Sinsi hastalık, her dokuz yetişkinden birini tehdit ediyor! Bu alışkanlıklar hastalığa zemin hazırlıyor

Sinsi hastalık, her dokuz yetişkinden birini tehdit ediyor! Bu alışkanlıklar hastalığa zemin hazırlıyor

Prediyabet, kan şekeri seviyelerinin normalin üzerinde ancak henüz tam diyabet tanısı alacak kadar yüksek olmadığı bir aşama olarak tanımlanıyor. Uzmanlar, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle bu riskin önemli ölçüde azaltılabileceğini, hatta prediyabetin tamamen tersine çevrilebileceğini vurguluyor. İşte detaylar...

İngiltere'de her dokuz yetişkinden birini etkileyen prediyabet veya yaygın adıyla gizli şeker, kan şekeri düzeylerinin normal sınırları aşmasına rağmen, tip 2 diyabet tanısı için gerekli eşiğe ulaşmadığı bir durumu ifade eder.

Bu durum, bireyin tip 2 diyabet geliştirme riskinin yüksek olduğunu gösteren kritik bir erken uyarıdır.

Diabetes UK adlı dernekte kıdemli klinik danışman olarak görev yapan Esther Walden, bu tanının bir son değil, aksine bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor.

Esther Walden, doğru destek ve yaşam tarzı değişiklikleriyle, prediyabetin tamamen ortadan kaldırılabileceğini ve bu sayede tip 2 diyabet vakalarının yüzde 50’ye kadarının önlenebileceğini vurguluyor.

BELİRTİSİZ SEYİR: PREDİYABET NASIL FARK EDİLİR?

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, prediyabetin en önemli özelliklerinden biri, genellikle herhangi bir belirgin semptom göstermemesi ve bu nedenle kolayca gözden kaçabilmesi.

Nottingham Üniversitesi'nde beslenme ve diyetetik doçenti Dr. Amanda Avery, birçok kişinin prediyabetli olduğunu ancak rutin bir sağlık kontrolü sırasında kan şekeri seviyelerindeki yükselişin tesadüfen fark edilmesiyle öğrendiğini ifade ediyor.

Bu durum, düzenli sağlık taramalarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Özellikle risk faktörleri taşıyan bireylerin, periyodik olarak kan şekeri ölçümü yaptırmaları hayati önem taşıyor.

RİSK FAKTÖRLERİ: BESLENME VE YAŞAM TARZININ ETKİSİ

Prediyabet geliştirme riskini belirleyen birçok faktör bulunuyor.

Bunlar arasında genetik yatkınlık (etnik köken ve yaş gibi unsurlar) ve yaşam tarzına bağlı faktörler (beslenme düzeni ve vücut ağırlığı) öne çıkıyor.

Özellikle karın çevresinde biriken fazla yağ, pankreas tarafından üretilen ve kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun etkinliğini zorlaştırır.

Dr. Amanda Avery'nin açıklamasına göre, aşırı vücut yağı arttıkça, hücreler insülinin etkisine karşı daha dirençli hale gelir.

Vücut, bu durumu telafi etmek için daha fazla insülin üretmeye çalışsa da, bu mekanizma zamanla yetersiz kalabilir ve prediyabet gelişimi için zemin hazırlar.

Bu nedenle, sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam tarzı, prediyabet riskini doğrudan artırır.

DEĞİŞİM VAKTİ: BESLENME DÜZENİNDE YAPILMASI GEREKENLER

Uzmanlar, prediyabetin tek bir beslenme reçetesi olmadığını, her bireyin ihtiyacının farklılık gösterdiğini belirtiyor.

Ancak bazı beslenme alışkanlıklarının tip 2 diyabet riskini artırdığı biliniyor.

Yüksek yağ, yüksek glisemik indeks ve düşük lif içeren diyetler bu kategoride yer alıyor.

Araştırmalar, prediyabeti tersine çevirmek veya tip 2 diyabetin başlangıcını geciktirmek için dört temel adımı işaret ediyor.

1) VÜCUT AĞIRLIĞININ YÜZDE 10'UNU KAYBETMEK

2011 yılında tip 2 diyabetin tersine çevrilebileceğini kanıtlayan araştırmanın öncüsü Prof. Dr. Roy Taylor, bireylerin vücut ağırlıklarının yüzde 10'unu kaybetmesinin, karaciğerde biriken fazla yağı temizleyerek altta yatan sorunu düzelttiğini söylüyor.

Bu kilo kaybı, bireyin 'kişisel yağ eşiği'ni aşmasına bağlı olarak, tip 2 diyabet riskini tamamen ortadan kaldırabilir.

Prof. Dr. Roy Taylor, günde 800 kalorilik hızlı kilo kaybı yönteminin bu süreçte etkili bir strateji olduğunu belirtiyor.

Ancak herhangi bir diyet programına başlamadan önce mutlaka bir doktora danışılması gerekiyor.

2) KİLODA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAK

Hızlı kilo kaybı diyetleri etkili olsa da, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Bu nedenle, ulaşılan yeni kilonun korunması büyük önem taşır.

Diabetes UK, bu süreçte Akdeniz diyeti, DASH diyeti, vejetaryen, vegan ve İskandinav diyetleri gibi lif açısından zengin ve glisemik indeksi düşük beslenme biçimlerini öneriyor.

Bu diyetler, hem kilo kontrolüne yardımcı olur hem de genel sağlığı destekler.

3) KAÇINILMASI GEREKEN GIDALAR

Araştırmalar, bazı yiyecek ve içeceklerin tip 2 diyabet riskini artırdığını gösteriyor.

Esther Walden, özellikle şekerli içecekler, kırmızı ve işlenmiş etler, rafine karbonhidratlar (beyaz ekmek, şekerli atıştırmalıklar) ve patates (özellikle kızartma) tüketiminin azaltılmasını tavsiye ediyor.

Bu gıdalar, kan şekerinde ani yükselişlere ve insülin direncine neden olabilir.

4) DİYABET RİSKİNİ AZALTAN GIDALAR

Öte yandan, bazı gıdaların düzenli tüketimi, tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Esther Walden, özellikle meyve ve sebzeler (yeşil yapraklı sebzeler, yaban mersini, üzüm, elma), tam tahıllar, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri ile şekersiz çay ve kahve tüketimini öneriyor.

Bilimsel çalışmalar, bu gıdaların risk azaltıcı etkilerini kanıtladı.

Örneğin, günde üç porsiyon tam tahıl tüketiminin riski yüzde 20 oranında azalttığı, düzenli yoğurt tüketiminin ise yüzde 14 oranında fayda sağladığı belirtiliyor.

FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜN: PREDİYABETİ YENMEK MÜMKÜN

Dr. Amanda Avery, prediyabet tanısının panik yaratması yerine, sağlığı iyileştirmek için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor.

Tüm beslenme alışkanlıklarını bir anda değiştirmek zor görünse de, küçük ve sürdürülebilir adımlarla başlanabilir.

Örneğin, öğünlere daha fazla lifli gıda eklemek veya fiziksel aktiviteyi artırmak gibi basit değişiklikler bile büyük bir fark yaratabilir.

Unutulmamalıdır ki, prediyabet, önlenebilir bir durumdur ve doğru adımlarla tip 2 diyabetin önüne geçmek mümkün.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN