SALİHA SULTAN
Sanat eserleri sürekli hareket ediyor, milyonlarca dolar değerindeki eser her yıl prestijli sanat fuarlarına taşınıyor. Pandemi sürecinin ardından 2024 yılında dünya çapında 370’ten fazla sanat fuarı düzenlendi. Hong Kong, Singapur, Dubai, Venedik, Madrid gibi şehirlerdeki büyük ölçekli fuarlar binlerce sanatçının eserini ve katılımcıyı çekti. Bu sanat fuarları sanat piyasasındaki satışların yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan büyük bir pazar payına sahip olsa da, galericiler yine de fuarlardan memnun değil. Yeni bir rapora göre, dünya çapında iş yapan birçok galeri sahibi, büyük sanat fuarlarına katılmanın getirdiği artan maliyetlerden dolayı büyük hayal kırıklığı yaşıyor.
KATILIM MALİYETİ YÜZ BİN EUROYU BULUYOR
Londra merkezli bir satış istihbarat şirketi olan First Thursday, ilk kez hazırladığı Sanat Fuarı Raporu için Avrupa, Asya, Afrika ve Kuzey Amerika’daki 56 ticari galeriyle görüştü. Raporda, ankete katılan galerilerin neredeyse yarısına denk gelen yüzde 46’sı tbir fuara katılmak için 30 bin eurodan (1 milyon 432 bin lira) fazla para harcadığını söyledi. Katılımcıların yüzde 24’üne tekabül eden her beş galeriden neredeyse biri de, 50 bin veya 100 bin euro arasında harcama yaptığını aktardı.
SATIŞ GARANTİSİ OLMAMASINDAN ŞİKAYETÇİLER
Katılımcıların yüzde 83’ü ellerindeki eserleri fuarlarda sergilemenin önündeki en büyük engelin ne olduğu sorusuna ise, yüksek katılım maliyetleri cevabını verdi. Yüzde 77’si ise katıldıkları fuarlarda bir satış garantisi olmamasının bir sonraki en büyük zorluk olduğunu belirtti. Ankete katılan birçok gelericinin yaptığı “Fuar modeli şu anda sürdürülemez görünüyor” değerlendirmesi ise dikkat çekici. Birçok galerici, bu yüksek maliyetler ve satışlardaki belirsizlik nedeniyle fuarlara katılım stratejilerini yeniden değerlendireceklerini belirtirken, bunların yüzde 31’i artık daha az fuara katılma kararı aldığını dile getirdi. Raporda, “Birçok galeri genişlemek yerine programlarını daraltmayı ve getirisinin en iyi olacağına inandıkları daha az sayıda önemli fuara odaklanmayı tercih ediyor” değerlendirmesi yapılırken, bazı galerilerin yatırımlarını artık dijital platformlara, sosyal medyaya ve dijital pazarlamaya kaydırdığı vurgulandı.
ÇÖZÜM: STANTLAR BÖLÜNSÜN, DAHA ÇOK KOLEKSİYONCU GELSİN
Galeriler soruna çözüm olarak ise, fuarların ‘katılım ve üretim maliyetlerini düşürmesini, bölünmüş stantlar veya komisyon bazlı modeller gibi daha esnek formatlar ve VIP ve koleksiyoncu etkileşiminin iyileştirilmesini’ istedi. Ayrıca, fuar sonrasında ilgiyi satışa dönüştürmeye yardımcı olacak düzenlenmiş tanıtımlar ve araçlar istediklerini söyledi. Ankete katılan galericilerin yüzde 71 oranında büyük çoğunluğunun sanat fuarlarına katılmanın en önemli faydasının yeni kitlelere ulaşmak olduğunu ifade etmesi, satış ve gelir elde etmenin, koleksiyonerlerle iletişim kurmada önemli bir faydası olmadığı görüşünü dile getirmesi fuar organizasyonlarının sanat piyasasına etkisini bir kez daha tartışmaya açıyor.
TÜRKİYE’DEKİ STANT KİRALARI DA AŞAĞI DEĞİL
First Thursday’ın dünya çapında 56 galeri ile yaptığı anket, Türkiye’deki galerilerin hem yurt içinde hem yurt dışında yaşadığı sorunlara da ışık tutuyor. Art Basel ve UBS’in bu yıl birlikte yayınladığı, küresel sanat ekonomisinin güncel durumunu ortaya koyan 2025 Sanat Piyasası Raporu, Türkiye’ye dair acı tabloyu da ortaya koymuştu. Rapora göre 2024 yılında dünya sanat piyasası toplam 57,5 milyar dolar hacme ulaşırken, ABD, Çin ve İngiltere’nin önde olduğu bu pazarda Türkiye’nin adı hiç geçmemişti. ‘Sanatın başkenti’ namıyla anılan İstanbul, İstanbul Bienali, Contemporary İstanbul, Artcontact İstanbul gibi uluslararası fuarlara ev sahipliği yapsa da, ne yazık ki dünya çapında bir fuar destinasyonu haline gelebilmiş değil. İstanbul’un fuarlarına dünya çapında galerilerin ya da koleksiyonerlerin katıldığı nadir görülürken, bu fuarlara katılan galeriler de daima belli başlı isimler oluyor. Türkiye’deki galericiler de yurt dışındaki meslektaşları gibi fuarlarda stantların metrekare fiyatlarının yüksek olmasından şikayet ediyor.
