Tıp dünyası alkali diyet ve Nobel ödüllü keten protokolü ile kansere savaş açıyor. Prof. Ahmet Özdoğan, “En azından içtiğimiz su alkali olmalı” uyarısında bulunuyor.
Kanser hücreleri anaerobiktir yani oksijenli bir ortamda yaşayamazlar. Bunu keşfeden Dr. Otto Walburg 1931 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü almıştı. İşte kansere karşı alkali diyet yaklaşımları da bu bilgi temelinde geliştirilmiş.
Temel biyoloji bilgisiyle bir molekülün ne kadar hidrojen içerirse o kadar asidik olduğunu, ne kadar oksijen içerirse de o kadar alkali olduğunu biliyoruz. Bu nedenle kan ve dokular oksijenden ne kadar zenginse toksinler o kadar hızla yok edilebiliyor. Bu da kanserli dokuların bu ortamda yaşamasını engelliyor. Alkali hücreler asidik hücrelere göre 20 kat fazla oksijen tutma yeteneğine sahip olduğundan, kanser hücrelerinin bu ortamda büyümesine izin vermiyor.
Alkali diyet ile hücreler nefes alıyor
Alkali Diyet kitabının yazarı Dr. Ayşegül Çoruhlu da oksijen miktarı az olan dokuda hücrelerin yeterince enerji üretemeyeceğini vurguluyor. Bu da hücrenin kendi kendini tamir yeteneğine engel oluyor.
Kliniklerde yatan son safhadaki kanser hastalarının normal kişilerden çok daha asitli olduğunun, idrar ve tükürük testlerinden kolayca anlaşılabildiğine de vurgu yapan Dr. Çoruhlu’ya göre, kanser hastalarının dokularındaki oksijen seviyesi de çok düşük düzeyde.
İnsan organizmasının hafif alkali olmak üzere programlandığını belirten Dr. Çoruhlu, asit yapan yiyecekler ile alkali yapanların dengede tutulmasının sağlık için şart olduğuna değiniyor. Örneğin et yiyorsak yanında yiyeceğimiz bol yeşillik asit-alkali dengesini sağlayacaktır. Suyumuzu da içine bir miktar karbonat atarak alkali yapmak mümkün.
Prof. Dr. Ahmet Özdoğan
Prof. Ahmet Özdoğan da alkali diyetin önemine değinerek, en azından içtiğimiz suyun alkali hale getirilmesinin hayati olduğuna, üzerine basa basa vurgu yapıyor.
Hangi gıda asidik hangisi alkalik?
Peki hangi gıdalar vücudumuzu asidik, hangileri alkali yapar kısaca özetleyelim.
Kömürde pişirilmiş (mangal) etler, işlenmiş etler, şeker, meşrubat, rafine masa tuzu, inek sütü, patates kızartması, beyaz pirinç, çay, mikrodalgayla ısıtılmış yiyecekler, suni tatlandırıcılar, mayonez, ketçap, kahvaltı gevrekleri, alkol, kafein, doymuş yağ, buğday, arpa ve çavdar tahmin edilebileceği gibi asidik besinler. Ayrıca uykusuzluk ve hareketsizlik de vücutta asit oranını arttırıyor.
Limon, ıspanak, soğan, sarımsak, maydanoz, brokoli, kırmızıbiber, salatalık, fasulye, tatlı patates, fındık, badem, susam, keten tohumu, zeytin, zeytinyağı, balık yağı, zerdeçal, kavun, incir, hurma, siyah turp, kuşburnu, karpuz, kırmızı pancar, armut, siyah erik, elma, kuşkonmaz, karnabahar, şalgam, pırasa, dereotu, havuç, mercimek, kereviz, erik, bezelye, patlıcan, ceviz, kahverengi pirinç, karabuğday, darı, buğday çimi, hurma, nane, kekik, karbonat, işlenmemiş doğal tuz, keçi sütü ve lor peyniri de alkali özellikte besinler.
Denge yüzde 20'ye yüzde 80 olmalı
Asit-alkali dengesinin sağlanması için uzmanlara göre günlük diyetimizin yüzde 20’sini asidik, yüzde 80’ini ise alkali gıdalardan oluşturmamız gerekiyor. Yalnız tamamen alkali odaklı bir diyet de herşeyin fazlası gibi vücuda zarar. Örneğin tamamen alkali bir diyet D vitamininin ana kaynağı olan günlük süt ürünlerinin alınmasına engel olur. Yeterli D vitamini alımının bir kişinin kanserden kurtulma şansını arttırdığı ise bilinen bir gerçek.
Kansere karşı keten tohumu yağı
Kanser tedavisinde Nobel ödüllü olan bir başka araştırmacı ise Alman Dr. Johanna Budwig. Keten tohumunun kansere iyi geldiğini kanıtlayan Dr. Budwig, keten tohumu yağı diyeti ile 1951’de Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Yağlar üzerinde uzmanlaşmış bir biyokimyacı olan ve 6 kez Nobel Ödülü’nü alan Dr. Budwig, 95 yıllık ömrü boyunca pek çok kanser hastasının bu hastalığı yenmesine yardımcı oldu.
Kanser tedavisi konusunda geliştirdiği keten protokolü bugün de Avrupa ve ABD'nin önemli tıp merkezlerinde uygulanan Dr. Budwig, keten tohumu yağının eğer taze tüketilirse kanseri etkisiz hale getireceğini ispatlamıştı.
Hücre zarı lipidler veya yağlardan oluşur. Yüksek derecede doymamış yağ asidi omega 3 yağ asitleri olarak adlandırılır. Bunlar “balık yağları” ile ilgilidir, geleneksel tıp da bunu tavsiye eder. Bu yağlar ayrıca başka gıdalarda da bulunur, ama en çok keten tohumu yağında bulunur. Ancak keten tohumunun ya evde taze öğütülerek tüketilmesi ya da çıkarıldıktan sonra dondurucuda saklanmış olması şart. Uzmanlara göre aktar veya eczanelerde oda sıcaklığında satılan keten yağları bir işe yaramadığı gibi çeşitli hastalıklara da yol açabiliyor.
