Her gün milyonlarca insanın gelip geçtiği Sirkeci Garı bugünlerde Gazze’de yaşanan trajediyi İstanbul’un kalbine taşıyan bir sanat eserine ev sahipliği yapıyor.
SALİHA SULTAN
Yönetmen Enes Hakan Tokyay’ın 3. Uluslararası Yeditepe Bienali kapsamında gara yerleştirdiği ‘Sadece İsimler Değişiyor/Renamed’ adlı enstalasyonu, Filistin halkının özellikle 7 Ekim’den beri yaşadığı trajediyi ekranlardan takip edenler için paha biçilemez bir empati durağı. Sosyal medyada son iki yıldır Filistinlilerin paylaştığı gönderilerden aşina olduğumuz, İsrail bombaları ile yıkılan o evlerin hikayesi tam karşımızda duran. Belki de iki küçük çocuğun yerde oturmuş oyuncakları ile oynadığı, babanın televizyonda haberleri takip ettiği, annenin mutfakta kahvaltı hazırladığı güneşli bir günün sabahında bir anda salonun ortasına düşen bir bombanın bir eve çöken karanlığının hikayesi bu. Sanatçı Tokyay’ın, ziyaretçilerini Filistin’de yıkılan binlerce evi, çöken binlerce ocağı, yitip giden onbinlerce hayatı merkezine yerleştirdiği bu yerleştirmesi 75 yılı aşan İsrail soykırımının o kirli tozuyla kaplı. Pencerede açılan bir oyuk, tozlu bir koltuk, kararmış bir televizyon ekranı, dağılmış hatıralar, hane halkını bir daha asla bir araya toparlayamayacak o geniş yemek masası... Yıkıntıların arasında, bomba ve direniş seslerinin eşlik ettiği bu manzara, insana bu hikayenin bir toz bulutuyla silinip gitmemesi gerektiğini hatırlatıyor. Sirkeci Garı’ndaki bu Gazze durağının hissettirdiği işte tam da bu: İsimler her zaman değişir, biz her şeyin üzerini örten o unutkanlık tozunu silkelemedikçe yitip giden topyekün insanlık olacak.
İMZA NETANYAHU
Sanatçı Tokyay’ın enstalasyonunun ruhu, İsrail bombasının şiddetiyle çatlamış bir duvarda gizli... Sanatçı bu çatlak duvarda İsrail bombalarıyla hayatını kaybeden ya da kaybetmeye bir adım mesafede olan İsmail’in, Meryem’in, Hasan’ın, Yunus’un, Yahya’nın, Zehra’nın isimlerini zikrediyor. Hepsi tanıdığımız isimler, sadece bizimkilere benzedikleri için değil, trajedilerini haberlerde binlerce kez gördüğümüz, duyduğumuz için. Ancak bu isimlerle bu yıkıntının arasında karşılaşmak başka. İnsan eline bir tebeşir alıp, kendi adını da o duvarın bir tuğlasına işlemek istiyor. İçimden gelen bir şey daha var, duvarın sağ alt köşesine Netenyahu imzası atmak.Çünkü bu utanç tablosu onun ve onun zihniyetini destekleyenlerin eseri.