Korucular Çözüm Süreci'nde kan davalarından korkuyor!

Korucular Çözüm Süreci'nde kan davalarından korkuyor!

Süreç Araştırma Merkezi tarafından 100'den fazla korucu ile görüşülerek yapılan saha araştırması, sayıları 100 bini bulan köy korucularının trajik hayatlarını ve korkularını gözler önüne seriyor. Arada kalmışlık travması yaşayan korucular şu sıralar en çok sistemin lağvedilmesinden endişe ediyor.

Süreç Araştırma Merkezi, Açık Toplum Vakfı ve Sabancı Üniversitesi Politikalar Merkezi desteğiyle çarpıcı bir araştırmaya imza attı. Köy Koruculuğu üzerine akademisyenlerle beraber 26 lokasyonda saha çalışması yapan merkez, bu alandaki en kapsamlı araştırma raporunu hazırladı. Çözüm Süreci paralelinde bölgede değişen dengeleri ve sayıları 100 bine yaklaşan köy korucularının endişelerini yüz yüze görüşmelerle ortaya koyan rapor bir yılda tamamlandı. Karar.com’a konuşan Süreç Araştırma Merkezi direktörü Murat Sofuoğlu, “Geçici Köy Koruculuğu sisteminin mevcut durumunu anlamanın, karşılıklı silahsızlanmanın sağlanması bakımından Çözüm Süreci için kritik olacağını düşündük. Bu sebeple Şırnak, Mardin, Van ve Hakkari’de sınır köylere kadar 100’den fazla korucu ile görüştük” dedi.

15-05/02/a.jpgTerörün en yoğun yaşandığı 26 lokasyonda yapılan saha araştırmasına göre korucular Çözüm Süreci'nde en çok, emekli olamadan sistemin lağvedilmesinden ve PKK tehditlerinden korkuyor.  

Kürt Arap Azeri Yezidi korucularla konuştular

Araştırma, Beytüşşebap’ın Mezran gibi en ücra beldelerinden Uludere’nin Roboskili amcalarına, Irak Kürdistanı peşmerge karakollarına manzaralı dağ köylerinden İran sınırındaki Şemdinli’ye, Erciş’in Kırgız köyü Ulupamirler’den Midyat’ın Arap Korucularının yerleşik olduğu Şenköyü’ne, Suriye sınırında Nusaybin’e, Edremit’in Azeri yerleşim birimlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede gerçekleştirildi. Bu yelpazede Kürt, Arap, Azeri ve hatta Yezidi korucularla görüşmeler sağlandı.

15-05/02/20150429_191313-1430569720.jpg

Murat Sofuoğlu'nun proje koordinatörü olduğu ekipte, Doç Dr. Evren Balta (Yıldız Teknik Üniversitesi), Yrd. Doç. Murat Yüksel (Koç Üniversitesi) ve Yasemin Acar bulunuyor.

Görüşülen korucuların çoğunun gelecekleri bakımından ciddi kaygılar içinde olduğunu ve devlet tarafından terk edilmiş hissettiklerini belirten Sofuoğlu, “Korucuların haklarını alması için dağa mı çıkmaları gerektiğini soranlar bile oldu” dedi. Raporda, korucuların hangi şartlar altında korucu oldukları, korucu olmayan Kürtler tarafından dışlanmışlıkları, askerin kendilerine yaklaşımı, aile hayatları, korkuları ve endişeleri gibi onlarca konu başlığına detaylıca yer veriliyor.

Benden ruhumu aldılar

Araştırma raporundaki en etkileyici kısımlar koruculuğa başlama hikayelerinin içinde yer alıyor. Bir kısmı zorla korucu yapıldığını söylerken, bir kısmı da suyunu kaybetmemek, teröristler tarafından kaçırılıp öldürülmemek ya da köyünün boşaltılmasını engellemek gibi sebepler sayıyor.  

# PKK’da Hogir diye biri vardı, hangi köye geldiyse ileri gelenleri alıp boğazını kesiyordu. Hogir bizi de almaya çalıştı. Ama Jirqi aşireti birbirine sahip çıkan bir aşirettir, hepimiz bir araya geldik ve korucu olmaya karar verdik. 

# Apocular çıktı dediler ben lise ikideyken. Bir gece babamla oturup ajans haberleri dinlerken, birden silah sesleri duyduk ve aşağı mahalleye gittik. Her tarafta kan vardı. Hepsi kendi akrabalarımdı yerde yatanlar. Kuzenlerim öldürülmüştü. Biz de korucu olmaya karar verdik.

# 1985 yılında devlet geldi, korucu olacaksınız dedi. Bizi bir camiye topladılar, kura çektiler. Kurada benim de ismim çıktı. Korucu olamk istemedim, itiraz ettim. Ben Kürdüm, nasıl yapayım dedim. Fakat yapmak zorunda kaldım. Benden ruhumu aldılar.

15-05/02/aa.jpgKimi mecbur tutulduğu için, kimi su için kimi de başka iş olmadığı için korucu olmuş. 

Korucu şeytan gibi ama erler bizim evlatlarımız

# Kurada adı çıkıp maddi durumu iyi olanlar Avrupa’ya göç etti. Kaçtılar buradan. Eşime koruculuk çıkınca deliye döndüm. Korucuları  görünce şeytan görmüş gibi oluyorum. Ama erleri görünce seviniyorum. Onlar da bizim çocuklarımızdır, sonuçta mecburen askere gidiyorlar, onlara da çok dua ediyorum.

# Koruculuk bir davadır, koruculuk olmasaydı Türkiye Suriye gibi olurdu. Korucu olarak Kuzey Irak’a kadar gittik. Köyün güvenliğini sağlıyorduk. Köyü muhafaza ediyorduk. 

# 1987’den beri korucuyum, 9 çocuğum var. Koruculuğu TV’de duydum. Kadrolu iş diye istedim. Ama bize köy bekçisi olacaksın dediler. Ben nerden bileyim ne yapacağım. Apoculardan falan haberim yoktu o zaman.

# Buradaki geçim kaynağı hayvancılık. Köyden dışarı 200 hane gitti. Nedeni terör değil su sorunu. Korucu olursak bu konuda etkisi olur diye düşündük. Bir de düşünün biz korucu olmuyoruz, öteki köy oluyor. Suyumuz elden giderdi.

# 98’den beri korucuyum. 93’de köy boşaltıldı ve başka işimiz yoktu. Burada ya korucu olacaksın ya da kaçakçı olacaksın başka yolu yok...

Görüşülen koruculardan bazıları da operasyonlara gönderileceklerini bilmeden bu işe girdiklerini söylüyor.

# Korucu olduğumuzda biz operasyonlara gönderiliyorduk. Ben 1997’de 27 gün Kuzey Irak’ta kaldım. Ailemin benden hiç haberi olmadı, bir kez de 18 gün kaldım. Güya bizi kılavuz olarak kullanıyorlardı, ama ben Kuzey Irak’ı bilmiyordum.

# Operasyonlara kılavuzluk yapıyorduk güya. Buraları iyi biliyoruz bahanesiyle götürüyorlardı. Halbuki bilmiyordum. Pek çok arkadaşım ve ben Kuzey Irak’a operasyona gitmek zorunda bırakıldık. Haftalarca orada kaldık.

# Sürekli askerlerin önündeydik ve hep en öndeydik, mayınlara basıyorduk. Yem olarak kullanılıyorduk. Artık öyle olmuştu ki 1 asker 10 korucu operasyona gidiyorduk.

15-05/02/aaaa.jpgSürekli olarak PKK'dan tehdit aldığını belirten korucular, Çözüm Süreci'yle beraber daha da
baskı altına alındıklarını, hayatlarından ve geleceklerinden endişe duyduklarını söylüyor.

Kürtler askerle barışır ama korucuyla asla...

Raporda en dikkat çeken bölümlerden biri de korucuların dışlanmış ve değersiz hissetmeleriyle ilgili konuşmalarının yer aldığı kısımlar.

# Buradaki BDP’liler “devlet sizi limon gibi sıktı. Sizi kullanıyor ve sizi işiniz bitince çöpe atacak” diyorlar. Sahte okey gibi hissediyorum.

# Halkın bir kısmı bizi kabullenemiyor. Bize sürekli ispiyoncu deniliyor. Devlet de tam sahip çıkmıyor. Korucunun şehidi bile tam şehit değil.

# Belediye tarafından haksızlığa uğruyoruz. Devletten, askerden çok bize kızıyorlar.

# Halkın bize ekmek bile vermediği oluyor. Bir hastam vardı, acil taksi lazım oldu. 500 lira verdim, yine de taksiye almadılar bizi.

# Korucular üzerindeki baskı eskisinden daha çok. Çözüm Süreci’nde bize çok baskı yapılıyor. Toplum içinde korucuyuz diyemiyoruz. Bize hakaret ediyorlar.

# Sokakta can güvenliğimiz yok. Silahlarımızı yanımıza alamıyoruz. Görüp de korucu olduğumuzu anlarlarsa yaşatmazlar.

# Biz köy değil dağ korucusuyuz. Koruculuk köleliktir. 

# Asker vatandaşa iyi davranıyor, çay veriyor. Fakat bir korucu yanına gittiğinde ona köpek gibi davranıyorlar.

# Koruculuk fitne gibidir. Bu korucu sistemi olmasaydı barış ortamı sağlanırdı.

# Silah şiddettir, şeytandır. Biz bunu taşıdığımız sürece Şeytan bizimle beraberdir.

# Kürtler askerle devletle barışır ama korucularla barışmaz. Çünkü öteki zaten yabancı ama korucu kendi Kürt kardeşi.

15-05/02/aaa-1430568281.jpg
Anadolu köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu, koruculuk
sisteminin bölgenin gerçeklerine dikkat ederek lağvedilmezse, yeni kan
davalarının ortaya çıkacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Koruculara sahip çıkılmazsa Apoculuk sistemine dönülür

Raporun sonuç bölümü, silahsızlanma sürecinde korucuların başka işlere yerleştirilmesi ve toplumla yeniden kaynaştırılması, güvenliklerinin sağlanması gibi maddeler yer alıyor. Zira görüşmelerde “Bugün bu koruculara sahip çıkılmazsa, yarın öbür gün buranın insanı eski yere dönebilir, Apoculuk sistemine geçebilir...” gibi yorumlarda bulunanlar yok değil. Koruculuk sistemi silahsızlanma sürecinde sosyal yapı içinde kendine bir yer edinemezse, bölgede başka bir kronik sorun oluşturmasından korkuluyor. 

Sistem lağvedilirken kan davaları çıkabilir 

Anadolu köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen de konuyla ilgili olarak, “Devlet bu bölgenin gerçeklerini, bütün sosyolojik, psikolojik boyutlarını ele almadan bu sistemin lağvedilmesini gerçekleştirirse, burada bireysel kan davalarına dönüşmesi tehlikesi var ve bu korucularımızda ister istemez psikolojik bir rahatsızlık yaratıyor. Belki onları hırçınlaştıran, sinirli yapan budur” diyor.

“Bizi sokaklara inmeye, baş kaldırmaya, isyan ettirmeye mecbur bırakmayın. Korucu bu bölgenin sigortası, şah damarıdır. Bu şah damar kesilirse, patlarsa bu ülkenin akıbetinin belirsizliğe sürüleceğini düşünüyoruz” açıklamasında bulunan Sözen, PKK’nın hala korucuları kaçırdığını ve elinde esir tuttuğunu da belirtiyor. Süreç başladığından bu yana 11 korucunun öldürüldüğünü açıklayan Sözen, “PKK hala kaçırma listeleri yapıyor” diyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN