İki efendinin kurnaz uşağı

İki efendinin kurnaz uşağı

İtalyan gerçekçi komedisinin kurucusu Goldoni’nin ‘İki Efendinin Uşağı’ klasiği İBB Şehir Tiyatroları’nda 30 yıl sonra yeniden sahneleniyor. Kurnaz bir uşağın zenginleri parmağında oynatmasını anlatan oyunun müzikleri ise Grup Gündoğarken’e ait.

DERYA YAZGIÇ

İki Efendinin Uşağı, İtalyan halk tiyatrosu Commedia Dell’Arte’nin en önemli oyunlardan biri. 16. yüzyılda İtalya’da doğan ve daha sonra tüm Avrupa’ya yayılan Commedia Dell’Arte’yi diğer sahneleme biçimlerinden ayıran özelliği ise doğaçlamanın varlığı. Herhangi bir metne bağlı kalmadan sahneye çıkan Commedia Dell’Arte oyuncuları, yaptıkları doğaçlamalarla ustalıklarını gösterirlermiş. İki Efendinin Uşağı da Commedia Dell’Arte’nin son dönemlerine denk gelen bir oyun. Goldoni; bu oyunun bir kısmını 1745’te Pisa’da avukatlık yaptığı dönemde, oyuncu Antonio Sacchi’nin isteği üzerine yazmış. Oyunun tamamını yazması ise 1753 yılına kadar sürmüş. Günümüzde sahnelenen versiyonu da 1753’te tamamlanmış olan halidir. Goldoni’nin yüzyıllardır en çok sevilen ve en çok sahnelenen ‘İki Efendi’nin Uşağı’ oyunu, Rekin Teksoy’un çevirisi, Aslı Öngören’in rejisiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nda bu sezon itibariyle seyirciyle buluşmaya başladı. Şehir Tiyatroları’nda son oynanışından 30 yıl sonra tekrar sahnelenen oyunda uşak Truffaldino’yu Müslüm Tamer canlandırıyor.

FRANSIZ DEVRİMİ MAĞDURU

Carlo Goldoni, (1707 Venedik-1793 Paris) tiyatroyla ilgilenmeye hekim olan babasının kütüphanesindeki komedileri okuyarak başladı. 1721’de Rimini’deki okulunu terk ederek gezginci bir tiyatro kumpanyasına katıldı. Daha sonra Pavia’da papalığa ait bir yüksekokulda eğitimine devam ederken Aristophanes’in komedilerini okudu. Moliere’i okuyabilmek için Fransızca öğrendi. Pavia Üniversitesi’nde hukuk okudu ve avukatlık yapmaya başladı. Avukatlık yaparken diğer yandan Venedik’teki San Samuel Tiyatrosu için ‘Gerçek Arkadaş’ ‘Yalancı’, ‘İki Efendinin Uşağı’ gibi oyunlar yazdı. 1783’te ‘Anılar’ adlı yapıtını yazan Goldoni, Fransız Devrimi’nden sonra emekli aylığı kesildikten birkaç yıl sonra yoksulluk içinde öldü.

Goldoni, komedilerindeki karakterleri hep günlük hayatın içinden seçti. Tiyatroda doğaçlamayı kaldırıp, metne dayalı tiyatronun gelişmesini sağlamış, sonu önceden kestirilebilen farsın yerine de neşeli ve kendiliğinden gelişmeye açık hikayeler anlatmaya özen göstermiştir. Bu nedenle Goldoni, İtalyan gerçekçi komedisinin kurucusu sayılır.

20-01/05/ana-manset-2-1578216516.jpg

OYUN İÇİNDE OYUN

Tüccar Pantalone, kızı Clarice’i Dottore’nin oğlu Silvio ile evlendirmeye karar verir. Evlilik hazırlığı devam ederken birdenbire Clarice’in öldüğü sanılan nişanlısı Federigo Rasponi ortaya çıkar ve işler değişir. Herkes ne yapacağını şaşırmıştır. Oysa gelen kişi, Clarice’nin öldüğü düşünülen nişanlısı değil, Rasponi’nin erkek kılığına girip kendisini abisi gibi tanıtan kız kardeşi Beatrice’dir. Beatrice, erkek kılığına girmekteki amacı, abisini öldürmekle suçlanan fakat tabii ki masum olan sevdiği adam Florindo’yu aramaktır. Beatrice ile Florindo aynı otelde kalmalarına rağmen bir türlü karşılaşmazlar. Bu karşılaşmanın gerçekleşmemesi ise en çok uşak Truffaldino’ya yarar. Çünkü Uşak Truffaldino, daha fazla para kazanmak için ikisini de kandırır ve ikisine de uşaklık etmeye başlar. Uşağın iki efendili olduğunu saklamak için söylediği yalanlar ise zaten karışık olan olayları daha da çok karıştıracaktır.

Aslında İki Efendinin Uşağı oyununda; lüks ve bolluk içinde yaşayan zengin aşıklar, romantik hayatlarını devam ettirirken diğer yanda çok zor şartlarda para kazanıp hayatını devam ettirmeye çalışan uşağın, kıvrak zekasını da kullanarak söylediği yalanları ve bu yalanların ortaya çıkardığı komik durumları izliyoruz. Canlı bir orkestra eşliğinde devam eden oyun, seyircinin her an “Şimdi ne olacak acaba?” merakını canlı tutarak ilerleyen bir hikâyeye sahip.

20-01/05/ana-manset-2-1578216543.jpg

Oyundaki şarkıların sözleri de yönetmen Aslı Öngören’e ait. Oyunla bütünleşen sözler, Grup Gündoğarken’in ezgileriyle birleşince ortaya gerçekten çok başarılı bir iş çıkmış. Otelde sofranın hazırlandığı sahneler, oyunda en çok sevdiğim ve güldüğüm kısımlardan biri oldu. Tabi bunda fonda çalan Korsakov’un “Arıların Valsi” eserinin de payı büyük. Şarkının ritmiyle oyundaki karakterlerin hareketlerinin ritmi göz kamaştıracak kadar uyumluydu.

Oyun oldukça kalabalık kadroya sahip. Uşak Truffaldino karakterine hayat veren Müslüm Tamer’i, Clarice’ı canlandıran Dolunay Pircioğlu’nu, bahtsız damat adayı Silvio’yu oynayan Volkan Öztürk’ü ve onun babası rolünde izlediğimiz Eraslan Sağlam’ı tebrik etmeden geçemeyeceğim. Ellerine, emeklerine sağlık. Ayrıca adını sayamadığım oyuncular da dahil bütün oyuncuları da birbirinden başarılı bulduğumu da belirtmek isterim.

20-01/05/ana-manset-2-1578216561.jpg

Bence İstanbul Şehir Tiyatroları’nda bu sezon başlayan oyunlar arasında en izlenilesi oyunlardan biri olmuş. Kendinize bir iyilik yapın ve mutlaka gidip izleyin derim.

İyi seyirler…

 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN