Kurul, “Eşin maaşının bulunması tedbir nafakasına engel değildir” diyerek emsal niteliğinde bir hükme imza attı.
TMK 169’a Göre Hâkim Re’sen Önlem Alır
Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi, boşanma veya ayrılık davası süresince hâkime geniş bir takdir yetkisi tanıyor.
Maddeye göre hâkim, eşlerin barınması, geçimi ve çocukların bakımı için gerekli önlemleri kendiliğinden (re’sen)almakla yükümlü.
Bu nedenle boşanma davası devam ederken, nafaka kararı gelire değil, evlilikteki yaşam standardına göre belirleniyor.

Avukat Erdem Özcan: “Gelir Değil, Yaşam Standardı Esastır”
Ankara’da aile hukuku ve boşanma davaları alanında çalışan Avukat Erdem Özcan, Yargıtay kararını şu sözlerle değerlendiriyor:
“Toplumda sıkça yanlış anlaşılan bir konu bu. Maaşı olan eşe tedbir nafakası verilmez zannediliyor.
Oysa Yargıtay’ın da altını çizdiği gibi, nafaka miktarı sadece gelirle değil, tarafların evlilik süresince sürdürdüğü yaşam standardı ile ölçülür.
Geliri olması, hakkın doğumuna engel değildir; sadece miktarı belirlemede etkili olur.”

Özcan’a göre bu karar, yargılamada adalet dengesini güçlendiren bir içtihat niteliğinde.
“Her iki tarafın da yaşam koşulları, sosyal statüsü ve evlilikteki ekonomik katkısı birlikte değerlendirilmelidir.
Hedef, taraflardan birini cezalandırmak değil, geçici dönemde adil bir denge kurmaktır.”
Yargıtay’ın Gerekçesi: “Gelir Varlığı Nafakaya Engel Değil”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında şu ifadelere yer verildi:
“Eşler, boşanma aşamasında da olsalar, kanundan doğan yükümlülükleri gereği, birlik giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadır.
Tarafların gelirinin bulunması, TMK’nın 169. maddesine dayalı tedbir nafakası hükmedilmesine engel değildir.”
Kurul, kadının maaşının daha yüksek olmasının ancak katılma oranının belirlenmesinde ölçü olabileceğini, nafaka hakkını ortadan kaldırmayacağını vurguladı.
Oy çokluğuyla alınan kararda yerel mahkemenin verdiği tedbir nafakası kararı yerinde bulundu.
