Ödüllü ‘bilinmeze doğru’ romanının yazarı Hülya Başarangil Demir Karar’a konuştu: Bu hikâyede kazanan ‘vatan aşkı’

Ödüllü ‘bilinmeze doğru’ romanının yazarı Hülya Başarangil Demir Karar’a konuştu: Bu hikâyede kazanan ‘vatan aşkı’

2025 Emine Işınsu Roman Ödülü’nü 1944 Kırım Tatar Sürgünü’ne ışık tutan ‘Bilinmeze Doğru’ romanıyla kazanan yazar Hülya Başarangil Demir: “Romanım için aşkların romanı diyebiliriz ancak romanımda kişiler arasında aşkı anlatsam da ana karakterlerden biri olan Emin için vatan aşkı, Vera’ya olan aşkından daha ağır basmış ve kazanan vatan aşkı olmuştur. Çünkü tarihin her döneminde Türklerin vatanı için duyduğu aşk her zaman öncelikli olmuştur.”

SALİHA SULTAN

Türk edebiyatının usta kalemi Emine Işınsu adına ikincisi verilen ‘Emine Işınsu Roman Ödülü’ 2025’te kazanan ‘Bilinmeze Doğru’ romanıyla Hülya Başarangil Demir oldu. Roman, Kırım’dan Türkiye’ye göç eden bir ailenin hikayesi üzerinden 1944 Kırım Soykırımı’na ışık tututuyor. Yazarın şu an baskı aşamasında olan ve ödül töreninde okurla buluşmak için gün sayan romanının detaylarını ve kişisel hikayesini KARAR okurlarımız için konuştum.

Emine Işınsu 2025 Roman Ödülü’ne layık görülen "Bilinmeze Doğru" adlı henüz basılmamış ilk romanınız, bir göç hikâyesi. Kırım’dan ayrılışın, sökülüşün dramı. Biyografinize baktım, sizin aileniz de Kırımlı. Türkiye’ne nasıl gelmişler?

Sadece Kırım ve Romanya değil tam anlamıyla göçmen bir ailede doğdum. Baba tarafım Kırım ve Romanya, anne tarafım ise Bulgaristan ve Selanik göçmeni. Mustafa Kemal Atatürk’ın “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” sözünü kendime her zaman ilke edindim. İlk başta da kendi atalarımı tanımak için araştırmaya başladım. Devlet Arşivleri’nde yaptığım araştırmalarda birçok bilgiye ulaştım. Baba tarafım 1937’de Romanya’dan Türkiye’ye göç edip 1938 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanmışlar. Vatandaşlığı kazandıkları Bakanlar Kurulu Kararnamesi Atatürk tarafından imzalanmış. Bu durum benim için ayrıca gurur verici. Göç eden aile fertlerinin yanında gelirken yanlarında getirdikleri hayvanlar bile kayıt altına alınmış.

Oraları görme fırsatınız oldu mu? Ne hissettiniz?

Kırım hariç atalarımın göç edip geldikleri toprakları ziyaret ettim. Ben ilk defa gitmiş olsam da gezdiğim yerlerde kendimden bir şeyler buldum. Hiç yabancılık çekmedim. Seyahatlerim sırasında beni etkileyen bir anımı anlatmak istiyorum. 2022 yılında Romanya seyahatimizde Köstence’de bulunan Kral Camii’nin minaresine eşimin iknası sonucu çıktım. Camiinin minaresinden etrafa baktığımda limanı gördüm. Dedemin Köstence Limanı’ndan bindikleri gemi ile ilgili anlattığı hikayeler aklıma geldi ve gözyaşlarıma hakim olamadım. Kırım’ın Rusya işgalinden kurtulacağı ve Kırım’ı ziyaret edeceğim zamanı ise iple çekiyorum.

‘ATALARIMIN ANLATTIĞI HİKAYELERİ KENDİ YAŞANMIŞLIKLARIMLA HARMANLADIM’

Peki, ‘Bilinmeze Doğru’ romanınızdaki anlatınız atalarınızdan dinlediğiniz yaşanmış bir hikâye mi? Yoksa anlatılanlardan hareketle kurguladığınız bir roman mı?

‘Bilinmeze Doğru’ ne tam kurgusal ne de tamamen yaşanmış hikâye. Yaptığım araştırma ve gözlemler ile büyüklerimin anlattığı hikayelerin kendi hayal dünyamda harmanlanması sonucu ortaya çıktı. Ayrıca beni etkileyen üzüntü, mutluluk ve kızgınlıklarımı da romanımdaki olay ve karakterlere yansıttım.

Romanda Türklerin yanında, Rus, Ukraynalı karakterler de var. Başka millet ve etnisitelerden kişiler de yer yer devreye giriyor. Bir aile içinde ve çevresinde hem de. Buna bakarak epeyce kaynaşmış bir toplum denebilir. Sizce Sovyet yönetimi Türk olanlara neden iyi bakmıyor ve sürgün ediliyorlar?

Aslında millet olarak ne zaman bir bölgede otoritemizi kaybetsek zulme ve ayrımcılığa uğruyoruz Geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam ediyor. Halil Akıncı hocamız konuk olduğu bir programda bu durumu aslında çok güzel özetledi, “Türk Korkusu!”. Kırım’da Türklere yönelik baskı ve zulüm sadece 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ile sınırlı değil. Bunun öncesinde de birçok olay yaşanmış. Bunlardan birine örnek vermek gerekirse 1918 yılında Kırım Halk Cumhuriyeti’nin ilk başkanı ve Kırım Tatarları’nın ulusal marşı Ant Etkenmen’in şairi Numan Çelebicihan idam edilmekle kalmamış naaşı Karadeniz’e atılmıştır. Kırım, ayrıca jeopolitik olarak önemli bir konumda bulunuyor. Amaç burayı Türklerden arındırmak. Bence asıl neden bu. Sovyetlerin ileri sürdüğü nedenler bahaneden öteye geçmez.

Roman Vera etrafında dönüyor. Vera’nın babası Türk, annesi Rus. Etnik ve dini kimlikler önemli görünen bir toplumda çocuklar da aynı kimliğe mensup olmayanları seviyorlar. Romanda böyle iç içe aşklar var. Bunlar yer yer psikolojik gerginlikler yaratsa da sevgileri değişmiyor. Bu tarafıyla da ilginç bir sosyal durum meydana geliyor. Benzer hikayelere tanık oldunuz mu?

Romanımda Vera’nın annesini Rus olarak betimledim. Türkiye’ye göç eden akrabalarımızdan birisinin eşi farklı milliyetten ve evlenmeden önce farklı dinden. Romanya’da evlenmişler. Bana anlatılanlardan öğrendiğim kadarıyla hayatını bir Türk ve Müslüman olarak sürdürmüş. Dışarıdan böyle gözükmesine rağmen her zaman iç dünyasını merak ettim. Keşke öğrenme fırsatım olsaydı, bu da benim içimde bir bilinmez olarak kaldı.

screenshot-5

‘DOĞUP BÜYÜDÜĞÜN TOPRAKLARDAN ZORLA KOPARILMAK TARİFSİZ BİR ACI’

Değişmeyen acı ve hasret. Koparıldığı yeri özlüyor insanlar. Emin’in kimseye bildirmeden Kırım’a gidişi bu duyguyu gayet güzel veriyor. Acı üstüne acı veren bu sahneler size ne hissettiriyor?

Bir insanın doğup büyüdüğü toprakları özlemesi ve hasret çekmesi çok özel bir duygu. Ben, Eskişehir’de doğdum ve büyüdüm. 2012 yılından beri eşimin işi nedeniyle farklı şehirlerde yaşadım ve hâlen Ankara’da yaşıyorum. Çok sık gidip gelmeme rağmen çok çabuk özlüyorum. Dedem, büyük sayılmayacak yaşlarda Türkiye’ye göç etmesine rağmen anlattığı hikayelerde “Bizim oralar, bizim köy” diye özlem duyardı. Türkiye’ye gönüllü olarak göç etmişler. Dedem için doğduğu toprakları bir daha görmek nasip olmadı. Bir daha hiç dönemeyeceğinizi bilerek doğup büyüdüğünüz topraklardan zorla ve insanlık dışı muamele ile koparılmak ise tarifsiz bir acı. Bu durumu ‘Ey Güzel Kırım’ türküsü çok güzel anlatmakta. Ben ne zaman dinlesem gözyaşlarıma hakim olamam ve yaşadığım topraklardan zorla koparılmışım gibi hissederim...

Beklenmeyen olaylarla merakı diri tutan sürükleyici romanınızın merkezinde ise aşk var. Sizce bir ümidi dirilten ve yaşatan aşk duygusu mudur? Bilinmeze Doğru’ya aşk romanı ve vatan duygusunu da katarak aşkların romanı diyebilir miyiz?

Evet, dediğiniz gibi bir ümidi dirilten ve yaşatan aşk duygusudur. Romanım için aşkların romanı diyebiliriz ancak romanımda kişiler arasında aşkı anlatsam da ana karakterlerden biri olan Emin için vatan aşkı, Vera’ya olan aşkından daha ağır basmış ve kazanan vatan aşkı olmuştur. Çünkü tarihin her döneminde Türklerin vatanı için duyduğu aşk her zaman öncelikli olmuştur.

screenshot-7

‘EMİNE IŞINSU ÖKSÜZ TÜRKÇÜLER İÇİN SIĞINILACAK BİR LİMAN’

İlk romanınızla Türk edebiyatının usta kalemi merhum Emine Işınsu adına ödül almak nasıl bir duygu? Ne dersiniz hakkında?

Emine Işınsu, öksüz Türkçüler için sığınılacak bir limandır. Ömrünü ve kalemini Türkçülük ve Türklerin dertleri için adayan, Türk edebiyatının usta kalemi Işınsu adına ödül almak benim için çok büyük bir onur ve çok mutluyum. Heyecanımı anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor. Işınsu’nun değerli hatırası için düzenlenen roman ödülünü organize eden Ödül Tertip Komitesi Başkanı ve Işınsu’nun eşi Prof. Dr. İskender Öksüz’e, beni bu ödüle layık gören kıymetli jüri üyeleri Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Bilge Ercilasun, Prof. Dr. Belkıs Altuniş Gürsoy, Prof. Dr. Nazım H. Polat ve şair yazar A.Yağmur Tunalı’ya, ayrıca bu süreçte emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum. Düzenlenen roman ödülü ile Işınsu’nun değerli hatırasını yaşatmak ve kendisini ölümsüzleştirmek üzere 269 ayrı ışık tutulmuştur. Eserleri ile katılan tüm yazarlara da teşekkür ediyorum.

YORUMLAR (1)
1 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN