahip olmadığı defalarca kanıtlandı. Ancak, astrolojiye olan inanç dünya genelinde milyonlarca insan tarafından gerçek bir bilim olarak kabul edilmeye devam ediyor. Özellikle stresli dönemlerde, örneğin Kovit-19 pandemisi sırasında, astrolojiye olan ilginin arttığı gözlemlendi.
Bu çalışmada, araştırmacılar astrolojiye olan inancın zeka seviyesiyle ilişkisini incelemek üzere bir çevrimiçi anket düzenledi. Anket, Rovira i Virgili Üniversitesi'nde 2006 yılında geliştirilen Astroloji İnancı Envanteri'nin kısaltılmış versiyonunu içeriyordu. Ayrıca katılımcılar kısa bir IQ testine tabi tutuldu. Araştırma, Facebook üzerinden toplanan 264 İngilizce konuşan yetişkin katılımcıyla gerçekleştirildi.
ASTROLOJİYE İNANANLAR HEM NARSİST, HEM DE DÜŞÜŞ IQ'LU
Araştırma bulgularına göre, astrolojiye inanan bireyler narsisizm ölçümlerinde ortalamanın üzerinde puan alırken, IQ testlerinde düşük puanlar aldı. Araştırmacılar, bu bireylerin kendilerini özel ve doğal liderlik yeteneklerine sahip olarak gördüklerini, ancak zeka seviyelerinin ortalamanın altında olduğunu belirtti.
Bu bulgular, astrolojiye olan inancın kişilik özellikleriyle olan ilişkisini de ortaya koyuyor. Narsisistik eğilimler, kişinin kendisini aşırı derecede önemli ve özel görme eğiliminde olduğunu gösterirken, düşük IQ sonuçları bu kişilerin genel zeka seviyelerinin ortalamanın altında olduğunu işaret ediyor. Araştırmacılar, bu durumun astrolojiye olan inancın, insanların kendi yeteneklerini abartılı şekilde algılama eğilimiyle bağlantılı olabileceğini öne sürdü.
