Gündelik hayatın monotonluk döngüsü ve stres dolu zorlukları, birçok kişiyi can sıkıntısı ve kendine acıma tuzağına itebiliyor.
Ancak yaşamın darbelerine karşı daha dirençli durabilen ve en karanlık günlerde dahi neşe saçabilen bireyler de mevcut.
Peki, bu kişiler zihinsel sağlık ve mutluluğun bu özel formülünü nasıl uyguluyor?
Bazı insanların doğuştan neşeli bir mizaca sahip olduğu bilinse de, ruh halini kalıcı olarak iyileştirmeye yardımcı olabilecek, bilimsel olarak test edilmiş ve kanıtlanmış bir dizi etkili yöntem bulunuyor.
Bu teknikleri günlük rutine dahil etmek sadece dakikalar sürse de, genel yaşam memnuniyeti ve iyi olma hali üzerinde uzun soluklu ve kalıcı faydalar sağlıyor.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Kaliforniya Üniversitesi'ne bağlı Greater Good Science Center'ın 'Greater Good in Action' platformunda derlediği bu uygulamalar, herkesin stresle başa çıkma ve daha mutlu bir yaşam sürme potansiyelini ortaya koyuyor.
PAZARTESİ: DUYGUSAL BOŞALIM İÇİN GÜNLÜK TUTMA
Düzenli olarak günlük tutma alışkanlığını sürdürenler, duyguları yazıya dökmenin hisleri yatıştırmada, onlara yeni bir perspektif kazandırmada ve duygusal farkındalık oluşturmada ne kadar etkili olduğunu uzun zamandır deneyimlemişler.
Modern bilim, bu basit eylemin potansiyelini yeni yeni doğruluyor:
Günde sadece 15 dakikayı günlüğe ayırmak; depresyon ve anksiyete belirtilerini belirgin ölçüde hafifletebilir, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve hatta bilişsel performansı, özellikle de çalışma performansını artırabilir.
Yazmanın bu faydalı tesirleri, hayal kırıklıklarının başka şekillerde dışa vurmasına izin vermekten çok daha sağlıklı bir yol sunarak aylarca sürebilir.
Yaşlılarda yüzde 5'lik kilo değişimi, zihinsel düşüşü hızlandırıyor!
SALI: CÖMERTLİĞİN PSİKOLOJİSİ VE İYİLİK YAPMA
İlk bakışta bir klişe gibi görünse de, psikoloji araştırmaları iyilik yapmanın mutluluk üzerindeki etkisini bilimsel olarak kanıtlamaktadır.
Araştırmacılar, haftada sadece bir gün beş küçük iyi niyet eylemini bilinçli bir şekilde uygulamayı deneyen bireylerin, altı haftalık bir çalışmanın sonunda daha yüksek yaşam memnuniyeti seviyelerine ulaştığını rapor etti.
Bu bulgular, cömert ve yardımsever insanların yalnızca çevrelerine değil, kendi ruh sağlıklarına da yatırım yaptığını ve daha sağlıklı bir yaşam sürdüğünü gösteriyor.
Başkalarına değer katmak, dolaylı olarak kişisel mutluluk seviyesini yükselten güçlü bir mekanizma.
ÇARŞAMBA: MİNNETTARLIK VE KIYMET BİLME
Hayatınızdaki en yakın arkadaşınızı veya partnerinizi hayatınızdan çıkardığınızı zihinsel olarak hayal etmek acı verici olabilir.
2008 tarihli bir bilimsel makalede yer alan 'zihinsel çıkarma' adı verilen bu tür bir egzersizi uygulayan katılımcıların, sonrasında ruh hallerinde belirgin bir iyileşme yaşadığı tespit edildi.
Bu zihin egzersizi, kişinin sahip olduğu değerli ilişkileri 'cepte görmemesi' gerektiğini, yani kıymetini ve önemini daha iyi anlamasını sağlayan güçlü bir farkındalık yaratır.
Ayrıca, sayısız araştırma, düzenli olarak şükretmek ve minnettarlık duygusunu ifade etmenin, bireylerin genel yaşam memnuniyetini sürekli olarak artırdığını ve pozitif bir psikolojik iklim yarattığını destekliyor.
Minnettarlık, iyi olana odaklanmayı sağlar ve hayat kalitesini yükseltir.
Buna asla izin vermeyin! Çocuğunuzun geleceğini mahveden tehlike...
PERŞEMBE: ANLAM VE AMAÇ ARAYIŞI
Psikoloji bilimi, bireyin hayatına bir 'amaç' atfetmesinin önemini giderek daha derinlemesine kavrıyor.
Yapılan kapsamlı çalışmalar, yaşamına bir anlam yükleyen bireylerin, kısa vadeli sarsıntılara ve stres verici olaylara karşı daha yüksek bir zihinsel dayanıklılık sergileme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.
Bu dayanıklılığı artırmanın bir yolu, eski fotoğraflara göz atmak ve aile, arkadaşlar, gönüllü çalışmalar veya kariyer başarıları gibi hayatı anlamlı kılan değerleri hatırlamak.
Geçmiş anıları canlandırmak, geçmişle güçlü bir bağ kurmaya yardımcı olurken, aynı zamanda yakın zamanda yaşanan hayal kırıklıkları ve kaygılara daha geniş, bütünsel bir perspektiften bakılmasını sağlar; bu da olumsuz duyguların etkisini hafifletir.
CUMA: DOĞANIN HUŞU VEREN GÜCÜ
Günlük koşuşturmanın getirdiği baskı altında bunalmış hissetmek, zihnin gelip geçici, küçük endişelere kapılmasına neden olabilir.
Bu durumu aşmak için bilim insanları, 'huşu duyma' veya 'hayranlık hissi'nin pozitif etkileriyle yakından ilgileniyor.
Bu duygu; ister yıldızlarla dolu bir gökyüzünü izlemek, ister heybetli bir doğa harikasının önünde durmak olsun, kişinin kendinden çok daha büyük bir güce veya varlığa hayranlık duymasıyla ortaya çıkar ve zihni adeta genişletir.
Araştırmalar, bu tür deneyimlerin insanları daha mutlu, daha fedakar, daha az sabırsız ve daha az kaygılı yaptığını gösteriyor.
Hatta sadece hayranlık uyandıran bir deneyim hakkında birkaç dakika yazı yazmak bile benzer psikolojik faydaları tetikleyebilir.
Bilim başardı! Kırık tedavisinde ameliyat tarihe karışıyor
CUMARTESİ: FARKINDALIK VE KEYİFLERİ SIFIRLAMA
Eskiden keyif veren aktiviteler artık sizi tatmin etmiyorsa, 'hedonik koşu bandı' adı verilen bir psikolojik süreç yaşıyor olabilirsiniz.
Bu monotonluktan sıyrılmak ve ilk neşe hissini yeniden keşfetmek için, sevdiğiniz bir yiyecek veya içecek gibi keyif kaynağınızdan bir hafta boyunca bilinçli olarak uzak durmayı deneyebilirsiniz.
Bu 7 günlük yoksunluk sonunda, 'koşu bandı' hissinin sıfırlandığını ve o keyfi yeniden tam anlamıyla hissetmeye başladığınızı göreceksiniz.
Bu süreç, sizi yeni eğlence kaynakları aramaya da teşvik edebilir.
Eğer uzun bir yoksunluk size zahmetli gelirse, en azından favori aktiviteniz sırasında 'farkındalık' (mindfulness) uygulamayı deneyin.
Örneğin, kahvenizden bir yudum alırken, o anki kokusuna, sıcaklığına ve damağınızdaki karmaşık aroma senfonisine odaklanın.
Bu tür bilinçli farkındalık pratikleri, yaşamın küçük zevklerini daha derinlemesine takdir etmenize ve stres ile kaygıyı azaltmanıza yardımcı olur.
PAZAR: KENDİNE ŞEFKAT VE POZİTİF DUYGULAR
İtalyanların ünlü atasözü, "La lingua batte dove il dente duole" (Dil, dişin ağrıdığı yeri arar), zihnimizin geçmiş acılara ve olumsuz deneyimlere odaklanma eğilimini mükemmel bir şekilde özetler.
Psikologlar, özellikle suçluluk duygusunun ters etki yarattığını ve sadece kaygı ile mutsuzluk yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda umutsuzluk hissi nedeniyle gelecekteki zorluklara daha kolay boyun eğmemize neden olduğunu belirtiyor.
Bu nedenle, günde birkaç dakikanızı kendinize yönelik olumlu duygular geliştirmeye ayırmak, yani öz şefkat uygulamak, hem genel mutluluk seviyenizi hem de hayatınızdaki zorluklarla başa çıkma irade gücünüzü kayda değer ölçüde artırabilir.

