Türkiye'de son dönemde gözlemlenen siyasi ve hukuki anormallikler ile günlük yaşamı giderek çekilmez kılan kaba davranışlar arasında doğrudan bir bağ olduğu düşünülüyor.
Nezaketin, kurallara uymanın ve empati kurmanın azaldığı, düşüncesizliğin ve duyarsızlığın ise sıradanlaştığı bir toplumsal iklimde yaşıyoruz.
Bu durum, toplumsal bağların zayıflamasının ve cezasızlık algısının yaygınlaşmasının bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Gündelik yaşamda karşılaşılan bu kuralsızlık, bireylerin tahammül seviyesini düşürürken, pek çok kişide bıkkınlık ve yorgunluk hissi yaratıyor.
Bu taktikle kimse size bir daha hakaret edemeyecek!
KALDIRIM İŞGALİ ENGELLENEMİYOR
Özellikle büyükşehirlerde yaşayanların en büyük sorunlarından biri, kaldırım terörü haline gelen motosiklet ve scooter kullanımı.
Yaya kaldırımlarının motosikletler tarafından işgal edilmesi, şehirde yürüme özgürlüğünü tehlikeye atıyor.
Uzun yıllar önce yemek işletmelerinin başlattığı kaldırım işgali, şimdi motosiklet ve scooter kullanıcıları tarafından pervasızca sürdürülüyor.
Bu duruma karşı kamu idarecilerinin yeterli önlem almaması, sorunun daha da büyümesine yol açıyor.
Benzer şekilde, scooter kullanıcılarının, "Burası kaldırım, bizi ezeceksiniz" uyarılarına karşı tepkisiz kalması, bu kuralsızlığın ne denli kökleştiğini gösteriyor.
Bilim açıkladı: 18-24 yaş arasını bekleyen büyük tehlike!
GÖRÜLMEMİŞ DAVRANIŞLAR: TELEFON VE SIRT ÇANTASI TERÖRÜ
Murat Sevinç'in Diken'deki yazısına göre, toplu taşıma araçları da ne yazık ki kural tanımazlığın yeni adresi haline geldi.
Kalabalık bir ortamda sırt çantasını çıkarmayanlar, yolculuk yapan diğer insanlara rahatsızlık veriyor.
Daha da yaygınlaşan bir sorun ise, toplu taşıma araçlarında yüksek sesle telefonla konuşanlar ve video izleyenler.
Bu durum, özellikle uzun yolculukları kabusa çeviriyor ve diğer yolcuların huzurunu kaçırıyor.
Bu kaba davranışa karşı uyarıda bulunanlar ise genellikle olumsuz tepkilerle karşılaşıyor.
Bir diğer dikkat çeken sorun ise, yürüyen merdivenlerde sağda durma kuralına riayet edilmemesi.
Özellikle Ankara'da bu kuralın yerleşmemesi, başkentliler arasında bile anlaşmazlıklara yol açabiliyor.
Sistem çürümüş! Türkiye'deki 'tırışkadan işler' gerçeği
KONTROL DIŞI KAMU HİZMETLERİ VE SİYASİ YANSIMALAR
Başkent Ankara'da halk otobüsü ve dolmuşları, başlı başına bir sorun olarak öne çıkıyor.
Yolculara, özellikle de yaşlılara karşı kaba ve saygısız davranan şoförler, uzun yıllardır çözülemeyen bir problem.
Yerel yönetimlerin bu soruna yeterince eğilmemesi, halkın güvenli ve konforlu bir toplu taşıma hizmeti alma hakkını engelliyor.
Günlük yaşamda yaşanan bu kuralsızlık ve nezaketsizlik, ülkenin genel siyasi ve hukuki durumuyla da yakından ilişkili görülüyor.
Bağımsız medyadan gelen haberler, her gün benzer olayların yaşandığını gösteriyor: Maden izinleri, hukuki keyfiyetler, yolsuzluk iddiaları, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakaları.
Bu haberler, toplumun moralini bozuyor ve umutsuzluk duygusunu pekiştiriyor.
Siyasal ve toplumsal koşulların değişimi uzun yıllar alacak olsa da, bireysel çabalar ve görgü kurallarının hatırlatılması ile pervasızlığın bir nebze olsun azaltılabileceği düşünülüyor.
Toplu taşıma araçlarında ve kaldırımlarda yapılacak bilgilendirme anonsları ve cezalar, kurallara uyumu artırabilir.
Ancak nihai çözümün, toplumsal yapının yeniden inşasıyla mümkün olacağı belirtiliyor.
