Yaklaşık 4.000 yıl önce Mısır’da evcilleştirilmeye başlandığı düşünülen kediler, firavunlar ülkesinin kültürel ve dini dokusuna derinden işlemiştir. Sadece zararlıları avlayarak tahıl depolarını korumakla kalmayan bu soylu hayvanlar, aynı zamanda tanrısal özellikler taşıyan figürler olarak saygı görmüşlerdir. Modern bilimin ışığında, Antik Mısır kedilerinin tarihi yolculuğu ve keşfedilme süreçleri, bu medeniyetin hayvan sevgisini ve inanç sistemini anlamak için kritik ipuçları sunuyor.
ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ
Antik Mısır’daki evcil kedilerin, günümüzdeki Felis silvestris lybica (Afrika Vahşi Kedisi) türünden türediği kabul edilmektedir. Bu kediler, ince ve zarif yapılarıyla, uzun bacakları ve sivri kulaklarıyla tanınırlardı. Başlangıçta Mısırlılar tarafından faydacı amaçlarla, özellikle yılan ve kemirgenlerle mücadele için kullanıldılar.

İlk evcilleşme izleri, Nil Vadisi'ndeki tarım topluluklarının tahıl depolarını koruma ihtiyacıyla ortaya çıktı. Genellikle çizgili ve benekli tüy yapısına sahip olmaları, vahşi atalarına olan yakınlıklarını gösteriyordu.
TARİHTEKİ YERİ VE KÜLTÜREL ÖNEMİ
Mısır kültüründe kedi, avcı yetenekleri ve gizemli doğası nedeniyle büyük bir saygı görüyordu.
Kutsal Semboller: Kediler, özellikle savaş, güneş ve bereket tanrıçası olan Bastet (veya Bast) ile ilişkilendiriliyordu. Bastet, başlangıçta aslan başlı bir tanrıça iken zamanla kedi başlı veya tamamen kedi formunda tasvir edilmeye başlandı. Kedilere zarar vermek veya onları öldürmek en ağır suçlardan biri kabul edilirdi.

Müminlerin Yas Tutması: Tarihçi Herodot'a göre, evdeki kedi öldüğünde ev halkının kaşlarını tıraş ederek yas tutması bir gelenekti.
Mumyalama ve Keşifler: Mısırlılar, kedilerin ruhlarının öbür dünyaya geçişine yardımcı olmak amacıyla binlerce kediyi mumyaladı. Bu durum, kedilere verilen değeri ve dini inançlardaki yerini açıkça göstermektedir.
NASIL VE NEREDE KEŞFEDİLDİLER?
Antik Mısır kedilerine dair en önemli keşifler, genellikle tapınak ve mezar kalıntılarında ortaya çıkmıştır.
Tell Basta (Bubastis): Bastet kültünün merkezi olan bu şehirde ve çevresinde sayısız kedi mumyası bulunmuştur.

Mezar Resimleri: Firavun ve yüksek rütbeli kişilerin mezarlarındaki duvar resimlerinde, kedilerin ailenin bir parçası olarak tahtların altında veya av sahnelerinde yer aldığı görülür. Bu resimler, kedilerin hem pratik hem de duygusal değerini kanıtlar.
Büyük Toplu Mezarlar: 19. yüzyılda Sayın-Haggar'da (Bugün bilinen adıyla Tanis) bulunan ve milyonlarca kedi mumyası içeren toplu mezarlar, kedilere duyulan saygının boyutlarını dünya kamuoyuna sunan en çarpıcı keşiflerden biridir. Bu mumyalar, kedilerin öbür dünyada tanrılarla iletişim kuracağına dair inancın somut kanıtlarıdır.
