Türkiye'de son yıllarda ne eğitimde ne istihdamda olan gençler kategorisi, kamuoyunda popüler tabiriyle 'ev genci' olarak adlandırılıyor.
Konuyla ilgili olarak sosyal medyada Türkiye'de ne eğitimde ne istihdamda olan genç sayısı kaç sorusu tartışma konusu oldu.
Uzman klinik psikolog Cumali Aydın, bu kitlenin sadece işsizlik sorunu yaşamadığını, aynı zamanda sosyal ilişkilerini tamamen dijital platformlara taşıyarak dış dünyadan koptuğunu ifade ediyor.
Genç işsizlik oranları ve ekonomik parametrelerin bu tabloyu derinleştirdiği belirtilirken, gençlerin dış dünyayı imkanlar sunan bir yer değil, kendi yetersizliklerini yüzlerine vuran bir ayna olarak gördükleri saptanıyor.
HİKİKOMORİ SENDROMU TÜRKİYE'DE YAYILIYOR MU?
Marketing Türkiye'de yer alan habere göre, Japonya'da toplumdan tamamen kopmayı ifade eden 'hikikomori' kavramının Türkiye'deki izdüşümü olan bu süreç, gençlerin sosyal, akademik ve mesleki hayattan elini eteğini çekmesiyle karakterize ediliyor.
Cumali Aydın, ev gençlerinin dışarıdaki hayatı yoğun bir kaygı ve başarısızlık korkusuyla ilişkilendirdiğini belirtiyor.
Evin bir 'güvenli alan' olarak kurgulanması başlangıçta huzur verse de, zamanla bu durumun bireyi hayattan koparan psikolojik bir kapana dönüştüğü görülüyor.
Motivasyon kaybı ve öz yeterlik inancındaki azalma, gencin kendi kabuğuna çekilmesini daha da hızlandırıyor.
Yeni neslin el yazısı neden bozuldu: Uzmanlar tek bir nedeni işaret etti!
DIŞ DÜNYA YETERSİZLİKLERİN AYNASI HALİNE GELDİ
Pandemi sürecinin getirdiği zorunlu izolasyonun evde kalmayı normalleştirdiğini savunan uzmanlar, ekonomik belirsizlikler ve toplumsal başarı baskısının bu süreci tetiklediğini vurguluyor.
Birçok genç için sokaklar ve sosyal ortamlar artık fırsatları değil, karşılanamayan beklentileri temsil ediyor.
Bu duygusal savunma mekanizması, gencin hayal kırıklığından kaçmak için odasına sığınmasına neden oluyor.
Sosyal medya platformları ve dijital oyunlar ise bu kaçış sürecinde geçici bir haz noktası oluşturarak döngünün kırılmasını zorlaştırıyor.
BİREYSEL SORUNLARIN ÖTESİNDE YAPISAL NEDENLER
Ev genci olgusunun arkasında sadece psikolojik etkenler değil, aynı zamanda ciddi yapısal sorunlar yatıyor.
İşsizlik, geçim sıkıntısı ve eğitim sistemindeki fırsat eşitsizlikleri gençleri derin bir çaresizliğe sürüklüyor.
Özgüven eksikliği ve gelecek kaygısı ile birleşen bu faktörler, bireyin 'ne yapsam olmuyor' düşüncesine kapılmasına yol açıyor.
Uzun süreli sosyal çekilme hali, beynin etkileşim ağlarını pasifleştirerek sosyal yetilerin körelmesine ve kalıcı bir uyumsuzluk tablosuna neden olabiliyor.
Bilim insanları, yaşlanmamanın anahtarını buldu! Yüzde 73 daha uzun yaşam vadediyor
AİLELERİN SUÇLAYICI TAVRI SÜRECİ ZORLAŞTIRIYOR
Gençlerin bu pasif durumunu 'tembellik' olarak nitelendiren aile yaklaşımları, sorunu çözmek yerine derinleştiriyor.
"Bu kadar da tembellik olmaz" şeklindeki tepkilerin gençte utanç duygusunu artırdığını belirten Cumali Aydın, ailelerin anlamaya odaklanması gerektiğini söylüyor.
Uzmanlar, baskı kurmak veya zorlamak yerine, gencin neden geri çekildiğini analiz etmenin ve küçük sosyal adımları teşvik etmenin en doğru yol olduğunu vurguluyor.
Yardım eli uzatıldığında bu durumun aşılabilir geçici bir durak olduğu hatırlatılıyor.
