Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde, Afyonkarahisar Valiliği’nin ev sahipliğinde ve Anadolu Kültür ve Sanat Meclisi Derneği’nin organizasyonuyla dördüncüsü düzenlenen festival 13 Ekim’de başladı. Afyonkarahisar Valiliği’nin davetlisi olarak katıldığım festivalin açılış töreni Korel Termal Otel’de gerçekleşti. Daha çok sucuğu, kaymağı ile bildiğimiz Afyonkarahisar, ayrıca iki üniversiteye ev sahipliği yapıyor ve her yıl Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 40 bin öğrenciyi ağırlıyor. Festivalin paydaşlarından biri de salonlarını film gösterimlerine ve söyleşilere açan Afyon Kocatepe Üniversitesi. Üniversitenin katkı sağladığı festivallerde daima gençleri daha çok görüyoruz. Büyük Taarruz Kısa Film Festivali’nin açılış töreninde de manzara buydu, salon yüzlerce heyecanlı gençle doluydu.
VALİ YİĞİTBAŞI: GAZZE’DEKİ ZULMÜ UNUTTURMAMAK GÖREVİMİZ
Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı da bu durumdan memnundu ki, selamlama konuşmasında bir bürokrat konuşması yapmak yerine irticalen gençlere hitap etmeyi tercih etti. Afyonkarahisar’ın Milli Mücadele’deki rolünü hatırlatan ve büyük destanın bu topraklardan başladığını söyleyen Yiğitbaşı, sinemanın böylesi büyük destanların geleceğe taşınmasında önemini vurguladı.
Yiğitbaşı, “Sinema kelimelerin yetmediği yerde duyguların evrensel diliyle yüreklerimize fısıldıyor, toplumun hafızasına katkı sağlıyor” sözlerinin ardından, sözü festivalden bu yıl da selam gönderilen Gazze meselesine getirdi. Yiğitbaşı’nın şu sözleri salondaki gençlerden büyük alkış aldı: “Dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşanıyor. Biz bunun acı tanıklarıyız. Sesimizi yükseltmeye çalışıyoruz. Çok şükür bir ateşkes başladı ama bunun kalıcı olmasını diliyoruz. Film festivalleri, kısa filmler, belgeseller bu süreçte çok önemli; çünkü bizler bu zulmü sinemanın gücüyle gelecek kuşaklara anlatmak ve unutturmamakla da sorumluyuz.” Festival Yönetmeni, gazeteci Sevda Dursun da açılışta festival boyunca gerçekleşecek etkinlikler hakkında bilgi verdi.
7 Ekim 2023’ün ardından düzenledikleri festivallerde Gazze’ye selam gönderdiklerini vurgulayan Dursun, festivalin ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeseli ile açılıp, Gazzeli müzisyenler Fares Anber, Ahmed Al-Madhoun ve Mohamed Al-Ashi’nin konseriyle kapanacağını söyledi. ‘Aile Yılı’ nedeniyle aile temalı yapımlara geniş yer verdiklerini de belirten Dursun, Türk sinemasının mihenk taşlarından biri olan ve Afyonlu olan Yücel Çakmaklı’yı da bir söyleşi ile anacaklarını vurguladı.
Dursun son olarak festivalin onur ödülünün Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray’a verileceğini aktararak, festivalin son günü olan 16 Ekim’de gerçekleşecek söyleşi ve ödül törenine bütün Afyonluları davet etti. Açılışta geçen yıl kanser rahatsızlığı nedeniyle vefat eden, Türk sinemasında sinema ve din ilişkisi üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Yalçın Lüleci de anıldı.
BELGESELE KATKI SAĞLAYAN GAZZELİ GAZETECİDEN ACI HABER
Festival, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi Filistin’e selam durarak başladı. Açılışta İnsani İz Derneği tarafından hazırlanan, yönetmenliğini Kaan Burak Şen ve Kübra Kuruali’nin yaptığı, ilk gösterimini 7 Ekim’de İstanbul’da yapan ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeseli gösterildi. Gösterimin ardından izleyicilere hitap eden Kuruali, Gazze’de ateşkesin konuşulduğu bu günlerde gelen acı bir haberi paylaştı. Kuruali, Gazzeli gazeteci Saleh Aljafarawi’nin 13 Ekim’de İsrail ajanları tarafından 7 kurşunla şehit edildiğini haberini aldığını aktararak, “Belgeselde çok az görüldü ama birçok veriyi bana sağlayan oydu” sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi. Yönetmen Şen ise konuşmasında belgeselde kendi isimlerinin bir önemi olmadığının altını çizerek, “Bu belgesel Filistin’de yaşanan gerçekleri haber verme misyonu taşıyor. Çünkü hala Filistin meselesiyle ilgili magazincilerin verdiği bilgileri bir tarihsel veri gibi kafalarında taşıyıp Filistinlilere düşmanlık eden insanlar var. Bu yüzden biz bu belgeseli her yere ulaştırmaya çalışacağız.”
GENÇ SİNEMACILAR USTALARLA BULUŞTU
Büyük Taarruz Kısa Film Festivali’ne bu yıl 189 ülkeden, 2 bin 324 film başvurmuş. Bu filmlerden seçilen 24’ü festival izleyicisiyle buluşarak, ödül için yarışıyor. Anadolu’da düzenlenen ve her yıl sayısı artan bu tür festivallerin en anlamlı tarafı muhakkak ki bu şehirlerde sinema TV bölümlerinde okuyan öğrencilerin sektörün profesyonelleri ile buluşma fırsatını bulması. Bunun bir örneği de 14 Ekim’de Afyon Koca Tepe Üniversitesi’nin İbrahim Küçükkurt Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve Sinema TV Bölüm Başkanı Azime Cantaş’ın yönettiği ‘Kameranın Arkasından Beyazperdeye’ söyleşisiydi. Konuşmacılar ise ‘7 Numara’ dizisinde canlandırdığı ‘Ayten’ karakterinden tanıdığımız, son yıllarda ise ‘Payitaht’, ‘Alparslan’, ‘Kuruluş Osman’ gibi tarihi dizilerin senaryosundaki imzasıyla gündemde olan Ayça Mutlugil ile ‘Acı Aşk’, ‘Kavak Yelleri’ gibi film ve dizilerin usta yönetmeni Taner Elhan’dı. Her iki isim de konuşmalarında gençlere kameranın ardındaki dünyaya dair kendi tecrübeleri üzerinden önemli ipuçları verdi.
Mutlugil’in son yıllarda perdede artan şiddet sahneleri nedeniyle gençlere sarf ettiği “Sinema camiasında etik değerlere sahip olmak ve korumak hepimiz için çok önemli. Bu değerleri korumak vicdani sorumluluğumuz” sözleri önemli. Elhan ise, gençlere şu tavsiyede bulundu: “Sizler mezun olacaksınız ve kiminiz film çekecek. Çektiğiniz şey ne olursa olsun bir sanat disiplinine ait bir alanda iş yapacaksınız. Bu sebeple sürekli okumaya, araştırmaya, bilgi birikim sahibi olmaya devam etmelisiniz.” Elhan ayrıca gelecek ay şehirde bir kısa film çekeceğini belirterek, salonda bulunan gençleri setine davet ederek usta bir yönetmen olarak gençlere unutmayacakları bir jest yaptı.
