Türk yayıncılık tarihinin nabzı, gönlümüzdeki kayıtlı adıyla Babıali, günümüz adıyla Cağaloğlu... Hepimizin yolu bir dönem bu semtten geçti. Doksanların gençleri olarak bizler, Cağaloğlu’nun o son şaşalı dönemlerine tanıklık ettik. Nuruosmaniye’den Çatalçeşme’ye, oradan Sirkeci’ye inerken sağlı sollu dükkanların büyük kısmı kitap kokusuyla, matbaa mürekkebiyle yoğruluydu. İşte bu muhit, yani Türk matbuatının can damarı, ne yazık ki son yirmi yılda acı bir dağılma yaşadı. Kimi yayınevi kapandı, kimi şehirden koptu; ardında otellere, turistik karmaşaya teslim edilmiş boş bir kültürel bellek bıraktı.
Bu hafta sonu, Fatih Belediyesi’nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iş birliğinde hayata geçirdiği ‘Cağaloğlu Kitapçılar Sokağı’ projesinin açılışındaydım. Açılış kalabalıktı, heyecanlıydı, öte yandan içimizde büyük bir hüzün de taşıyorduk. Çünkü mesele, zamanında korumayı beceremediğimiz bir mirası, büyük bir yıkımın ardından yeniden ihya etme çabasıydı.
Sohbet ettiğimiz yayıncı dostlarla ortak kaygımız şuydu: Büyük şair Sezai Karakoç’un 50 yıl boyunca Diriliş Yayınları’na ev sahipliği yapan binası, 2014’te otel yapılınca yayınevinin Haseki’ye taşınmak zorunda kalmasını daha dün gibi hatırlıyoruz. Maalesef bizde önce kıyım, sonra ihya var. Avrupa ülkelerinde bu kıyımlar yaşanmazken, biz bu kültürel belleğin dağılmasına müsaade ettik. Bu büyük bedelin ardından gelen bu ‘Kitapçılar Sokağı’ girişimi, bu nedenle sadece bir mekân açılışından çok daha fazlası.
KİTABEVİ’NİN O ESKİ SEMBOLİK MASASI DA BURAYA TAŞINDI
15 Kasım’da hizmete açılan 12 dükkânda, 11 yayıncı ve bir belediye kafesi yer alıyor. Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, açılışta yaptığı konuşmada projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel hayali olduğuna işaret etti. Turan’ın, yedi yıllık başkanlık dönemindeki en önemli beş işinden birinin bu proje olduğunu söylemesi ise bu girişimin siyasi irade nezdindeki yüksek önceliğini gösteriyordu. Başkan Turan’ın vurguladığı önemli bir diğer detay ise, tahsis edilen dükkânlarda sadece kitap satılmasına izin verilmesiydi. Bu, Cağaloğlu’nun turistik kimliğe teslim olmamasına yönelik net bir duruşun ifadesi. Sokaktaki yayıncılar arasında bizi en çok duygulandıranlar, Cağaloğlu’nun dağılma sürecinde taşınmak zorunda kalan, muhafazakâr/İslamcı kuşağın yetişmesinde anahtar rol oynayan İz ve İnsan Yayınevleri’nin bir nevi geri dönüşü oldu. Ancak en dokunaklı an, pandemi ve ekonomik krize dayanamayıp kapanan Kitabevi Yayınları’ndaydı. Sahibi Mehmet Varış, Cağaloğlu’nun şaşaalı günlerinde âlimlerin, şairlerin ve yazarların merkezi olan o eski ahşap masayı dükkânına getirmiş, adeta hatırayı geleceğe taşıyan bir köprü kurmuş. O masada yine o özel buluşmalar olacak mı? Hepimizin umudu bu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ MESELE
Açılışın güzelliğini ve heyecanını takdir etmekle birlikte, esas mesele sürdürülebilirlik. Yayıncılar, dükkânları cüzi kiralarla kiraladıklarını belirtiyor ki, bu ekonomik ortamda yayınevleri için büyük bir destek. Ancak nihayetinde burası artık tamamen turizm bölgesi. Kitapçılar Sokağı’na okur, yazar ve kitap tutkunları nasıl çekilecek? Çünkü Cağaloğlu’nun ruhunu yaşatacak olan, sadece dükkânlar değil, o dükkânların içindeki kültürel akış ve okur trafiği... Bu konuda hepimize görev düşüyor. Bu sadece Fatih Belediyesi’nin ya da yayıncıların değil; yazara, çizere, gazeteciye, kurumlara ve en önemlisi okura düşen bir sorumluluk. Babıali’nin hayali yeniden canlanıyorsa, hep birlikte bu ateşi körüklemeli, o eski masanın etrafını yeniden doldurmalıyız.
GÜNDÜZ DE GEZEBİLİRSİNİZ AKŞAM DA
Kitapçılar Sokağı, bize tanıdık olan o eski coğrafyada, Alemdar Mahallesi Alay Köşkü Caddesi Küçük Sokak’ta yer alıyor. Kitap tutkunları için ulaşım son derece kolay; Marmaray veya Tramvay ile geldiğinizde, sokak duraklara yalnızca beş dakikalık yürüme mesafesinde. Fatih Belediyesi’nin hayata geçirdiği bu kıymetli projeye, Basın Yayın Meslek Birliği Derneği Başkanı ve Yeditepe Yayınları sahibi Mustafa Karagüllüoğlu gibi yayın dünyasının önemli isimleri de destek vermiş. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen binanın altında toplam 12 dükkân bulunuyor. Bu dükkânlardan 11’i kitapçılara ayrılmış durumda; kalan biri ise misafirlerin soluklanacağı kafe olarak düşünülmüş. Sokaktaki kitapçıların isimleri şöyle: İstanbul Dağıtım, Kitabevi Yayınları, İnsan Yayınları, Mercan Kitap, Cağaloğlu Kitabevi, Flamingo Books, Kitap Rengi Kitabevi,Ark Kitapları, Mecaz Kitap, MVT Kitap ve İz Yayınları. Özellikle İz ve İnsan yayınevleri, Cağaloğlu’nun dağılma döneminde taşınan köklü yayınevlerinden; şimdi bu projeyle bir nevi eve dönüş yaşamış oldular. Bu yeni yayıncılık hafızasında bizi sevindiren bir detay da var: Sokakta yer alan 11 kitapçı arasında tek kadın kitapçı Kitap Rengi Kitabevi sahibi Fatma Ömerustaoğlu. Kitabevleri şimdilik her gün beşe kadar açık.. Fakat Kitabevi Yayınları gibi köklü yayınevlerinin, eski Babıali’nin o geç kapanma geleneğini yaşatarak akşam da açık kalmaya devam edeceği beklentisi mevcut.
