Avrupa Yayın Birliği (EBU), 2026 Eurovision Şarkı Yarışması’nın Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenecek 70. edisyonu öncesinde, İsrail’in katılımına yeşil ışık yakarak uluslararası kamuoyunu şok etti. Eurovision’u yöneten, 56 ülkenin kamu yayıncılarından oluşan EBU, İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Genel Kurul toplantısında birçok ülkenin talebine rağmen İsrail’in katılımını oylamaktan kaçındı. İspanya, Hollanda ve İrlanda temsilcileri bu kararın ardından toplantıdan ayrıldı. “Yarışmanın siyasi olmadığı” yönünde savunma yapan EBU, İsrail’in varlığını onayladı. Bu karar, Filistin halkına yönelik işlenen suçlara karşı EBU’nun vicdani sorumluluğu hiçe saydığını kanıtladı.
YARIŞMAYA ‘KİRLİ LOBİ’NİN GÖLGESİ DE DÜŞTÜ
EBU, perşembe günkü toplantıda ayrıca, izleyicilerin SMS atarak ya da başka telekom şirketleri üzerinden bedel ödenerek oy kullanılan ‘televoting’ sistemiyle kullanılacak oy sayısının azaltılması ve yarı finallere ‘profesyonel jürilerin’ geri getirilmesi de dahil yeni önlemler paketinin değerlendirmeye alınacağını söyledi. Üyelerin, bu adımların yarışmanın tarafsızlık ve bağımsızlığını korumaya yetmediğinde karar kılması halinde katılımın şekli konusunda bir oylama yapılacak. Bu yeni kararlar, yarışmanın İsrail lobisinin baskısı altına girdiği yönünde iddialara neden oldu. Gazze’de ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkesin şiddeti azaltmasının, ya da EBU’nun siyasi müdahaleyi engellemek için oylama sürecinde yapmayı planladığı değişikliklerin, bu konudan rahatsız olan bazı yayıncıları yatıştırmaya yeterli olup olmayacağı belirsiz.
İRLANDA’NIN VİCDANI KABUL ETMEDİ, HOLLANDA İSE ‘20 BİNDEN FAZLA ÇOCUK ÖLDÜ’ DEDİ
Yarışmanın itibarına büyük bir darbe indiren kararın ardından İrlanda, Hollanda, İspanya, Slovenya, İzlanda ve Belçika’dan oluşan altı ülke yarışmadan çekildi. Eurovision tarihinin başarılı ve köklü katılımcılarının Gazze’deki vicdani durum nedeniyle yarışmadan geri çekilmesi, Eurovision’un geleceği hakkında ciddi sorular ortaya çıkardı. EBU’nun İsrail kararına Avrupa ülkeleri kayıtsız kalmadı. İspanya (RTVE), Gazze’deki soykırım ve İsrail’in yarışma kurallarına uymaması nedeniyle çekildiğini açıkladı. RTVE Başkanı Jose Pablo Lopez, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “EBU Meclisinde yaşananlar, Eurovision’un bir şarkı yarışması değil, jeopolitik ve parçalanmış çıkarların egemen olduğu bir festival olduğunu doğruluyor” dedi. İrlanda (RTE), Gazze’deki korkunç can kaybı nedeniyle katılımın vicdanen kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “İsrail’in Eurovision 2026’ya katılmasına karar verilen Cenevre’deki EBU Kış Genel Kurulu ardından RTE’nin duruşu değişmedi. RTE, 2026 Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmayacak ve yayımlamayacak.” açıklaması yaptı. Slovenya (RTV) de “Gazze’de öldürülen 20 binden fazla çocuk için İsrail varsa biz yokuz” mesajıyla kararlılığını netleştirdi. Hollanda (AVROTROS) da Gazze’deki ciddi insani acıların temsil ettikleri kamusal değerlerle bağdaşmadığı sonucuna vararak yarışmadan çekildiğini açıkladı. EBU’nun İsrail kararının ardından altı ülkenin etik ve insani gerekçelerle kitlesel olarak yarışmadan çekilmesi, Eurovision’un siyasi tarihinde en büyük boykot krizi olarak kayıtlara geçti. Boykot dalgasının, Ocak 2026’da katılımcı listesinin tamamı açıklanmadan önce daha da büyümesi bekleniyor.
YARIŞMANIN 7 EKİM SONRASI İSRAİL KARNESİ
İsrail’in katılımı, 7 Ekim sonrası tüm süreçte yoğun protestolarla karşılaştı. Hem 2024 hem de 2025 yarışmaları boyunca on binlerce kişi sokaklarda toplanarak ‘Soykırımı Durdurun’ çağrısı yaptı. İsrailli yarışmacılar bu süreçte provalarda ve canlı performansta seyirciler tarafından yoğun şekilde yuhalandı. Belçika’da VRT kanalı ise, canlı yayını keserek “İsrail devletinin insan hakları ihlallerini kınayan” bir mesaj yayımlayarak geçen yılki geceye damga vurdu. EBU’nun İsrail’e gösterdiği hoşgörü, geçmişteki tutarsız kararlarıyla bir çifte standarda işaret ediyor: Rusya 2022’de, Ukrayna işgali nedeniyle yarışmadan men edildi. Belarus 2021’de, siyasi mesajlı şarkı nedeniyle diskalifiye edildi. Hatta 2005’te Lübnan’a, sadece İsrail performansını yayınlamama kararı nedeniyle üç yıl men cezası verildi. Bu tarihi örnekler, EBU’nun ‘siyaset dışı’ tezinin, jeopolitik baskılar karşısında bir perdelemeden ibaret olduğunu kanıtladı.
TÜRKİYE ÇİFTE STANDARDI YILLAR ÖNCE GÖRMÜŞTÜ
Türkiye, Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) politik ve etik sorunlarını Avrupa’dan çok önce fark etti. Ülkemiz, 2013 yılından itibaren yarışmaya katılmama kararı alarak bu sorunlara tepki gösterdi. TRT’nin çekilme gerekçesi, jüri oylarının siyasi kayırmacılığa yol açması ve ‘Büyük Beşli’ ülkelerin haksız finansal avantajıydı. Türkiye, yarışmanın güvenilir olmayan, eşitlikten uzak sistemine yıllar önce sırtını çevirdi. Türkiye’nin bir diğer çekilme nedeni, yarışmanın kültürel değerlerden uzaklaşması ve yayıncılık ilkeleriyle uyuşmamasıydı. Ülkemiz, sanatsal kalitenin önüne geçen, yarışmada her yıl artan müstehcen şovları yayınlamayı da reddetti. İrlanda ve Hollanda gibi devlerin güncel boykotu, 13 yıldır yarışmaya katılmayan Türkiye’nin yıllar önce yalnız başına aldığı tutarlı ve ilkeli kararın ne kadar doğru olduğunu kanıtladı.
