Tarihi sokaklarda ve antik kent kalıntılarında sıkça rastladığımız, üst üste dizilmiş doğal taşlardan oluşan bu yollar, mimari bir gelenekten çok daha fazlasını temsil ediyor. Video analizine göre, bu taş zeminler sahip oldukları ısı iletkenliği özelliği sayesinde sıcaklık değişimlerine karşı tampon görevi görerek çevresel konforu artırıyor. Gündüzleri ısıyı saklayarak serin bir atmosfer sunarken, akşam serinliğinde ise biriktirdikleri bu sıcaklığı yayarak etrafı ısıtıyor. Aynı zamanda pürüzlü dokuları sayesinde tutunmayı artırıp, suyu geçirerek çamur oluşumunu engellemesi gibi pratik faydalar da sunan bu kadim yol sistemlerinin kökeni, büyük yol ağları inşa eden Antik Roma'ya kadar dayanıyor.
TERMAL KONFORDAN DAYANIKLILIĞA
Doğal taşların yol yapımında tercih edilmesinin ardında birden fazla önemli neden bulunuyor:

Taşların yüksek ısı iletkenliği, onları bir nevi doğal klima gibi çalıştırır. Güneşin kavurucu sıcağında ısınan taşlar, sıcaklığı yavaşça absorbe eder ve muhafaza eder. Akşam serinliğinde ise bu biriktirilen sıcaklık yavaş yavaş ortama yayılarak çevredeki sıcaklık değişimlerini yumuşatır ve termal denge sağlar.
Yüzeylerinin pürüzlü dokusu sayesinde, hem hayvanların hem de araçların zemine daha iyi tutunmasına olanak tanır. Bu özellik, yol güvenliği açısından büyük bir avantaj sunar.

Doğal taşlar su geçirgenliği sayesinde yağmur suyunun zeminden emilmesine yardımcı olur. Böylece yüzeyde çamur veya toz oluşumu engellenmiş olur.
Tarih boyunca inşa edilen büyük yol sistemlerinde dayanıklılıkları nedeniyle tercih edilen bu taşlı yollar, bakımları doğru yapıldığı takdirde Avrupa şehir merkezlerinde görüldüğü gibi yüzyıllar boyunca kullanılmaya devam edebilir.
