Sinemanın büyülü dünyası, bizleri farklı hayatlara tanıklık ettirerek ortak duygularda buluşturur. Özellikle aileyle birlikte izlenen filmler, paylaşılan anıları daha da değerli kılar. Yoğun geçen bir haftanın ardından koltuğunuza kurulup ailenizle birlikte sıcak bir hikayeye kapılmak gibisi yoktur. Eğer siz de bu hafta sonu aksiyon ve komediden uzaklaşıp kalbinize dokunacak, unutulmaz bir deneyim yaşamak istiyorsanız, hazırladığımız bu liste tam size göre. İşte sizi hem ağlatacak hem de umutla dolduracak 3 başyapıt...
BİR BABA-OĞUL MÜCADELESİ: UMUDUNU KAYBETME (THE PURSUIT OF HAPPYNESS)
Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan bu film, baba-oğul sevgisinin ve azmin neleri başarabileceğinin en dokunaklı kanıtlarından biri. Will Smith’in oğlu Jaden Smith ile birlikte başrolü paylaştığı "Umudunu Kaybetme", Chris Gardner adında, her şeyini kaybetmiş bir babanın, küçük oğluyla birlikte sokaklarda verdiği hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Zekasına ve potansiyeline rağmen şanssızlıkların peşini bırakmadığı Gardner'ın, oğluna daha iyi bir gelecek sunabilmek için gösterdiği insanüstü çaba, izleyen herkesin boğazında bir düğüm bırakıyor. Film, en zor anlarda bile umudun ne kadar önemli olduğunu ve bir babanın evladı için yapabileceklerinin sınırı olmadığını gözler önüne seriyor. Bu filmi izlerken ailenizin değerini bir kez daha anlayacaksınız.
TÜRK SİNEMASININ DUYGU YÜKLÜ ESERİ: BABAM VE OĞLUM
Türk sinemasının modern klasikleri arasında yer alan ve yönetmenliğini Çağan Irmak'ın üstlendiği "Babam ve Oğlum", nesiller arası çatışmaları, pişmanlıkları ve Ege'nin sıcak topraklarına sığan büyük bir aile hikayesini konu alıyor. Yıllar önce babasının beklentilerini karşılayamayıp evi terk eden Sadık'ın, oğlu Deniz ile birlikte baba evine geri dönüşünü anlatan film, her sahnesiyle izleyiciyi derinden etkiliyor. Özellikle dede ile torun arasındaki saf ve sevgi dolu ilişki, filmin en can alıcı noktalarından birini oluşturuyor. Bir ailenin parçalanmışlıklar içinde yeniden bir araya gelme çabasını anlatan bu başyapıt, gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız sahneleriyle hafızanızdan uzun süre silinmeyecek.
DOSTLUĞUN VE HAYATA TUTUNMANIN HİKAYESİ: CAN DOSTUM (THE INTOUCHABLES)
Fransız sinemasının dünyaya armağan ettiği en sıcak ve en içten filmlerden biri olan "Can Dostum", yine gerçek bir hikayeden ilham alıyor. Zengin bir aristokrat olan Philippe, geçirdiği bir kaza sonucu felç kalır ve tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Hayata küsmüş bir haldeyken, cezaevinden yeni çıkmış, enerjik ve hayat dolu Driss'i bakıcısı olarak işe alır. Birbirine tamamen zıt karakterdeki bu iki insanın arasında kurulan sıradışı dostluk, izleyenlere kahkaha ve gözyaşını bir arada yaşatıyor. Film, engellerin ve toplumsal farklılıkların gerçek bir dostluk karşısında nasıl anlamsızlaştığını esprili ve bir o kadar da dokunaklı bir dille anlatıyor. Hayata yeniden tutunmanın ve beklenmedik bir anda bulunan dostluğun ne kadar değerli olduğunu görmek için bu filmi ailenizle birlikte mutlaka izlemelisiniz.
