Prof. Dr. Şinasi Gündüz İsrail'in Orta Doğu'da işlediği soykırımın tarihsel arka planını değerlendirdi

Ahmet Taşgetiren ve Yusuf Ziya Cömert’in sunduğu ‘Yüzleşme’ programının 21 Aralık’ta yayınlanan bölümünün konuğu, dinler tarihçisi Prof. Dr. Şinasi Gündüz oldu. İsrail’in Orta Doğu’da uzun yıllardır gerçekleştirdiği katliamın tarihsel kökenine ilişkin kritik yorumlarda bulunan Gündüz, ‘Şu anda biz sanıyoruz ki Hamas ile İsrail savaşıyor, bu böyle değil. Küresel Siyonizm ile buna direnen insanlar savaşıyor.’ ifadelerini kullandı.

MUSTAFA SİVİŞ

Gazze’de yaşanan soykırıma dair önemli tespitlerde bulunan Gündüz, ‘Şu anda biz sanıyoruz ki Hamas ile İsrail savaşıyor, bu böyle değil. Küresel Siyonizm ile buna direnen insanlar savaşıyor. Bunun adını doğru koymamız gerekiyor. Yani İsrail dediğimiz şey sadece 3-5 milyon Yahudi demek değil, bunun arkasında Amerika var, İngiltere var.’ şeklinde konuştu.

İşte, Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün birbirinden değerli diğer yorumları…

DİNLER TARİHİ PENCERESİNDEN GAZZE’DE YAŞANAN KATLİAM

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Öncelikle aralıksız şekilde Gazze’de yapılan katliamı izlemek, bizi insanlığımızı sorgulatır bir hale getirdi. Diğer bir taraftan bakıldığında, yapılan tamamen bir soykırım ve etnik temizlik. Ama hadiseye dinler tarihi açısından bakıldığında, yaşananlar tamamen teolojik arka planla meşrulaştırılmaya çalışılan bir eylem olarak, bir cürüm olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim 7 Ekim olaylarının birkaç gün sonrasında ABD’li Senatör Lindsey Graham, ‘Bu bir din savaşı ve biz bunun arkasındayız’ demişti. Kimse dememişken ses Amerika’dan ve Avrupa’dan geliyor, adını koyuyorlar. Bu çerçevede bugün yaşanan olayın arkasında kuşkusuz tırnak içerisinde söylüyorum ‘Bir din savaşının’ ötesinde, İsrail’i Orta Doğu’da bir uç karakolu olarak gören Batılı güçlerin yöreye yönelik çıkar ve menfaatlerini pekiştirme yönündeki bir adımı var. Kimilerinin dediği gibi bu olay 7 Ekim’de başlamadı, 1917’ye kadar ve hatta daha da geriye kadar götürmek mümkün.

YAŞANANLARIN ARKASINDA NE ÖLÇÜDE DİN VAR, YAHUDİLİK BU KONUDA NE DİYOR?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Dini metinler objektif bir şekilde okunduğunda, iki önemli temel değer üzerinde kendilerini ifade ediyor. Biri hakikattir diğer de kurtuluştur. Bu öğretilerde dinler genellikle çatışmacı değil uzlaşmacı bir dil ile hitap ederler. Mesela ‘İnsanları katledin, öldürün’ diyen hiçbir din yoktur. Ama bununla birlikte dinin bu söylemi şu ya da bu şekilde çoğu zaman başvurulan şiddet olayında bir tarafa bırakılmış ve yorumlanarak farklı bir bağlamda analiz edilmeye anlaşılmaya çalışılmıştır. Baktığımızda, kuruluşunda kendisini sevgi dini olarak niteleyen Hristiyanlık, Haçlı Seferlerine, 2 büyük Dünya Savaşına dönüşmüştür, bunların ana aktörleri Hristiyanlardır.

Şimdi Yahudi geleneğinde ve kutsal kitabında, ‘Öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, başkasının malına ve canına kastetmeyeceksin’ değerleri öndeyken bir anda yaşayan kehanetler ön plana çıktı. Netanyahu ve çevresindekiler, Gazze’deki insanları bir anda şeytanlaştırdı.

Yahudi tarihinde, Yahudiler kendilerine düşmanlık eden herkese karşı köken mitoslar üretmişlerdir. Tarih üretiyorlar ve bu tarih üzerinden bugünü anlatmaya, meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

İsrailliler, Gazze’de binlerce kadın, çocuk öldürdüler. Bu katliamı nasıl meşrulaştırabilirler? Onları insan olarak göremeyerek yapıyorlar. Bu şekilde zihinlerinde ötekileştirip, şeytanlaştırdığınız zaman her cürüm beyninizde meşru hale gelmiş oluyor. Biz bunlara Hristiyan Siyonistler diyoruz, bunların hatırı sayılır bir kesimi de Evanjelistler’den oluşuyor. Bunlar kendi zihinlerinde yaşanan katliamı dini anlamda meşrulaştırıyor. Bir suçun, eylemin ve canice yapılan bir katliamın zihinde meşrulaştırılması ona haklılık kazandırıyor. Bir zulüm var ortada ama onlar ‘Bu zulüm sayılmaz’ diyor.

1-18.jpg

YAHUDİLİK Mİ MUSEVİLİK Mİ?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Aslında tek tip bir Yahudilik yok, öncelikle bunun altını çizmek gerekiyor. Ortodoks Yahudilik dediğimiz aslında milli kökenli bir dindir. Bu durumda da İsrailoğulları’ndan olmak ile Yahudi olmak bir görülüyor. Bu çerçevede Yahudilikte, tüm dini değerler aynı zamanda millidir. Yahudilerin tanrısı İsrailoğulları’nın tanrısıdır. Yahudilikte iki önemli motivasyon vardır. Birisi kendilerini seçilmiş olarak görmeleri, yani etnik kimlik üzerinden bir seçilmişlik. İkincisi de ‘Tanrı bu halka özel bir toprağı mahsus etmiştir’ motivasyonudur. Bunlar Yahudi zihin yapısını şekillendiriyor. ‘Diğerlerine yaptığımız uygulamalardan dolayı tanrı bizi hesaba çekmez’ şeklinde düşünüyorlar. Tabi ki Kur’an bunları yalanlıyor.

HRİSTİYAN VE YAHUDİ İLİŞKİSİNİN TARİHSEL ARKA PLANI

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Şimdi bunu doğru anlayabilmek için Hristiyan Siyonizmi’nin teşekkülüne bakmak lazım. Müslümanların tarihsel geçmişine bakıldığında çok kısa bir süre için Yahudiler ile sorunlar var, gerisine bakıldığında Müslümanlar her zaman Yahudileri korumuş, sahip çıkmışlardır. Ama genel anlamda bakıldığında, Yahudiler her zaman Hristiyanlar ile sorun yaşamışlar. Orta Çağlar’da Hristiyanlar, Yahudileri şeytan olarak görüyor. Hatta Martin Luther’in ‘Yahudiler ve Yalanlarına Dair’ diye meşhur bir kitabı vardır. Orada her şeyden Yahudileri sorumlu tutmuşlar. Hatta bundan dolayı ABD’de 20. Yüzyılın başlarında yazılan bir kitabın başlığında ‘Hitler’in manevi atası Martin Luther’dir denilmiştir. Bakıldığında Luther’in bu kitabı Yahudi düşmanlığının en zirve noktasıdır. Antisemitizm kavramı bizim kültürümüzün ürettiği bir kavram değil, Hristiyan dünyanın ürettiği bir şeydir. Ama Luther’in kendi Protestan teolojisinde dini anlarken ‘Yalnızca kutsal metin’ diye bir anlayış var. Bunu da esas anlam olarak kabul ediyor, Hristiyanlığı özüne döndürmeye çalışıyor. Ve Luther’in bu yaklaşımı ondan sonra bazı Protestanlar arasında sadece metinin yüzeysel anlamının temel alınmasını sağlayan bir yaklaşımı ortaya çıkartıyor. Bu çerçevede, bazıları okuyor ve ‘Tanrı İsrailoğullarını seçmiş’ şeklinde bir anlam çıkartıyor.

Başka neyi görüyorlar? Yeni Ahit’i okuyorlar. Burayı okurken, o metnin özünü tanrı oğlu olarak görülen İsa Mesih’in tekrar yeryüzüne gelişi oluşturuyor şeklinde kabul ediyorlar. Ve bu metin ‘İsa yeryüzüne gelmeden birtakım olaylar olacak ve Yahudiler bu olaylarda başrol’ diyor. Yahudiler vadedilmiş topraklara geleceği ve savaşacağı söyleniyor. Sonra da tüm Yahudilerin Hristiyanlığa geçeceğine inanılıyor. Ardından İsa Mesih yeryüzüne gelerek tanrının krallığını kuracak, bu da bin yıl sürecek şeklinde düşünüyorlar. Böyle bir beklenti var, insanlar bunu okuyor ve ‘Bu ortamın oluşması için Yahudilerin desteklenmesi bizim dini bir görevimizdir’ diyorlar. 17. ve 19. Yüzyılın başlarıyla birlikte bu düşünce çok yaygınlaşıyor. ABD’de ve İngiltere’de Yahudilerin Orta Doğu’daki topraklara dönmesini savunan açıklamalar var. Bunlar Siyonizm’den çok önce ortaya atılan söylemler. Biden’a baktığımızda ‘Ben de Siyonistim’ dedi.

HRİSTİYANLAR SİYONİZMİ BENİMSERKEN AYNI ZAMANDA NASIL ANTİSEMİTİK OLABİLİYOR?

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Şimdi şöyle, Hristiyanlık açısından baktığımızda Yahudilik miladını doldurmuş bir dindir, bu nedenle Eski Ahit diyorlar. Orta Çağ’dan itibaren Yahudiler İsa’nın katili olarak görülüyor. Yahudilere yönelik pek çok katliamın arkasında onları canavarlaştıran dedikodular vardı. Antisemitizm geçmişte çok yaygındı şu anda da Batı geleneğinde çok yaygın. Ama özellikle 20. Yüzyılın ilk çeyreğiyle birlikte batılı emperyalist güçlerin, başta da İngiltere olmak üzere bu coğrafyaya yönelik siyasi, askeri ve ekonomik hesap, plan projeleri ve bunun önemli bir ayağını oluşturan Siyonist İsrail’in teşekkül ettirilmesi her şeyi değiştirdi. 2.Dünya Savaşı’nda Holokost yaşandı ve bundan önce Yahudilerin büyük bir kısmı bu plana sıcak bakmıyordu.

2. Dünya Savaşı’na kadar dindar Yahudilerin büyük bir kısmı Siyonizm karşıtıydı. Siyonizm dini bir akım değildi, seküler bir hareketti. Yahudilere ulus devlet oluşturma hedefiyle yola çıkmışlardı. Nazi dönemine kadar Yahudilerin genel pozisyonu Siyonizm karşıtlığıydı. Ama Nazi dönemindeki o sistematik katliam, bir anda Yahudileri bu projeyi satın almaya, içselleştirmeye teşvik etti. Bundan sonra da Siyonizm akın akın siyasi bir hareket olmaktan çıkarak dini bir harekete dönüştü, kendi teolojisini üretti, teopolitik bir akıma dönüştü.

2-5.jpg

MESİH İNANCI VE EVANJELİZM

Prof. Dr. Şinasi Gündüz: Hristiyanlar peki buna neden destek veriyor? Tabi ki onlar Yahudi bir Mesih beklemiyorlar. Ama Hristiyanlıkta Deccal Yahudilerin arasından çıkacak diye bir inanç var. Hristiyanlar ‘Mesih kesinlikle gelecektir’ diyorlar çünkü onlarda, bu bir iman esasıdır. Fakat İsa Mesih’in yeryüzüne gelişi için tanrının özel bir rol verdiği Yahudilerin bu topraklara gelmesi ve mabedi inşa etmeleri gerekiyor. Onlara göre, tüm bu konularda verilecek olan tüm destek dini bir vecibedir. Evanjelist kiliseler ABD tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir.

Evanjelik cemaat çok güçlüdür ve Amerika’nın kurucu babaları olarak kabul edilirler. Bu zihin yapısı, din ve dini tutum açısından çok tutucudur. Kendilerini yeniden doğmuş Hristiyanlar olarak kabul ederler. Metin merkezli din anlayışıyla kendilerini ifade ederler. Bunlar, tırnak içerisinde söylüyorum ‘Amerikan milliyetçisidir’. Amerika onlara göre tanrının ülkesidir. Yahudi Siyonizmini inşa eden yapı Hristiyan Siyonizmidir. Kavramın kendisi çok eskidir ve Hristiyanlar bir an önce Yahudiliği vaat edilmiş topraklara göndermeye çalışıyor.

Bunun için belirtilen bölgenin işgal ettirilmesi ve kendileri için bu toprakların korunması gerekiyor. İsrail, Batı dünyası için kesinlikle bir karakoldur. Hem Batı dünyası İsrail’i hem de İsrail Batı dünyasını kullanıyor, bunlar birbirilerine bağımlı yapılar. ABD’li politikacılar, İsrail’i Orta Doğu’da Amerika’nın çıkarlarını koruyan bir gemi olarak görüyor.

Burada ‘Kim kimi kullanıyor?’ diye bakıldığında, ABD’de ülkenin ekonomisinden medyasına kadar siyasetinden dış politikasına kadar egemen olan zihniyet, bu küresel Siyonizm dediğimiz zihniyettir. Bu yapı, ABD’de çok güçlü bir lobidir ve sadece Yahudilerden oluşmuyorlar. Ama diğer taraftan Hristiyan Siyonist lobisi ABD’de çok güçlüdür, ülkeyi onlar yönetiyorlar.

Şu anda biz sanıyoruz ki Hamas ile İsrail savaşıyor, bu böyle değil. Küresel Siyonizm ile buna direnen insanlar savaşıyor. Bunun adını doğru koymamız gerekiyor. Yani İsrail dediğimiz şey sadece 3-5 milyon Yahudi demek değil, bunun arkasında Amerika var, İngiltere var.