Uzman psikologların araştırmalarına göre evinizin farklı yerlerindeki dağınıklıklar ve karışıklıklar, psikolojik problemlerinizi ortaya koyabiliyor! Evet yanlış duymadınız. Peki sizin evinizde ve yaşam alanınızda da bu durumlar mevcut mu?
Temizlik yapmayı sevmemiz ya da nefret etmemiz, sadece bir kişilik özelliğinden çok daha fazlasıdır. Evinizin belirli bölgelerindeki dağınıklıklar psikolojik durumunuzu temsil ediyor. Nasıl mı? Gelin hep birlikte haberimizin detaylarına bakalım...
Yatağın altı, kanepenin arkası veya komidin gibi temiz olması gereken bir yer karmaşık veya çöplerle dolu olduğunda, diğer kişilerin görüşlerine fazla bağlı olunduğu anlamına geliyor.
Ev genel olarak temizse, ancak sandalyenizde birkaç kıyafet varsa veya yıkanmış kıyafetler birkaç gün boyunca yerlerine konulmamışsa kısaca rutin görevlerin sonraya ertelenmesi; pasif agresifliğin bir göstergesi olabilir. Dağınıklığın nedeni, kişinin kendi içinde bastırmaya çalıştığı öfkesidir.
EVİNİZİN BELİRLİ BÖLGELERİNDEKİ DAĞINIKLIKLARIN PSİKOLOJİK DURUMUNUZU TEMSİL ETTİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?
Belirli yerlerdeki karışıklık, bir duruma uyum sağlayamamanın işaretidir. İşe yaramayan ve gereksiz şeylerin saklanması; içinde bulunulan durumdan çıkılamadığı ve geçmişe bağlılık anlamına gelmesinin yanı sıra zayıf iradeye ve hedef belirleme konusunda zorlanmaya işarettir.
Gece geç saatlerde temizlik yapıyorsanız veya her gün yaptığınız rutin bir iş olmaya başlarsa, bu zorlayıcı davranışlar anksiyetenin göstergesidir. Bu mükemmelliyetçilik ve her şeyi kontrol etme arzusu anlamına gelebilir.
Pencere pervazındaki tozlar ve kirli camlar, evdeki kişi ile dış dünya arasında görünmez bir kalkan oluşturuyor. Bu kalkandan kurtulma arzusunun eksikliği yada depresyona yada geleceğe yönelme yetersizliğine işaret ediyor. Bu tür insanlar genellikle geçmişlerinde yaşarlar, konuşmak için çok hassas ve ilginç bir imaj çizerler.
Raflarındaki veya çekmecelerindeki karmaşa ve çöp; evin yalnızca görünen yerlerinin temiz olmasına işarettir. Bu da kişinin mükemmelliyetçi olduğu anlamına gelir. Etrafınızdaki insanların belki de kendinizin böyle bir şey yaptığına dikkat ettiniz mi? Büyük olasılıkla hepsi her şeyi mükemmel yapmaya çalışan insanlardır. Belki de gerçekten farklı oldukları zaman onları sinirlendiren gerçeklikten uzak beklentileri vardır.
SİZDE BU DURUMLARDAN HANGİSİ VAR?
Çalışma masası birçok eşya ile kaplı yada karışık olan kişiler, yaratıcılık veya olgunluktan uzak olmanın ve ertelemeyi sevmenin göstergesidir.
Her şeyin olması gerektiği düşünülen şekilde veya belirli kriterlere göre (renk, beden veya şekil gibi) gruplandırıldığı masa, organize bir kişiliğin göstergesidir. Bu tür insanlar çok dikkatlidir ve işleri zamanında halletmeyi severler, aynı zamanda anksiyete her şeyi kontrol etme arzusundan muzdarip olabileceği anlamına da gelmektedir.
Yatağı kıyafetler, kozmetik ürünleri, kitaplar veya çeşitli kirli eşyalarla kaplı olan insanlar, özel hayatındaki sıkıntılardan muzdariptir. Birileri ile tartışmış veya yıkıcı ayrılıklar yaşamış, bu yüzden problemlerinden kaçınmanın bir yolu olarak bu tarz kötü alışkanlıkları (yatakta çöp bırakmak, kirli eşyaları yatağa koymak vb.) dışarı vuruyorlar. Bu aynı zamanda yalnız olmanın ve bir ilişki içerisinde olmayı arzulamak anlamına da gelebilir. Uyuduğu yerin dağınık olmasını önemsemezler. Çünkü ortamı romantik bir şey olarak algılamazlar.
Balkonlarını veya garajını ardiye gibi kullanan ve işe yaramayan eşyaları oraya dolduran insanlar, kaybetmekten korkarlar. Bu yüzden kendilerinde güvenlik yanılsaması yaratır, fobileri ve korkuları ile başa çıkmalarına yardımcı olmak için işlerine yaramayan nesneleri de atmak istemezler. Karar alamama, anksiyete ve nevrotiklik belirtisi gösterebilirler.
Kirli mutfak eşyaları ve yığınla birikmiş bulaşıklar, duygusal dengesizliğin bir göstergesidir. Dağınık bir mutfağı olan insanların depresyona veya anksiyete sahibi olması olasıdır. Başka bir olasılık ise, kişinin narşisistik ve gamsız özellikler göstermesi olabilir. Yapmaları gereken şeyleri ve yapmak istedikleri şeyleri göz önünde bulundurduklarında genellikle ikincisini seçer ve diğer seçeneği ertelerler. Geleceği düşünmeden sadece istekleri doğrultusunda hareket etmeye meyillidirler.
Evin girişindeki veya girişin yakınlarındaki holdeki dağınıklık çoğu zaman iletişim korkusu anlamına geliyor. İnsanların evlerinin girişine çantalarını, şemsiyelerini ve başka eşyalarını bırakması; kendilerini başkalarından koruma veya başkalarını engelleme içgüdüsünden kaynaklanıyor. Yeni arkadaşlar edinmekte ve büyük gruplarda bulunmakta sorun yaşadıklarını bu şekilde ifade etmenin yanı sıra, kronik yorgunluk ve dinginlik isteğinin de bir göstergesi sayılıyor.
